"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/07/2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu dava konusu 105 ada 34, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlarına ulaşmak için yıllar boyunca davalı ...'...
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; 19 sayılı parselin yola bağlantısı olan mera niteliğindeki taşınmaza komşu olduğu, bu nedenle köy halkından olan davacının 19 sayılı parsele ulaşmakta sıkıntı çekmeyeceği, 10 sayılı parsel lehine geçit hakkı kurulması talebinin ise geçit hakkı bedeli depo edilmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davacı hükmü temyiz etmiş, karar Dairemizce; "davacının 10 ve 19 parsel sayılı taşınmazlarının geçit ihtiyacında bulunduğu, her iki parsel yönünden geçit hakkı kurulması yolundaki alternatiflerin değerlendirilmesi" gerektiği nedenleri ile bozulmuştur....
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir. Mahkemece, davacının maliki olduğu 95 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar lehine geçit hakkı tesisi talep ettiği gözetilerek ek rapor alınmak suretiyle her iki taşınmaz yararına geçit hakkı kurulması gerekirken kesintisizlik ilkesine aykırı olarak sadece 14 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, paydaşı olduğu 2431 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını belirterek davalılara ait taşınmaz üzerinden geçit hakkı isteminde bulunmuştur. Davalı ..., davacıya en uygun güzergah üzerinden geçit verilmesini kabul ettiğini beyan etmiş; diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Her şeyden önce mahkemece, söz konusu derenin niteliği, geçide elverişli olup olmadığı, davacının dereden geçerek yola ulaşma olanağının bulunup bulunmadığı, derenin davacının yol ihtiyacını karşılayıp karşılayamayacağı hususları üzerinde durulmadan sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi orman niteliği ile Hazine adına kayıtlı olduğu bilirkişi raporuna ekli krokiden anlaşılan yerden de geçit hakkı kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş diğer alternatifleri de araştırarak dava konusu taşınmazların ana yola kesintisiz şekilde ulaşmalarını temin edecek en uygun alternatifi bulmak olmalı, başka alternatif bulunmadığı takdirde yukarıdaki gerekçeler ışığında dava reddedilmelidir. Bu hususlar dikkate alınmadan ve geçidin kesintisizlik ilkesi düşünülmeden devlet ormanı üzerinden geçit hakkı kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 07.08.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkinmdir. Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.09.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacılara ait 1697 parsel yararına, davalı ...’a ait 1698 parsel aleyhine Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.05.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne dair verilen 17.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı, 222 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 221 ada 23 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur....
Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.12.2012 ve 22.03.2011 gününde verilen dilekçeler ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 10.03.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleştirilen dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 202 ada 3 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalılara ait taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....