Ne var ki, davacı miras yolu ile gelen hakka ve zilyetliğe dayanarak kendi adına tapu iptali ve tescil istemi ile dava açtığı halde ne sebeple kendi adına tescil istediği açıklattırılmamış, dava ehliyeti yönünden değerlendirme yapılmamış, taşınmazın vasfının belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, 4721 sayılı Medeni Kanun'un 713/4. maddesinde gösterilen yasal ilanlar yaptırılmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez....
Bu durumda davacıların murislerinin ölümü ile tespit tarihi arasında "zilyetliğin terki" olarak değerlendirilebilecek 20 yıllık süre geçmediğine göre, başka bir deyişle kadastro tespit gününe kadar olan 5 ve 12 yıl süreye ulaşan kesinti zilyetliğin terki anlamına gelmediğine göre mahkemece murislerin ölüm tarihlerinden önce taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunup bulunmadığının ve zilyetlikle iktisap şartlarının öncesinde gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekmektedir....
Asliye Hukuk ve 5.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kadastro tespiti orman alanı dışına çıkarılarak, hazine adına tescil edilen taşınmazda davalıların değil, davacının zilyet olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, taşınmazdaki zilyetliğin davalıda olmadığı, davacıda olduğunun tespiti davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir....
Hukuk Dairesi tarafından “ uyuşmazlığın tapu kaydına ve şahsi hakka ( taksime ) dayalı olarak, taşınmazdan elde edilen ürünlerin zilyetliğinin tespiti ve teslimi talebine yönelik olduğu ” gerekçesi ile dosya görevsizlik kararı ile dairemize gönderilmiştir. İş bölümününe göre, menkul eşyalara ilişkin alacak ve tespit davaları sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi 17. Hukuk Dairesine, mülkiyet hakkına ve şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi dairemize aittir. Bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Kuşkusuz bu niteleme yapılırken, dava dilekçesinde kullanılan belirli sözcükler değil, dilekçenin tamamı göz önünde bulundurulmalı, irade beyanının gerçek anlam ve amacı, hakim tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 19. maddesine göre, yorum yoluyla tespit edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2003 gününde verilen dilekçe ile meni müdahale tazminat, inanç sözleşmesine bağlı zilyetliğin teslimi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; kısmen kabulüne dair verilen 16.6.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava; inanç sözlemesine dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir....
Açıklanan olgular karşısında; davacı taraf, taşınmaz maliki olmadığı eldeki bu davada, herhangi bir hakka değil, sadece, zilyetlik iddiasına dayanmaktadır. Uyuşmazlık TMK’nun 973 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunmasına ilişkin işbu davada Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 09.10.1946 tarih, 1946/6-12 Esas ve Karar sayılı kararında aynen “…MK’nun 896 (TMK’nun 983) maddesi uyarınca bir taşınmazda zilyetliği tecavüze uğrayan kimsenin bu hakkının korunması için açacağı davada; şey’e malik olduğunu veya zilyetlik hakkını beyana lüzum olmadan sadece zilyetlik sıfatını değiştirerek tecavüzü ispat etmesi yeter. Bu halde, hakim, yalnız davacının gerçek ise zilyetlik halini tespit ederek tecavüzün önlenmesine karar verir. Bu karar, zilyetlik konusunda kesin hüküm meydana getirmez. Zilyede mülkiyet hakkı vermez ve diğer tarafa mülkiyet iddiasıyla yetkili mercilerde başkaca dava açmak hakkına dokunmaz…” denilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT İSTEMLİ -KARAR- Dava, mülkiyet hakkı bulunmaksızın harici alımdan kaynaklanan kişisel hakka dayalı tespit isteğine ilişkin olup, muhdesatın aidiyetinin tespiti yönünden davanın kabulüne dair kurulan hüküm sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. O halde 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 7.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tespiti, Tazminat İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 1959 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılmış olup davalı adına TMK'nin 713. maddesine göre hükmen tescil edilen yere ilişkin, kadastro öncesi nedene dayalı zilyetlikle kazanma koşullarının lehine gerçekleştiğinin (malik olduğunun) tespiti ve tazminat isteğine ilişkin olduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...
Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemesi ise,davacının talebinin kadastro tutanaklarına askı ilanından sonra itiraz mahiyetinde olup hakka dayandığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'nun (HMK) 2. maddesine göre bu davalara bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinde olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların, kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından, ne zamandan beri ve hangi hakka dayalı olarak kullanıldığı, dava konusu taşınmazlar içerisinde davalı tarafından satın alınan yer olup olmadığı ayrıntılı ve olaylara dayalı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli; beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; teknik bilirkişiden, tapu kaydının varsa revizyon gördüğü parsellerin de dikkate alındığı, komşu parsellerin dayanağı kayıtların dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlendiği ve kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle vergi ve tapu...