Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda öncelikle dosyaya celpedilen 485 ve 486 parsel sayılı taşınmaz tapu kayıtlarının niteliği gözetilerek çekişme konusu 3.000 m² alanın hangi taşınmaz içerisinde kaldığının ve bu yerle ilgili davacının hak sahipliğinin açıkça saptanması, davacının hak sahipliği saptandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ./.. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacının davası haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu; 2- Kurum kayıtlarımız incelendiğinde; Kepez İlçesi, Güneş Mahallesi, 27724 ada 4 parselde uygulanan Kentsel Yenileme( Gecekondu Dönüşüm) Projesi doğrultusunda TOKİ ile yapılan 23.02.2007 tarihli protokol ve 16.06.2010 tarihli ek protokol ile Belediye uhdesinde kalan 153 konutun hak sahiplerine dağıtılması için Büyükşehir Belediye Meclisinin 29.11.2020 tarih ve 524 sayılı kararı T3 Encümenine verilen yetki kapsamında 15.09.2010 tarih ve 480 Sayılı Encümen Kararı ile her hak sahibinden 10.000- TL bedel ve 24 aylık sürede eşit taksitler halinde ödenmesi karşılığında ve çekilen kuralar sonucuna göre hak sahiplerine dağıtım yapıldığını; 3- Davacı T1’in söz konusu hak sahipliğinin tespiti ile tahsis sürecinde ceza evinde bulunması ve tahliyesi ile birlikte askerliğe alınması nedeniyle başvuruda bulunamadığını, 33 no lu yerdeki yapının annesi adına dükkan olarak gösterildiğini, bu nedenle mağdur olduğunu ve mağduriyetinin giderilmesini...

    Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 sayılı yasaya aykırılık HÜKÜM : Hükümlülük ve müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; I- Sanık müdafiinin, sanığın 28.10.2006 günlü eylemine ilişkin, 2007/97 Esas numaralı dosyasında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanıkta yakalanan dava konusu bandrolsüz eserler ile ilgili olarak suçun mağduru olan Kabushiki Kaisha Sony Computer firmasının sunduğu hak sahipliği belgeleri ile hak sahibi olduğunu ispatlaması karşısında 5728 sayılı yasa ile değişik 71/1 ve 81/13 maddesinin uygulanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı,davalıların göçebe hayatı yaşamaları nedeni ile tarımsal iskana başvurduklarını ve mahalli İskan Komisyonunun 12/08/1992 tarih ve 74 sayılı kararı ile tarımsal iskan edilmek üzere hak sahibi sayılmalarına karar verildiğini, bu karar gereğince de 1610 parsel sayılı taşınmazın 18/02/2004 tarihi itibariyle davalılara temlik edildiğini, ancak Bakanlık müfettişlerince aile reisi ve başvuru sahibi davalı ...'ın göçebe olmadığının, hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce annesi ...’nin 375 konut tarımsal iskan projesi kapsamında devlet eliyle iskan edildiğinin, annesi ve kardeşleri adına ... köyünde tarla temlik edilip tapulandırıldığının tespit edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, göçebe hayatı yaşayan davalılara 5543 sayılı yasa uyarınca Mahalli İskan Komisyonunun 30.05.1995 tarih ve 74 nolu kararına istinaden, 145 parsel sayılı taşınmazın temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince davalıların hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğu, bu nedenle göçebelik durumu olmadığından yerleşik hayata geçiş amacı taşıyan iskandan faydalanmaması ve hak sahipliklerinin iptal edilmesi gerektiği hususunun tespit edilmesi üzerine, Mahalli İskan Komisyonunun 31.01.2012 tarih ve 2012/34 nolu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini davalıların bu karara karşı ......

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı hastane tarafından yapılan hak sahipliği sorgulamasında hasta Mehmet Armut'un 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında ilave ücretten muaf olduğunun Medula sisteminde tespit edilip edilmediği, edilmemiş ise davacı hastanenin sözleşmenin 7.2.3. maddesi gereğince gerekli alt yapı sistemini kurarak güncelleme yapıp yapmadığı, sonuç olarak hak sahipliği sorgulaması anında hasta Mehmet Armut'un ilave ücretten muaf olup olmadığının davacı hastane tarafından bilinip bilinmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı hastane tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan Mehmet Armut'un hak sahipliği sorgulaması çıktısında kurumun emekli sandığı olarak belirtilmesine rağmen "Katılım Payından Muaf: Evet" olarak tespit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır....

          davanın reddinin gerektiğini, davacının, davalı ile yaptığı zilyetlik devir sözleşmesinin gereğini yerine getirmediği ve bu nedenle zilyetliğin dava aracılığıyla edinilmesi talep edildiğinden davanın kadastro tespitine itiraz davası olmadığının açık olduğunu, dava konusu taşınmazdaki zilyetliğini Ali T5 ile arasında yapılan zilyetlik devir sözleşmesine dayandırmış olmakla, bu yerde kadastro tespiti sırasında ve kadastro tespitine itiraz davasında zilyet olduğuna ilişkin hiç bir tespit yapılmadığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, davacının da bu yönde bir iddiasının ve bu iddiaya yönelik dava dilekçesinde dava konusu taşınmazı kadastro tespiti esnasında kullandığını gösterir hiç bir delil sunmaması veya buna ilişkin bir beyanda bulunmamasının bunun bir göstergesi olduğunu, davacının dava konusu yere kadastro tespiti sırasında zilyet olmadığını, dava dilekçesinde zilyetliğin, zilyetlik devir sözleşmesiyle elde edildiği iddiasına dayanması neticesinde kendi beyanlarıyla da sabit olduğundan...

          İlk derece mahkemesince "davaya konu taşınmazlar ile ilgili olarak ilk kadastro tespitinden sonra herhangi bir kullanım veya güncelleme tespitinin bulunmadığı, buna göre davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı, ayrıca ilk tespiti 1965 yılında yapılan 100 parsel bakımından da zilyetlik şerhi ile ilgili 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği" gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş ve bu karar davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna taşınmıştır....

          Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, hak sahipliğinden yararlanabilmek için iki aylık süre içerisinde talep ve taahhütname vermenin zorunlu olduğu, talep ve taahhütname vermeyenlerin hak sahipliğinden yararlanamayacağı, talep ve taahhütnamelerin incelenip hak sahibi olmayanlara durumun yazılı olarak tebliğ olunacağı, bu tebligattan itibaren 15 gün içinde itirazda bulunulacağı, bu itirazın mahalli komisyonca incelenip karara bağlanacağı, ancak hak sahipliği ve itiraz konusunda nihai kararın, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca verileceği, hak sahipliği konusunda Bakanlıkça verilecek kararın ilgililer tarafından dava konusu edilebileceği açıktır. Dosyanın incelenmesinden, davacının ... ili, ... ilçesinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle davacının hak sahibi kabul edilmesi yolundaki isteminin komisyonca 24.10.1995 ve itiraz üzerine 27.12.1995 tarihlerinde reddedilmesi üzerine adı geçen tarafından ......

            olarak çalışmaya başlayıp başlamadığı hususunun araştırılması, açık olduğunun tespit edilmesi durumunda ise, suça konu müzik eserlerini sahnede canlı olarak icra eden kişi veya kişilerin açık kimlik bilgileri tespit edilerek, olay tarihinde sanığın işlettiği iş yerinde şarkı söylemek üzere iş yeri sahibi ile sözleşme yapılıp yapılmadığı, bu eserlerin işletme sahibi mi yoksa bizzat icra eden kişi tarafından mı belirlendiğinin tespiti ile söz konusu eserleri icra etmesi için canlı müziği icra eden kişi veya kişilerin hak sahipleri ile anlaşması bulunup bulunmadığının ayrıntılı olarak belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Her ne kadar ... meslek birliği ile yorumcu arasında düzenlenen yetki belgesi sunulmuş ise...

              UYAP Entegrasyonu