Somut olayda iddia, savunma ve dosya kapsamı itibariyle ; Hazineye ait taşınmaz mal üzerine izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan kalıcı nitelikteki yapıyı inşa edenden satın aldığını öne süren zilyetlerin, arsa maliki Hazineden başka kimseler aleyhine açtıkları dava arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakta olup, HUMK.nun 8/II-3.madde ve fıkrasında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp, temelinde bir hak davası olduğu tereddütsüz bulunmaktadır. (Yargıtay HGK.nun 25.11.2009 tarih ve 2009/ 8-518 Esas, 573 Karar)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil ... ile Aynur Büyükalaca aralarındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 06.04.2009 gün ve 132/297 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... dava dilekçesinde; davalı ......
O halde zilyetliğin korunması davası süresinde de açılmamıştır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması davası değil üstün hakka dayanan zilyetlik tespitine itiraz davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, kullanım kadastrosu nedeniyle Hazine adına tespit ve tescili yapılan dava konusu taşınmazların beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmıştır. Uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, davacının taşınmazın beyanlar hanesine zilyet olarak tescilini talep ettiği anlaşılmıştır....
Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı; Hazine adına kayıtlı 118 ada 12 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan yapılar ile bahçenin yıllardan beri babası ... tarafından ecrimisil bedelleri ödenerek kullandığını, babasının vefatından sonrada mirasçıları olarak kendisinin ve kardeşleri tarafından ecrimisil ödenmesine rağmen davalı tarafından taşınmaz gasp edilerek yerleşildiği belirterek elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/03/2023 tarih 2023/45 Esas sayılı ara kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın TMK'nın 981 vd. maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunması kapsamında el atmanın önlenmesi davası olduğu ve dosyanın derdest bulunduğu anlaşılmaktadır....
TMK.nun 683.maddesi gereğince çözümlenmesi gereken aynî hakka ilişkin davalar değerine göre Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Somut olayda aynî hakkın söz konusu olmadığı davacıya yapılan tahsisin ise az yukarıda açıklandığı gibi dava tarihinden önce iptal edildiği görülmüştür. Bu nedenle dava zilyetliğin korunması davası olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve dosyanın görevli ve yetkili Antalya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır. İptal edilen tahsisin hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı açıktır....
Dava TMK 981 ve devamı maddeleri gereğince açılan zilyetliğin korunması isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından dava her ne kadar zilyetliğin tespiti ve korunması olarak nitelendirilip, zilyetliğin tespiti davasının ayni bir hak niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de yapılan bu değerlendirme hatalı olmuştur. Davacı dava konusu taşınmaza zilyet olduğunu ancak davalının taşınmaza müdahalede bulunduğunu beyan ederek kendisinin zilyetliğinin tespiti ile zilyetliğin korunması talebinde bulunmuştur....
Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden de yararlanma olanağına sahiptir. Talepte bulunan hakkının hangi şekilde daha iyi korunacağını düşünüyorsa o hükümlere dayalı olarak ayrı ayrı koruma talep edebilir. Davacının dava dilekçesi ve sonraki açıklamalarından mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi talebinde bulunduğu sonucuna varılamaz. Davacı dilerse TMK'nın 683. maddesine dayalı ayrıca elatmanın önlenmesi davası açma hakkına sahiptir. Hâkim Türk Hukuku'nu resen uygular (HMK 33)....