Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in hak sahipliği de ortadan kalkacağından; davacı, boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar aylık almaya hak kazanacak iken, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte davacının hak sahipliği sona erecek ve davacıya bağlanan aylığın da kesilmesi gerekecektir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11....

    Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik hakkına tecavüzün önlenmesi değil, zilyetlik hakkının tespiti istemine dayandığı, bu davalara da asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, davaya konu taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine davalılar ... ve ...'nun isimlerinin zilyet olarak yazıldığını belirtilerek taşınmazda davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 08.10.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Temyiz Sebepleri Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dosya içerisinde en eski 1954 yılına ait olan hava fotoğraflarının incelendiğini, bu nedenle davacının tapu tarihinden önceki döneme ait kullanımına dayanak olamayacağı konusundaki itirazın değerlendirilmediğini, tapu tarihinin 1963 olduğu ve zilyetlik süresinin en geç 1943'ten önce dolması gerektiğinin dikkate alınmadığını, tapu tarihinden çok sonra edinilen zilyetliğin davacıya hiçbir hak sağlamaması gerektiğini, Mahkemece tapu tarihinde farklı, tapudan sonra farklı işgalcilere rağmen davacının 5-10 yıllık kullanımı hak sahipliği yaptığını, kararın bu yönüyle Yasa ve usule aykırı olduğunu, davacının ispatlanamayan davasının reddi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2....

        Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik hakkına tecavüzün önlenmesi değil, zilyetlik hakkının tespiti istemine dayandığı, bu davalara da asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, davaya konu taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine davalıların isminin zilyet olarak yazıldığı belirtilerek taşınmazda davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 20.12.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik hakkına tecavüzün önlenmesi değil, zilyetlik hakkının tespiti istemine dayandığı, bu davalara da asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, davaya konu taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine davalı ...'in isminin zilyet olarak yazıldığı belirtilerek taşınmazda davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 15.03.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

            Özellikle markanın gerçek hak sahipliği iddiası bakımından davacıdan davalı yana nazaran üstün hak sahipliği ispatlanamadığından hükümsüzlük talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir fakat davacının ----ibaresi ile yapmış olduğu kullanımların 2017 yılından itibaren başladığı, davacının bu kullanımlardan haberi olduğu, davacı kullanımlarının davalı marka tescillerinden yaklaşık 5 yıl önce başladığı 5 yıl boyunca davalı tarafından davacının --- kullanımlarına herhangi bir itiraz gelmediği anlaşıldığından davacının ---- ibaresiyle faaliyette bulunduğu ve bu markayla belli bir çevreye ve tanınırlığa ulaştığı, yaklaşık 5 yıl boyunca bu kullanıma rıza gösterdikten sonra marka tescilinin sağlanıp markayı kullanılmaması yönünde talepte bulunulmasının Medeni Kanun 2....

              Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz." kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi tapu müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 sayılı Kanun ile değişik 2924 sayılı Kanunun 11. maddesine ve 3402 sayılı Kanunun Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tespiti, Zilyetlik Şerhinin İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar vekili, dava konusu 2575 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazda davacıların zilyetliğinin tespitine, tapunun şerhler hanesinde davalı adına yapılan zilyetlik tespiti şerhinin iptaline, davacıların taşınmazı 2/B kapsamında satın almaları hususunda öncelik haklarının olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece;dava konusu taşınmazın 28.03.2013 tarihinde Emlak Planlama A.Ş adına malik olarak tapuda kaydedildiği, malik adına kayıtlı taşınmazlarda zilyetlik şerhi itirazının yapılamayacağı gerekçesiyle tensiben davanın reddine karar verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, yaşamlarını yitiren sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

                    Mersin Mezitli ilçesi Mezitli mahallesi 4195 nolu parselin 07/12/2009 tarihli kadastro tespitinde davalı murisi Hacı T14 mirasçıları adına zilyetlik tespitinin yapıldığı ve tespit işleminin kesinleştiği 11/02/2015 tarihinde davalılar tarafından satın alınmış olup kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu