Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2006/208 Esas sayılı dava dosyasında cezalandırılmasına karar verildiğini, davaya konu edilen yaklaşık 400 m2'lik orman alanının, konum olarak 2/B vasfı ile T2 adına kayıtlı görüldüğünü, Fethiye Günlükbaşı 3815 ve 3816 sayılı parsellerde kayıtlı taşınmazlar arasında kaldığını ve müvekkilinin kullandığını ve halen kullanmaya devam ettiğini, orman arazisi dışında kalan yaklaşık 450 m2'lik kısmın ise işbu 3815 ve 3816 sayılı parseller içinde görüldüğünü, bu parseller içinde kalan ve müvekkilinin kullandığı bu kısımlarda 2/B hak sahibi olarak, zilyetliğinin tespiti için dava açma zorunluluğunun doğduğunu belirterek, davacının zilyet etmekte olduğu ve orman özelliği olduğu belirlenen yaklaşık 400 m2 dışında kalan ve Fethiye Günlükbaşı 3815 ve 3816 sayılı parsel olarak 2/B vasfı ile T2 adına kayıtlı bulunan taşınmazlardaki davacının kullanmakta olduğu kısımlardaki 2/B hak sahipliği zilyetlik hakkının belirlenmesine, mahkeme masraflarının karşı taraf üzerinde...

ın hak sahipliği belgelerini 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde ibraz etmediği gözetilmeden, şikayetçi hakkındaki katılma kararı kaldırılmayarak lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Asıl ve birleştirilen davada davalılar, hak sahipliği kararının iptaline ilişkin işlemin idari istikrar ve idareye güven ilkelerine aykırı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 17/08/1999 tarihinde meydana gelen deprem afeti sonucunda konutunun ağır hasar görmesi nedeni ile hak sahipliği müracaatında bulunan davalı ...’ün talebi kabul edilerek dava konusu 308 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölümün adına tescil edildiğini, yapılan inceleme neticesinde davalı tarafın depremin olduğu tarihte konutta oturmadığının ve kooperatifin de üyesi olmadığının tespit edildiğini, haksız olarak elde edilen konutun geri alınması için 01/09/1999 tarihli ve 574 sayılı KMK ile 7269 sayılı Kanun ve bu Kanun'un 29. maddesi gereğince hazırlanan ...Sahibi Olanların Tespiti Hakkındaki Yönetmeliğin 20. maddesi gereğince davalının hak sahipliğinin iptal edildiğini, davalının kararın iptali için açtığı davanın reddedildiğini ve kararın derecattan geçerek kesinleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescile karar verilmesini istemiştir....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile maluliyet oranının tespiti ve maluliyeti nedeniyle babası üzerinden hak sahipliği sıfatıyla ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne; davacıya 01.04.2013 tarihi itibari ile davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir....

          gerçek hak sahipliği bulunduğu, “gerçek hak sahipliği” ile ilgili yapılan tespitler doğrultusunda, davacının ... yıllarında düzenlenen ... ... ... etkinliklerinde organizatör firma olduğu, dava konusu logosunu bahsi geçen organizasyonlarda kullanmış olduğu, davacının eski çalışanlarından ...’in, davalı ... kurarak, bu şirket üzerinden davacının gerçek hak sahipliği bulunan logoyu kullanarak dava konusu marka için başvuru yapmasının iyi niyetli olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK'nın 09.11.2018 tarih ve...sayılı kararının iptaline, davaya konu... sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir....

            Mahkemece, eldeki davanın valiliğe yöneltilmiş olması nedeniyle husumet sorunu bulunmadığı, düzeltilmesi istenilen “doğrudan satış hak sahipliği belgesinde” davacının kimlik numarasının doğru yazıldığı, her ne kadar kadastro tespit tutanağında kimlik numarası farklı yazılmış ise de eldeki davanın yalnızca valiliğe yöneltilmiş olup tespit talebini de içermediği, tapu sicili tüzüğü gereğince açık hataların tapu müdürlüğünce düzeltilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 25.20....

              ve 11/4. maddeleri kapsamında kamu hizmetine ayrılan alanda kalıp kalmadığı, bu kapsamda satışının yasak olup olmadığı ve Hazineye iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 6292 sayılı Kanunun, “Hak sahipliği, başvuru ve doğrudan satış” başlığını taşıyan 6. maddesinin konu ile ilgili 12. bendinin birinci cümlesinde, “ Bu maddeye göre hak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ....kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan ya da Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ......hak sahiplerine satılmaz.” hükmü düzenlenmiş, aynı kanunun “”Diğer işlemler” başlıklı, 11. maddesinin 4. bendinde de, “ Bu kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedeli kanuni faiziyle iade edilir, devir ve iade edilenler ise bedelsiz olarak geri alınır.” hükmünü içermektedir....

                Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır. 3....

                  Köyü 435, 436 sayılı zilyetlik tespiti yapılan taşınmazlara gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki 382 sayılı zilyetlik tespiti yapılan taşınmaza net meyve geliri esas alınarak bilimsel yolla değer biçilmesi ile tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu