Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ilişkisinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 28/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hüküm; vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 24.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

      Böylelikle bu ifraz işlemine kadar, davacı adına tescil olanağı varken, bu imkan ortadan kalkmış, dava konusu taşınmazın yeniden ifrazı imkansız hale geldiğinden davacı adına tescil edilememiştir. Bu sonuç davanın devamı sırasında, davalıdan kaynaklanan iş ve işlemlerden ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu nedenle burada hak kaybına neden olunmaması için soruna şekilci ve yüzeysel yaklaşılmamalı, davalının bütün bu işlemleri kendi yararına sonuç sağlamak ve davacının Türk Medeni Kanunun 724 maddesine dayanarak açtığı tescil davasındaki haklarını bertaraf etmek amacıyla yapıp yapmadığı daha açığı kötü niyetli olup olmadığı yönü üzerinde durulmalıdır. Çünkü Türk Medeni Kanunun 2.maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz....

        Hukuk Dairesi KARAR : Kabul İLK DERECE MAHKEMESİ : Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'ten intikal eden 191 ada 16 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından vekâlet görevi kötüye kullanılarak diğer davalıya satış suretiyle devredildiğini, kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde taşınmazın satış tarihindeki değerinden paylarına isabet eden bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ..., davanın reddini savunmuş; davalı ... davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır....

            DELİLLER: Tapu kaydı, mimari proje, teslim tutanağı, konut satım sözleşmesi, ödeme dekontları, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı haciz, ipotek vb. takyidatlardan ari şekilde tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir....

            DELİLLER : Tapu senedi, tapu kaydı, 10/03/2017 tarihli 5070 yevmiye nolu resmi senet ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili 04/02/2020 tarihinde ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuş olup sonrasında 20/11/2020 tarihli dilekçesinde; istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirmiştir. Davalı vekilinin vekaletnamesinde davadan ve temyizden feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 349.maddesinde, istinaf başvuru hakkında feragati düzenlemiştir. HMK Madde 349 2.fıkrasında "Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya BAM'a gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir....

            Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olay bakımından Gabinin Objektif ve Sübjektif koşullarının oluşmadığı, davacının, davalının müzayaka halinden yararlandığı iddiasının kanıtlanamadığı, sözleşmenin ahlaka aykırılığından söz edilemeyeceği, davacının hakkını kötüye kullanmasının da söz konusu olmadığı anlaşıldığından itirazın iptali davasının kabulü, karşılık Menfi Tesbit davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun itirazın iptali davası yönünden farklı yönde oluşan görüşüne katılamıyoruz....

              Hakkın kötüye kullanılmış olduğunu kabul etmek için hakkın amacına aykırı olarak kullanılması ve hakkı kullananın bu kullanmada çıkarının olmaması gerekir. “Hak” tanımının “hukukun tanıdığı ve koruduğu menfaat” olduğunu hatırlayarak, bir hakkın kullanılması sırasında kullananın bu “hak”kı, amacına aykırı olarak ve korunacak bir “menfaat” olmaksızın kullanması durumunda biçimsel mantığa göre, bu durumda hukukun himayesini esirgemek gerektiği sonucuna varılır (Akyol, s. 21). Şu hâlde bir hak, o hakkın tanınmasındaki amaca aykırı olarak kullanılırsa ve bu kullanmada kullanan bakımından menfaat yoksa veya çok küçük bir menfaat varsa, bu takdirde o hakkın kullanılmasından değil, hakkın kötüye kullanılmasından bahsedilir....

                Hakkın kötüye kullanılmış olduğunu kabul etmek için hakkın amacına aykırı olarak kullanılması ve hakkı kullananın bu kullanmada çıkarının olmaması gerekir. “Hak” tanımının “hukukun tanıdığı ve koruduğu menfaat” olduğunu hatırlayarak, bir hakkın kullanılması sırasında kullananın bu “hak”kı, amacına aykırı olarak ve korunacak bir “menfaat” olmaksızın kullanması durumunda biçimsel mantığa göre, bu durumda hukukun himayesini esirgemek gerektiği sonucuna varılır (Akyol, s. 21). Şu hâlde bir hak, o hakkın tanınmasındaki amaca aykırı olarak kullanılırsa ve bu kullanmada kullanan bakımından menfaat yoksa veya çok küçük bir menfaat varsa, bu takdirde o hakkın kullanılmasından değil, hakkın kötüye kullanılmasından bahsedilir....

                  UYAP Entegrasyonu