Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.04.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava davalı yükleniciden kazanılan kişisel hakka dayalı mülkiyet aktarımı, karşı dava ise haksız kullanım nedeni ile ecrimisil istemine ilişkindir. Davalı arsa maliki ... davanın reddini savunmuş, Davalı yüklenici ... davaya kabul etmiştir. Mahkemece dava ret edilmiştir. Hükmü davacı ile davalı ......

    Bankası ödeme makbuzuna istinaden 16/07/1975 tarihinden itibaren malik sıfatı ile zilyed olarak kullanmakta olduğunu beyan ettiği, her ne kadar dava dilekçesi sonuç kısmında, taşınmazın zilyedliğin tespitini ve korunmasını talep etmiş ise de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 09/10/1946 tarih ve 1946/6-1946/12 sayılı; Hukuk Genel Kurulunun 06/10/1993 tarih ve 1993/14-423/561 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere" davacının zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde davanın bir hak davası niteliğini kazanacağı ve TMK'nın 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunmasına ilişkin davalardan olmayacağı, malvarlığı hakkına dayalı bir hak davası olacağı" gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, çekişmeli taşınmaz ..., ... Mahallesi, 675 Parsel numarasıyla, tarla niteliğinde, 4885 m2 yüzölçümünde,........

      Davacılar, üzerinde zeytin ağacı bulunan ve tapuda üçüncü şahıslar adına kayıtlı olan 547 parsel ve köy içindeki bina üzerinde herhangi bir mülkiyet hakkı iddiasında bulunmadan, 547 parselin içinde kalan bir parça taşınmaz üzerinde ortak miras bırakanları annelerine ait 300 adet zeytin ağacı ve köy içindeki evden davalıların engellemesi nedeniyle yararlanamadıklarını iddia etmiş olduklarına göre, üçüncü şahıslar adına kayıtlı bulunan taşınmaza ilişkin olarak davacıların isteğinin zilyetliğin korunması niteliğinde olup uyuşmazlığın TMK.nun 974 ve devamı maddelerine göre çözümlenmesi gerekir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan ve tarafların gösterdikleri deliller toplanıp üstün zilyetliğin kimde olduğu belirlenmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı davaya konu 870 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde evi, ağaçları ve serasının olduğunu beyan ederek zilyetliğinin korunmasını talep etmiştir. Davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır....

          Sulh Hukuk Mahkemesi ise,davacının talebinin kadastro tutanaklarına askı ilanından sonra itiraz mahiyetinde olup hakka dayandığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 4/1-c maddesine göre; sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davaları" görür. Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11.maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olmasına göre salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Hukuk Dairesinin 24.02.2022 tarihli ve 2022/45 Esas, 2022/1565 Karar sayılı kararıyla; kısa kararda, davanın esastan reddine denildiği halde, gerekçeli kararda, mahkememiz kararında direnilmesine, davacının davasının reddine denildiği ve bu şekilde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı murisi Hüseyin ve davacı yönünden, zilyetliğin korunması talep edilen dava konusu taşınmaz bölümüne yönelik olarak, zilyetliğin iki temel unsuru olan zilyetlik iradesi ve fiili hakimiyet bulunmadığı, dava konusu yere ilişkin üstün zilyetliğin davalıda olduğunun tespit edildiği, davacının korunmaya muhtaç zilyetliğinin bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A....

              Hukuk ve Antalya 6. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, .... İli, .... İlçesi, ....ler Mh. ... ada 4 parsel sayılı taşınmaza davacının zilyet olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir....

                Davanın tapusuz taşınmazda, kişisel hakka dayalı TMK 683.maddesi kapsamında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiyle açıldığı, böylece davacının salt zilyetliğe dayanmayıp, hakka dayalı olarak da talepte bulunduğu, davanın da bu nedenle salt zilyetliğe dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevli Sulh Hukuk Mahkemesine değil, hakka dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırıldığı, ayrıca benzer mahiyette Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ile 8. Hukuk Dairesi arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun 23/03/2022 tarih ve 2022/28 Karar sayılı kararı ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2021 tarihinde yürürlüğe giren 02/06/2021 tarihli ve 431 sayılı Daireler Arası İş Bölümü kararında 1....

                Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin bulunduğu gerekçesiyle görevsizliğe, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli bulunduğuna karar verilmesi üzerine; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK'nun 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile, zilyet zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar). Somut olayda; uyuşmazlık konusu taşınmaz ve üzerinde hafif yapı niteliğinde olmayan yapının zilyedi olduğu iddiasıyla açılan davada, davacının arkasında barındırdığı hak nedeniyle, dava 6100 s....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI, ECRİMİSİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,11.9.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu