Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ait kullanımda olan evin ise dava konusu taşınmazın sınırlarının dışında boşlukta kalan kısımda kaldığı, bu yerin hem dava konusu olmayıp hem de tapudaki ve imar uygulamalarındaki niteliği gereği zilyetlik şerhi verilmesi mümkün olmayan yerlerden olduğu, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının mahkemece toplanan objektif delillerle çelişki arzettiği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığını, bilirkişilerin 6292 ... Kanundaki hak sahipliği koşulları yerine, 3402 ... Kadastro Kanunu'nun (3402 ... Kanun) 14 üncü maddesindeki zilyetlik koşullarını aradıklarını, 3402 ... Kanundaki zilyetliğin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği olduğunu, 6292 ......

    ın muhalefetine karşı; Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oyçokluğuyla, 21.11.2022 gününde karar verildi. (M) KARŞI OY GEREKÇESİ 1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık “... sigortalısı 1995 yılında ölen babadan ve eşi 2010 yılında ölen ve 4/a sigortalı eşten çift aylık alıp almayacağı” noktasında toplanmaktadır. 2. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda “hak sahipliği sıfatının aslında 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden önce ölen babanın ölüm tarihinde kazanıldığı ve bu nedenle hak sahipliği sıfatının 5510 sayılı yasanın yürürlüğü öncesinde babanın tabi olduğu sigortalılık statüsünün bağlı olduğu mevzuata göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmekte iken, Yargıtay 10....

      nun taraf sıfatının bulunup bulunmadığı, kanundaki “hak sahipliği” kavramının şerh edilmesiyle açıklığa kavuşturulabilir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin ikinci fıkrasında, “hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım ... Genel Müdürlüğü; 2. maddeye göre ... sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise, hasım Hazine ve ... Genel Müdürlüğüdür” denilmektedir. Bu maddedeki “hak sahipliği” kavramı yerleşmiş Yargıtay uygulaması ile tapulu taşınmazlarda tapu sahipliği, tapusuz yerlerde ise 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde öngörülen 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği bulunan gerçek ve tüzel kişiler olarak kabul edilmiştir. Başka bir ifade ile, bir taşınmaz üzerinde lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları gerçekleşmiş olan kişiler tarafından sınırlamaya itiraz davalarının açılabileceğidir....

        ın taraf sıfatının bulunup bulunmadığı, kanundaki “hak sahipliği” kavramının şerh edilmesiyle açıklığa kavuşturulabilir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinin ikinci fıkrasında, “hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım ... Genel Müdürlüğü; 2 nci maddeye göre ... sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise, hasım Hazine ve ... Genel Müdürlüğüdür.” denilmektedir. Bu maddedeki “hak sahipliği” kavramı yerleşmiş Yargıtay uygulaması ile tapulu taşınmazlarda tapu sahipliği, tapusuz yerlerde ise 3402 sayılı Kanunun 17. maddesinde öngörülen 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği bulunan gerçek ve tüzel kişiler olarak kabul edilmiştir. Başka bir ifade ile, bir taşınmaz üzerinde lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları gerçekleşmiş olan kişiler tarafından sınırlamaya itiraz davalarının açılabileceğidir....

          Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır. 3. Değerlendirme 1....

            Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik A....ne süre kaydı olmaksızın devir ve temlik edildiğini, müvekkilinin o tarihten beridir filmlere ilişkin hiçbir kullanımı ve tasarrufunun, hak iddiası veya müdahalesinin bulunmadığını, 1993 yılına kadar filmleri ihtilafsız olarak kullandığını, müvekkilinin dava konusu filmler yönünden eser sahipliği ve bundan kaynaklanan hak sahipliği iddiasında bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin hak ihlali veya ihlal tehlikesi bulunduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, filmlerin eser işletme belgelerinin o tarihlerdeki hak sahipliği nedeniyle müvekkili adına olduğunu, davacıların murisinin 1996 yılında vefat ettiğini ve filmlerin piyasada kullanılmaya başlanmasından itibaren yaklaşık 8-10 yıl daha yaşadığı halde hiçbir hak iddiasında bulunmadığını, davacıların iddialarının kötüniyetli olup, zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

              Yörede 1996 yılında kesinleşen 2/B çalışması, 30.3.2010 - 28.04.2010 tarihleri arasında ilân edilen 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca hak sahipliği tesbit ve güncelleme çalışması vardır. Çekişmeli .. parsel, 1997 yılında 2/B sahası olarak narenciye bahçesi niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmiş, tapu kaydının beyanlar hanesine T. kızı N. B.'nun kullanımında olduğu şerhi yazılmış, 2010 yılındaki güncelleme çalışmasında ise "içindeki narenciye ağaçlarının A.oğlu ..doğumlu T. B.'e ait olduğu" tesbit edilmiştir. Dava, ister taşınmaz mülkiyetinin aktarılmasına ilişkin, isterse 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbit ve tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin değiştirilmesine yönelik olarak açılmış olsun, kural olarak; bu tür davaların, tesbit malikleri ile, tutanağın beyanlar hanesinde isimleri yazılı kişi ya da kişilere husumet yöneltilerek açılması zorunludur....

                Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İddianın niteliğine ve mahkemenin kabulüne göre ihtilaf taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı hak sahipliği şerhinin iptali ile davacı şirket adına hak sahipliği şerhi yazılması ve davalılardan İhsan Uzgören’den cezai şart ve tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, satış vaadi sözleşmesinin tartışılıp değerlendirilmesi davanın temelini oluşturduğundan hükmün temyizen incelenmesi görevi .... Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek .... Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, ....01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO:2022/153 Esas KARAR NO:2022/104 DAVA:Endüstriyel Tasarımın Hak Sahipliğinin Tanınması ve Devri DAVA TARİHİ:26/06/2022 KARAR TARİHİ:01/09/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda; İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili -----hisse sahibi olduğunu, davalının ise müvekkili ---- tarihinden itibaren ----- hissesine sahip olduğunu, ----iştigal ettiğini, davalı tarafın ----numaralı ----kötü niyetli ve haksız olarak tasarımcı sıfatıyla yalnızca kendi adına tescil ettirdiğini ve----- tasarım hakkı sahipliğini gasp ettiğini, söz konusu ürünlerin davalı taraf ile müvekkili----- tarafından ----- tasarlandığını, gerçek hak sahipliği ilkesi gereğince bahsi geçen tasarımların, tasarım hakkı sahibi olarak müvekkili ----- ile müşterek mülkiyet kapsamında müvekkili ---- adına hak sahipliği tanınması gerektiğini, bu sebeplerle dava konusu tasarımların müvekkili şahsa hak sahipliği...

                      UYAP Entegrasyonu