Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vekili Avukat ...tarafından, davalı ... aleyhine 09/11/2004 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 14/02/2006 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından davaya konu olayla ilgili olarak davalı hakkında Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakaret nedeni ile şahsi dava açıldığı ve bu davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Ceza davası sonucunda verilecek mahkumiyet kararının hukuk hakimini bağlayacağı tartışmasızdır....

    MAHKEME KARARI Mahkemece, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, başka kadınlara uygunsuz kelimeler kullandığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının ise erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faizi ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Daire 15.02.2017 tarihli kararı ile kısa kararda tazminatlara işletilecek faize ilişkin hüküm kurulduğu halde gerekçeli kararda kurulmayarak kısa karar gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesi ile karar bozulmuş, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazların incelenmediği belirtilmiştir. B....

      müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde; Sanığın hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verilirken, sonuç cezanın 3 ay 19 gün olarak hesaplanması gerekirken, 3 ay 17 gün olarak hesaplanması nedeniyle eksik cezaya hükmedilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanık ...'nin katılan ...'ya hakaret eylemlerinin aynı olayda söylenmiş olması karşısında, hakaret içeren sözlerin tamamının tek suçu oluşturduğu gözetilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi ile arttırılarak fazla ceza tayini, 2-Katılanın bir tazminat istemi bulunmadığı gibi, dosyaya yansıyan bir zararında belirlenemediği ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi ./.. T.C....

        Velayeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında kurulan şahsi ilişki gerek çocuğun sosyal inceleme raporu düzenleyen uzmana verdiği beyanları, gerekse de şahsi ilişkinin düzenlenmesinin her zaman talep edilebilmesi nedeni ile bu aşamada yeterli görülmüş, kadının şahsi ilişkiye yönelik istinaf talebi reddedilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        Davacının iş sözleşmesi feshedilirken, fesih bildiriminde, yeniden yapılanma nedeni yanında“site yönetim kurulu üyelerine karşı saygısız ve haysiyet kırıcı davranışlarında” bulunması davranışından sözedilmiştir. Davacı fesih yazısında bu isnadın kendisine hakaret niteliğinde olduğunu ve kişilik haklarına saldırıldığını iddia etmiştir. Manevi tazminat istenilebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmiş ve buna yönelik bir saldırı olması gerekir. Davacı fesihte belirtilen davranış nedeniyle kendisine hakaret edildiğini ve manevi yönden yıprandığını ileri sürmüş ise de, bu sözler kullanılarak iş sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle sözleşmede belirtilen cezai şart tazminatına hak kazanmıştır. Ancak fesih nedeni olarak gösterilen ve soyut kalan davranışların davacının kişilik haklarına saldırı boyutunda olduğu yönündeki değerlendirme isabetli değildir. İşvereninin davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ispatlamamıştır....

          Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/724 Esas numarası ile görülen dosyanın yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin cezalandırılmasına karar verildiğini, söz konusu ceza davasında da müvekkilinin savunduğu üzere müvekkilinin bizzat davacının kendisine hakaret etmediğini, davacının işbu davayı açmasının tamamen kötü niyetli olduğunu, davacının zikredilen facebook gönderisinin altına hakaret içerikli yorum yapan yüzlerce kişiye suç duyurusunda bulunduğunu ve bu durumu bir gelir kapısı olarak kullanmak istediğini, davacının kendisine hakaret ettiği iddiasıyla yüzlerce kişi hakkında suç duyurusunda bulunup, bu şahıslar hakkında manevi tazminat davası açarak vekalet ücreti ve manevi tazminat kazanarak sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını, davacı adına açılmış davaların ve icraların sorgulamaları yapıldığında, davacının yalnızca bu gönderinin altına yorum yapan yüzlerce kişiye dava açtığı ve manevi tazminat talep ettiği, ayrıca davacının ceza mahkemesi sonucunda ceza alan şahıslardan vekalet ücreti talep...

          Davacı, davalının kendisine hakaret ettiğini, ceza yargılaması sonunda davalı suçlamaları kabul etmemekle birlikte hakaret suçundan cezalandırıldığını belirterek olay nedeni ile oluşan manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıya karşı gerçekleştirdiği haksız fiilin aynı zamanda davacının kişilik haklarını ihlal ettiği, manevi huzurunun kaçtığı ve üzüldüğü gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu 58 maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 01/11/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, hakaret ve mala zarar verme eylemi nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....

              Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/284 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın da derdest olduğunu,tüm bunlara rağmen davalının halen davacıyı tehdit ettiğini, davalının tehdit ve hakaret eylemleri nedeni ile kişilik haklarının zedelendiğini manevi zarara uğradığını bu nedenle 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde;açılan davanın zaman aşımına uğradığını davaya dayanak olan ceza dosyalarının birinde HAGB kararı verildiğini, diğer dosyanın halen derdest olduğunu ceza mahkemesinin kararına dayanılarak manevi tazminat talep edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediğini,bu nedenle davanın reddini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince,Davanın kısmen kabulü ile, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir....

              sessiz kaldığı, kadına ve ailesine soğuk ve mesafeli davrandığı, kadının ise son ayrılıkta anne, babasının " bu böyle gitmez, kızımızı boşatacağız, gavur evine geleli göz yaşın dinmedi, yüzün gülmedi" demek sureti ile hakaret edip, ayrılık aşamasında tarafların birleşmesine engel olup evliliğe müdahale ettikleri, kadının sürekli telefonu ile meşgul olup mesajlaştığı, erkeğe "mal, eşek, sen gavursun, beni eşek gibi annemin evine götüreceksin " diye hakaret ettiği, erkeğin daha fazla kadının daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 250 TL tedbir- 350 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 13.000 TL maddi-12.000 TL manevi tazminata (Yasal faizi ile), erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu