Somut olaya gelince; geçit kurulurken yukarıdaki ilkelere aykırı şekilde, geçit hakkı talep edilen taşınmazlar için hangi taşınmaz leh ve aleyhine geçit kurulduğu ayrı ayrı belirlenmemiştir. Mahkemece, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının lehine geçit istediği her bir taşınmaz için bağımsız olarak genel yola bağlantı kurulacak şekilde geçit hakkı kurulması gerekir. Buna göre geçit hakkı talep edilen davacıya ait taşınmazlar arasında akti irtifak kurulması konusunda davacıya süre verilerek, davacı parselleri arasında akti geçit irtifakı kurulduktan sonra 960 ve 961 parsel sayılı taşınmazlar lehine kesintisiz şekilde ve ayrı ayrı belirtilmek suretiyle geçit hakkı kurulması gerekir....
Davacı 119 ve 106 parselleri için geçit hakkı istediğinden 119 parselin genel yola ulaşabilmesi için davacının yine kendine ait 106 parselinden geçerek, hazineye ait 60 parselden geçit hakkı kurulması gerekir. Davacının 106 parseli düşünülmeden, hazineye ait 60 parselden 119 parsele kadar ulaşacak kısım üzerinden geçit kurulması 60 parsele daha fazla yük getirecektir. Mahkemece yapılması gereken; taraf yararları gözetilerek ve geçidin kesintisizliği ilkesi gereğince davacıya yeterli süre verilerek, kendisine ait 119 parsel yararına 106 parseli üzerinden akdi geçit kurulduktan sonra davalı hazinenin 60 parseli üzerinden 106 parsele kadar uzanacak kısımdan geçit hakkı kurulması gerekir. Davalı hazineye ait 60 parsele daha fazla yük getirecek şekilde geçit hakkı tesisi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.07.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne, 994 parsel sayılı taşınmaz lehine 990 parsel sayılı taşınmaz üzerinden 11.11.2011 tarihli rapor ve ekindeki krokide mavi renkle gösterilen güzergah üzerinde 3 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili etmişlerdir....
yerden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.Hükmü, davalı hazine temsilcisi temyiz etmiştir.Geçit hakkı ancak tapuya tescil edilmiş taşınmazlar üzerinden kurulabilir....
Dosya içerisindeki bilirkişi raporu ve paftadan davacının taşınmazına komşu 106 ada 17 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün aleyhine geçit hakkı kurulan 106 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünden daha büyük olduğu anlaşılmaktadır. Geçit hakkı kurulması davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine göre yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçit hakkı kurulması gerekmektedir. Ayrıca, bilirkişi raporundaki 1 numaralı güzergahtan geçit kurulması halinde 106 ada 3 parsel sayılı taşınmazın eni daralacağından bu taşınmaza inşaat yapımı zorlaşacaktır. Bu durumda davacılara ait taşınmazın güneyindeki 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinden bilirkişi raporundaki C işaretli kısımdan geçit kurulup kurulamayacağı değerlendirilmelidir....
Bütün bu parsellerin tapu kayıtları getirtilerek bu taşınmazların malikleri hakkında usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmeli, bunlar üzerinde üretilen alternatiflerden en uygun üzerinden geçit hakkı kurulmalıdır. Bu şekilde yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemenin kabulüne göre de, zorunlu geçit hakkının genel .yola kadar kesintisiz kurulması şarttır. Mahkemece, 16 parsel sayılı taşınmaz yararına kurulan geçit hakkı genel yola bağlanmamış, 12, 17 ve 18 parsellerden geçirilerek orman sınırında bırakılmıştır. Böylece geçit hakkının kesintisiz şekilde kurulması gerekirken yanlış değerlendirme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Davalı, 10.02.2012 günlü celsede, 104 parsel sayılı taşınmazından geçit kurulması halinde taşınmazın yol cephesinin daralacağını savunarak, malik olduğu 101 parsel sayılı taşınmazından bedel ödenmeksizin geçit kurulmasını kabul etmiştir. Anılan fen bilirkişi raporunda, davacının istemi olan güzergah 1. seçenek olarak gösterilip 198,35m²; davalının kabulündeki güzergah ise 7. seçenek olarak gösterilip 292,95m² alanı kapsadığı anlaşılmaktadır. Geçit hakkı mülkiyet hakkını sınırlandıran bir irtifak hakkı olduğundan, geçit güzergahı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmelidir. Eldeki davada, davalının kabulü dikkate alınmadan ve geçit hakkı kurulurken gözetilmesi gereken komşuluk hukuku ilkeleri ile taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi yanlış değerlendirilerek davacının sübjektif arzularına uygun biçimde geçit kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, kök rapor esas alınarak o raporda alternatiflerden en uygunu olarak belirtilen ve davalılardan ... ile ...’ın maliki olduğu 925 parsel üzerinden geçen 1 nolu alternatif aleyhine hüküm tesis edilmişse de söz konusu raporda belirtildiği üzere diğer alternatiflerde olduğu gibi 1 No'lu güzergahın bir kısmında DSİ’ye ait olan servis kanalının bulunduğu, bunun da geçit hakkı kurulması davalarında temel ilke olan kesintisizlik ilkesine aykırı olduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemece, geçit hakkı kurulması davasında esas alınan temel ilkeler gözetilerek yeniden araştırma yapılıp sonucuna göre tespit edildiği takdirde başka güzergahlar üzerinden geçit hakkı kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir....
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30.01.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacılar, paydaş oldukları 21, 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazların ulaşım yolu olmadığından davalıya ait taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep etmişlerdir....