Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hakimin reddi HMK'nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır....

    Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mahkeme hakimi ... ’un görülmekte olan tavzih davası sonrası taşınmazların devri hususunda tedbir kararı verdiğini, bu yönü ile tarafsızlığını yitirdiğini, konu ile ilgili Yüksek Hakimler ve Savcılar Kuruluna şikayette bulunduğunu belirterek hakimin çekilmesi talebinde bulunulmuştur. Konuyu inceleyen merci davacının talebini hakimin reddi olarak değerlendirerek reddetmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davacının duruşma hakiminin davadan çekinmesi için ileri sürdüğü gerekçeler dikkate alındığında talebin H.Y.U.Y’nın 28. maddesi anlamında çekinme değil, aynı yasının 29. maddesindeki hakimin reddi şeklinde algılanması gerekir. Çünkü hakimin davadan çekinmesini isteyebilmek; ancak H.Y.U.Y.'...

      İSTİNAF BAŞVURUSU: T6 Tic.a.ş.vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının alacak talebinin zamanaşımına uğramış olduğunu, süresinde yaptıkları zamanaşımı itirazının dikkate alınmadığını, Mahkemece kurulan hükmün gerekçesinin yetersiz olduğunu, Hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, Davacının parmağında oluşan kalıcı maluliyetin, kaza sonrasında gittiği hastanedeki hekimin yanlış müdahelesi ve tedavisi nedeniyle oluştuğunu, kazayla illiyet bağının kesildiğini, işverenin bu kalıcı malu liyetten sorumluluğunun bulunmadığını, Hükme esas alınan raporlara yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, aynı itirazlarını tekrarladıklarını, davalı şirkete atfedilen kusur oranının hukuka aykırı olarak belirlenmiş olduğunu, hükmün bu nedenlerle kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE İşbu dava iş kazası nedeniyle maddi- manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/57 D.İş sayılı dosyasında davaya esas teşkil eden içinde yabancı madde bulunduğu iddia edilen ağzı kapalı su şişesinin üzerinde kimya mühendisi bilirkişi tarafından inceleme yapıldığı ve düzenlenen 26/10/2015 tarihli raporda, suyun üretim şekli, üretim tesisinde yapılan periyodik denetimler ve üretici firmanın aldığı tedbirler düşünüldüğünde, firma çalışanlarının yanlış bir müdahelesi veya kastı olmadan bu büyüklükte safsızlığın üretim esnasında normal yollardan suya karışmasının mümkün olmadığını, şişe kapağının orijinal olduğunu, tekrar kapatılabilmesinin mümkün olmadığı, suyun içinde yaklaşık 5x3mm boyutlarında bir safsızlığın olduğu yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür....

        16 sularında güvenlik kontrol girişinde otopark giriş kartı alınarak aşağı giden otopark yollarının kapatılmış olduğundan aşağıya inemeyip mecburen davalı tüzel kişilik bünyesinde çalışan güvenlik görevlisinin gösterdiği yoldan Waikiki mağazasının bulunduğu kattaki otopark alanına girdiğini, park yapmak için boş bir alana yöneldiği sırada güvenliğin mecburi park yeri göstermesiyle güvenliğin yerleştirdiği alana park etmek zorunda kaldığını, saat 16:07 civarında otopark giriş kartını ödeyip onaylattıktan sonra aracı ile park ettiği yerden çıkmak üzere hareket ettiğinde ön sol tampon kısmını ve tekerlek cantını demirden yapılmış dubaya çarptığını, aracının hasar gördüğünü, kaza anında kameraların devrede olup kendisine herhangi bir kayıt verilmediğini, tutanak tutulmasını talep etmesine rağmen tutanak tutulmadığını, 06.10.2018 tarihli dilekçesini alışveriş merkezi danışmanı olan Çağla Tarlacı ya teslim ettiğini, kendisinin başka bir yere park etmek istediği anda güvenlik görevlisinin müdahelesi...

        İhbar olunan T12 vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkil idarenin dava konusu yere herhangi bir müdahelesi veya kamulaştırmasız el atması olmadığını, Müvekkili idarenin kamulaştırmasının da dışında kaldığını Dava konusu yolun Müvekkili idare ile Davalı teiaş genel müdürlüğü arasında yapılan protokklerin de dışında kaldığını, Müvekkili İdare aleyhine mahkemenizde yukarıda yazılı esas numarası ile yapılan ihbar talebi ve dava haksız, yersiz, usul ve kanuna aykırı olup reddi gerektiğini savunmuştur....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/57 D.İş sayılı dosyasında davaya esas teşkil eden içinde yabancı madde bulunduğu iddia edilen ağzı kapalı su şişesinin üzerinde kimya mühendisi bilirkişi tarafından inceleme yapıldığı ve düzenlenen 26/10/2015 tarihli raporda, suyun üretim şekli, üretim tesisinde yapılan periyodik denetimler ve üretici firmanın aldığı tedbirler düşünüldüğünde, firma çalışanlarının yanlış bir müdahelesi veya kastı olmadan bu büyüklükte safsızlığın üretim esnasında normal yollardan suya karışmasının mümkün olmadığını, şişe kapağının orijinal olduğunu, tekrar kapatılabilmesinin mümkün olmadığı, suyun içinde yaklaşık 5x3mm boyutlarında bir safsızlığın olduğu yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür....

        İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, bilirkişi raporunda dava dışı sürücü ...’ın kaza anında 0.67 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, raporda kazanın oluşumunda alkolün etkisi olmakla birlikte salt etkili olduğunun söylenemeyeceği belirtilmekte iken, alkolün salt etkili olmamasına neden olacak diğer durumların ne olduğuna dair hiçbir bilgi, veri, ifade verilmediğini, dayanağı olmayan soyut beyanlardan öteye geçemediğini, hayatın olağan akışına göre, bir araç sürücüsünün başka hiçbir aracın müdahelesi veya başka bir neden olmaksızın hareket halindeyken yol kenarında park halindeki araçlara çarpmasının ve kullandığı aracı dahi kaza yerinde bırakıp kaçmasının kazanın salt alkolün etkisi altında gerçekleştiğinin bariz göstergesi olduğunu, mahkemece rapora karşı itirazların dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ile ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak davanın reddine karar verilmesinen hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir....

          CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin bu taşınmazı 2016 yılında satın aldığını ve kullanmaya başladığını, davacının bir kısım bölümün kendisine ait olduğundan bahisle kazık çaktığını,davacının kendi sınırlarına tecavüz ettiğini öğrendiğini, davacıdan tecavüzüne son vermesini istediğini, ancak davacının müdahelesi devam edince suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/312 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, davacının gerek Asliye Ceza Mahkemesinde, gerekse 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/132 Esas sayılı dosyasında dava konusu iddia edilen 317 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yaklaşık 1 yıl önce müdahaleyi bıraktığını beyan ettiğini, bunun bir ikrar olup müvekkilinin mülkiyet hakkının davacı tarafından kabul edildiğini öne sürerek davanın reddini istemiştir. III....

            davalı tarafça bu şekilde kullanıldığını, davalı T7 ve T8'ın maliki olduğu taşınmazın kiracısı T4 tarafından iki dükkanın üstünde bulunan ortak alana da C1 blok ve C2 Blok 1.kat dairelerinin balkonunu kapatır şekilde 1 metreden fazla genişlikte giydirme yaptırmaya başladığını, dükkanlar ile yeşil alan şeklinde düzenlenmiş kısım arasında yer alan ve yaya yolu olarak tanzim edilmiş ortak alanıda masa ve sandalye konularak haksız surette ticari amaçla kullandığını belirttiği, bağkur evleri genel kurulunca yönetim kuruluna ortak alanlara müdahelenin meni için verilen yetki dahilinde 11/12/2014 tarihli yönetim kurulu toplantısında "sitemizin ortak alanlarına yapılmak istenen tüm eklentiler için yönetim kurulan yazılı talepte bulunulması, talepte bulunulmadan veya talebin uygun bulunmamasına rağmen yapılacak eklentilerin kaldırılması için yasal işlem yapılacağı" na karar verildiği, bu hususun tüm kat maliklerine ve kiracılarına yazılı olarak bildirildiğini, davalı T4, ortak alanlara müdahelesi...

            UYAP Entegrasyonu