Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, hak sahipliği olunduğunun tespiti ile çekişmenin giderilmesi istemine ilişkin olup, emsal nitelikteki ... Ticaret Mahkemesinin 2006/449 Esas 2008/219 Karar sayılı kararı Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesinin 2008/12516 Esas 2009/6737 Karar sayılı ilamı ile neticelendiğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Dosyanın incelenmesinden, … ili, … İlçesi, … Kasabasında 3083 sayılı Yasa uyarınca yapılan toprak dağıtımıyla ilgili olarak Geçici Hak Sahipliği Listesi ile birinci incelemede hak sahibi olmayanlara ait listenin 15 gün süreyle ilan edilerek 10.09.2002 tarihinde askıdan indirildiği ve davacının geçici hak sahipliği listesinin 15. sayfası ve 518. sırasında olduğu, bu arada geçici hak sahibi listelerine yapılan itirazlar ve ihbarlar neticesinde 134 kişinin durumlarını belirten listelerin düzenlendiği ve davacının da köyde ikamet etmediğinin belirlendiği, daha sonra İtiraz ve İhbarların Değerlendirilmesi Sonucunda Hak Sahibi Olamayacakları Kesinlik Kazananlara Ait Listelerin hazırlandığı, davacının "köyde ikamet etmemek"ten dolayı hak sahibi olamayacakları kesinlik kazananlara ait listenin 1. sayfasının 46. sırasında yer aldığı, Kesin Hak Sahibi olanlara ait listelerin 20.2.2003 günü askıya çıkarılarak 5 gün süreyle ilan edildiği, daha sonra 16.10.2003 tarihli dilekçesiyle hak sahibi olamama...

      Dosyanın incelenmesinden, … ili, … İlçesi, … Kasabasında 3083 sayılı Yasa uyarınca yapılan toprak dağıtımıyla ilgili olarak Geçici Hak Sahipliği Listesi ile birinci incelemede hak sahibi olmayanlara ait listenin 15 gün süreyle ilan edilerek 10.09.2002 tarihinde askıdan indirildiği ve davacının geçici hak sahipliği listesinin 15. sayfası ve 518. sırasında olduğu, bu arada geçici hak sahibi listelerine yapılan itirazlar ve ihbarlar neticesinde 134 kişinin durumlarını belirten listelerin düzenlendiği ve davacının da köyde ikamet etmediğinin belirlendiği, daha sonra İtiraz ve İhbarların Değerlendirilmesi Sonucunda Hak Sahibi Olamayacakları Kesinlik Kazananlara Ait Listelerin hazırlandığı, davacının "köyde ikamet etmemek"ten dolayı hak sahibi olamayacakları kesinlik kazananlara ait listenin 1. sayfasının 46. sırasında yer aldığı, Kesin Hak Sahibi olanlara ait listelerin 20.2.2003 günü askıya çıkarılarak 5 gün süreyle ilan edildiği, daha sonra 16.10.2003 tarihli dilekçesiyle hak sahibi olamama...

        Bu yönde, davacının dul kaldığı tarih (eşinden boşandığı tarihin veya eşinin ölüm tarihinin) belirlenmeli, bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra ise, anılan Kanunun 34. maddesi kapsamında hak sahipliği koşulları irdelenmeli, aylığa hak kazanma tarihi 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce ise, 2926 sayılı Kanuna 4956 sayılı Yasanın 54. maddesi ile eklenen ek 3.maddeye göre, hak sahipliği koşullarına ilişkin 1479 sayılı Kanunun 45. maddesi kapsamında değerlendirme yapılmalıdır. Davacının babasından ölüm aylığına hak kazandığı sonucuna varılması halinde, davacının ödediği primlerin ve askerlik borçlanması bedelinin davacı hesabina gönderilmesi sonrasında, tekrar davacı tarafından Kurum hesabına ödenmesini takip eden aybaşından bağlanması gerektiği gözetilmelidir....

          tarihli satış ve zilyetliğin devri sözleşmesi ve davalıdan aldığı hak sahipliği evrakları ile birlikte başvurduğunda tahsis işleminin T5 adına yapıldığını artık devir işleminin mümkün olmadığının ifade edildiğini, T3sine 19/01/2016 tarih ve 3765 sayılı dilekçe ile başvurduğunu ve hak sahipliğinin adına devrini talep ettiğini bu talebinin 29/01/2016 tarih ve 5265 sayılı yazısı ile hak sahipliği tahsisinden sonra taraflarınca yapılan işlem hak sahipliğinin devrine esas resmi bir işlem olmadığından dolayı hak sahipliği devrinin yapılamadığı şeklinde talebinin reddedildiğini ancak devir işlemleri yapıldığı duyumlarının üzerine 23/03/2016 tarihli dilekçe ile yeniden başvuru yaptığını 15/07/2016 tarih ve 30599 sayılı cevabi yazısı ile talebinin değerlendirmeye dahi alınmadığı cevabının verildiğini, tahsis hakkının şahsi bir hak doğuran bir işlem olduğunu alınıp satılması veya devri konusunda belli bir şekil şartı olmadığını tahsis hakkının devrinin tapu satışı gibi katı şekil şartına bağlı...

          tarihli satış ve zilyetliğin devri sözleşmesi ve davalıdan aldığı hak sahipliği evrakları ile birlikte başvurduğunda tahsis işleminin T5 adına yapıldığını artık devir işleminin mümkün olmadığının ifade edildiğini, T3sine 19/01/2016 tarih ve 3765 sayılı dilekçe ile başvurduğunu ve hak sahipliğinin adına devrini talep ettiğini bu talebinin 29/01/2016 tarih ve 5265 sayılı yazısı ile hak sahipliği tahsisinden sonra taraflarınca yapılan işlem hak sahipliğinin devrine esas resmi bir işlem olmadığından dolayı hak sahipliği devrinin yapılamadığı şeklinde talebinin reddedildiğini ancak devir işlemleri yapıldığı duyumlarının üzerine 23/03/2016 tarihli dilekçe ile yeniden başvuru yaptığını 15/07/2016 tarih ve 30599 sayılı cevabi yazısı ile talebinin değerlendirmeye dahi alınmadığı cevabının verildiğini, tahsis hakkının şahsi bir hak doğuran bir işlem olduğunu alınıp satılması veya devri konusunda belli bir şekil şartı olmadığını tahsis hakkının devrinin tapu satışı gibi katı şekil şartına bağlı...

          Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 66. maddesinde, malullük ve yaşlılık aylığı almakta iken ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı belirtilmiş, ölüm sigortasından aylık tahsisinde, hak sahiplerinden eş ve çocuklar yönünden 68. maddede, anne ve baba bakımından ise 69. maddede gereken koşullar sıralanmıştır....

            Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

              Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

                usul ve yasaya aykırı bir şekilde tespit edildiği sabit olduğundan, davalılar adına hak sahipliği tespiti yapılan 13.500 m2 miktarındaki kısmının iptali, davalının adının terkini ile bu miktarın ilgili kanunun 6. maddesi gereğince hak sahibi olması sebebiyle adına beyanlar hanesine şerh verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu