Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde ... zilyetlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi tapu sicil müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

    Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

      Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, tapuda davalı adına kayıtlı 1 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu meskenin 7269 Sayılı Yasanın 29.maddesine göre afet sebebiyle verildiğini, ancak davalının hak sahibi olabilmek için verdiği talep ve taahhütname eklerindeki evraklardan yıkılan yere ilişkin 133 sayılı parsel kaydıyla bir ilgisi olmadığının anlaşıldığını, bu nedenle Mahalli Hak Sahipliği inceleme Komisyonu tarafından hak sahipliği kararının iptal edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve Hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... 'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

          İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın ek-4. maddesi gereğince yapılmış bir kadastronun bulunmadığı, kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynı hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp satılması, değiştirilmesi mümkün olmadığı, ancak yörede 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu ile hak sahipliği tespit komisyonunun yapacağı tespit sırasında ve 3402 sayılı Yasanın Ek 4 maddesi gereğince yapılacak kadastro sırasında değerlendirilebileceği, muhdesat ve kullanımla ilgili itiraz ve dava haklarının da o aşamada kullanılabileceği gözönünde bulundurularak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/03/2012 günü oybirliği...

            Aynı yönetmeliğin 46. maddesinde, Hak Sahipleri Tesbit Komisyonun hak sahibi olarak belirlediği kişilere karşı itiraz ve dava hakları ile hak sahibi listelerinin nasıl kesinleşeceğinin gösterildiği, Kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynı hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması mümkün olmadığı, Böyle bir talep, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemeyeceği ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemeyeceği, Çevre ve Orman Bakanlığı Hak Sahipliği Tespit Komisyonunun vereceği karara göre, davacının itiraz ve dava haklarını o aşamada kullanması mümkün olduğu, aksi halde, kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra yapılacak her devir işlemi ayrı bir dava konusu olacağı, bu durumun yasanın amacına aykırı olduğu, Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel kadastronun ve 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kullanım kadastrosunun yapılmasından sonra, 30 günlük ve 10 yıllık...

              No:8 Kepez Antalya adresinde bulunan ve davalı adına 14/02/1988 tarih 2746 numaralı tapu tahsis belgesi olan taşınmazın zilyetlik hakkını 100.000 TL bedelle satın alarak gecekondu ve bahçeden oluşan taşınmazın hak sahipliği ve zilyetliği müvekkiline devredilmiş ise de Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile düzenlenen Kepez ilçesi, Kepez Santral Mahallelerinin riskli alan sınırları içerisinde hak sahipleri ile Antalya Büyükşehir Belediyesi arasında yapılacak sözleşme başlıklı sözleşme uyarınca müvekkiline satışı yapılan gecekondunun yıkılması, hak sahibi sıfatından kaynaklanan tüm haklarından feragat edilmesi ve projeye uygun inşaatların tamamlanarak teslimi kabul ve muvafakat edilmiş ve hak sahibi olarak da davalının belirlendiğini ancak, müvekkiline devredilen yerin sözleşmeye istinaden kura neticesinde Kepez ilçesi 28874 ada 4 parselde kayıtlı F4A Blok 2.kat 18 nolu bağımsız bölümün hak sahibi olarak davalının belirlendiği ve tescilinin yapıldığı, harici satış ve zilyetlik devir...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mülkiyet Hak Sahipliğinin Tespiti ve Zilyetlik Şerhinin Beyanlar Hanesine İşlenmesi K A R A R Dava dilekçesi ve mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; kullanım kadastrosuna yönelik tapu kaydının beyanlar hanesine zilyetlik şerhinin tescili istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, "Tarafların sıfatına ve talebin mahiyetine bakılmaksızın 2924 sayılı Kanun maddesi uyarınca 2/B alanlarında yapılan kullanım kadastrosundan veya kesinleşmiş 2/B alanları hakkında zilyetlik ve muhdesat şerhi verilmesi isteminden kaynaklanan davalar nedeniyle verilen.." hüküm ve kararlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

                Somut olayda da; Davacının tapu tahsis belgesine dayalı taleplerinin ise gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Türk Medeni Kanunu hükümlerine değil, 2981 sayılı Kanunda öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği gözönüne alındığında uyuşmazlığa konu işleme dayalı açılan tapu iptali ve tescil ve alacak davasının İdari Yargı'nın görevine girmesi nedeniyle mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE, karar verildiği anlaşılmıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteğini içeren dilekçenin REDDİNE, 13.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu