Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 312 ada 29 parsel sayılı 1023,19 m² yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davacı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ...’ın dava ve temyize konu 312 ada 29 parsel sayılı taşınmaz üzerinde zemini ekonomik amacına uygun olarak kullanmak koşulu ile iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir....
Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 139 ada 20 parsel sayılı 12534,10 m² yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle davacı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ...’nın dava ve temyize konu 139 ada 20 parsel sayılı taşınmaz üzerinde zemini ekonomik amacına uygun olarak kullanmak koşulu ile iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir....
Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 241 ada 3 parsel sayılı 473 m² yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davacı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ...’ın dava ve temyize konu 241 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde zemini ekonomik amacına uygun olarak kullanmak koşulu ile iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir....
Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 207 ada 14 parsel sayılı 5547,53 m² yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davacı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ...’in dava ve temyize konu 207 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerinde zemini ekonomik amacına uygun olarak kullanmak koşulu ile iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir....
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Uyuşmazlık konusu 106 ada 21 parsel Toprak Tevzi Komisyonunun 17.5.1957 tarih 207 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak Hazine adına kadastroca tespit ve tescil edilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz kadastro öncesi Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu Hazine adına tapuya bağlandığına göre tapu kaydının oluştuğu 1957 yılından sonra tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken bir değer taşımaz ve kişi yararına herhangi bir hak bahşetmez. Bu durum karşısında davacı taraf 17.5.1957 tarihinden geriye doğru taşınmaz tapusuz durumda iken bu tür taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliği kanıtlamak zorundadır. Yani zilyetliğin başlangıcı 1937 yılına gitmektedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1377 KARAR NO : 2021/475 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BATMAN SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2019 NUMARASI : 2018/688 2019/422 DAVA KONUSU : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti ... ile Hazine ve Karacaören Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki taşınmaz zilyetliğinin tespiti davasının kabulüne dair Boyabat Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 01.04.2010 gün ve 13/244 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 15.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. (Yargıtay 8 Hukuk 2016/18089E-2020/3321K, 2016/18520E-2020/3983K, 2017/10111E-2020/3100K, 2014/22482K-2016/7220K Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Hazine'ye ve dava dışı Emine Yıldırım'a ait taşınmaz mala 55 yıldır kullanarak ve 1997 itibaren Hazineye ecrimisil ödeyerek zilyet olduğunu iddia eden davacı, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır....
Davacı ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tapusuz taşınmaz oldukları, ... tarafından davalı ...’a bağışlanıp zilyetliğinin devredildiği gerekçesiyle yazılı karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Davacılar, çekişmeli taşınmazların murisleri ...’dan intikal ettiği ve ...’ın eşi ...’in çocuksuz ölmesi nedeniyle miras payları bulunduğu iddiası ile dava açmışlardır. Davalı ... ise, taşınmazların kök muris ...’dan intikal ettiğini, ölümü neticesinde ...’in kendi payını kendisine bağışlayıp adına tespit ve tescil ettirdiğini savunmuştur....
Hal böyle olunca dava ve temyize konu taşınmaz bölümünün davacıların murisi ........................ mirasçıları arasında usulüne uygun olarak paylaşılmadığının kabulü zorunludur. Böylesi bir durumda dava ve temyize konu taşınmaz bölümünün ........................ terekesi yönünden iştirak halinde bulunduğu, ortaklar dışında üçüncü kişiye satışın geçerli olabilmesi için satışa tüm ortakların katılması ya da muvaffakat vermelerinin zorunlu olduğu, somut olayda ise miras bırakan ........................ mirasçısı olan davacıların taşınmaz bölümünün davalıya satışına ilişin olarak .................'e muvaffakat verdikleri ya da satışa bizzat katıldıklarının ispat edilemediği,böylesi bir durumda tek mirasçının üçüncü bir kişiye taşınmazı satışının geçerli olamayacağı gibi davalının taşınmaz bölümünü 2000 yılında satın aldığı gözetildiğinde tek başına kazanmayı sağlayan yirmi yıllık süreye ulaşmış müstakil zilyetliğinin de bulunmadığı dosya kapsamı ile belirlenmiştir....