Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece zilyedin aynî hakkı olmadığı kişisel hakkı olup, ancak kullanım kadastrosu sırasında hak sahipliği tesbiti komisyonca değerlendirilmesi itiraz ve dava hakkının o aşamada ve kadastro mahkemesinde kullanılması mümkün olduğu zilyedin taşınmazın ada, pafta, parsel nosu verilerek zilyetlik şerhi verilmesini talep etme hakkı genel mahkemelerden isteyemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tesbit dışı bırakılan taşınmazın tapuya tescili ve kullanım şerhi verilmesi istemine ilişkindir....

    Herhangi bir belgeye dayanmayan ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan zilyetlik korunmaya değer olmayıp yasada öngörülen "hak sahibi" olma ve dolayısıyla davacı kişilere orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı da vermez. Çekişmeli taşınmazın üzerinde halihazırda taşlık, çalılık (harnup, ..., defne, sakız, akçakesme ve sandal vb maki türleri) ve ... alanlar bulunmakta olup bu haliyle taşınmaz zilyetlikle kazanılacak yerlerden değildir. Çekişmeli taşınmazın eylemli durumu karşısında davacı kişi yönünden yukarıda açıklanan yasadaki hak sahipliği koşulu oluşmadığından aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi, kadastro tespit tarihine kadar 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen zilyetlik ve imar ihya yoluyla taşınmaz edinme koşulları da gerçekleşmemiştir....

      Kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyetlik veya muhdesat şerhi, aynı hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi tapu sicil müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu ile hak sahipliği tespit komisyonunun yapacağı tespit sırasında ve 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi gereğince yapılacak kadastro sırasında değerlendirilebilir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. maddesi gereğince kadastro yapılmış ve çekişmeli taşınmaz, 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan Hazine adına tespit edilmiş ve beyanlar hanesine...'in kullanımında olduğu şerh verilmiştir....

        Kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyetlik veya muhdesat şerhi, aynı hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi tapu sicil müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu ile hak sahipliği tespit komisyonunun yapacağı tespit sırasında ve 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi gereğince yapılacak kadastro sırasında değerlendirilebilir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen 4. maddesi gereğince kadastro yapılmış ve çekişmeli taşınmaz 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan Hazine adına tespit edilmiş ve beyanlar hanesine ...’in kullanımında olduğu şerh verilmiştir....

          , bedelinin ödendiğini, tapuya tescili için 10.3.2000 tarihinde yazı yazıldığını; Yine taşınmazın 1811m2 lik kısmının Hasan oğlu Şenol Çan'ın hak sahipliği olarak belirlendiğini, bedelinin ödendiğini, tapuya tescili için 10.3.2000 tarihinde yazı yazıldığını; Yine taşınmazın 3600m2 lik kısmının Mustafa oğlu Hüseyin Batu'nun hak sahipliği olarak belirlendiğini, bedelinin ödendiğini, tapuya tescili için 1.3.2000 tarihinde yazı yazıldığını; Taşınmaz hisseleri ilgili hak sahipleri adına tapuya tescil işlemi yapılması aşamasında işlemlerin durdurulduğunu ve bu güne kadar da tapu tescilinin sağlanamadığını, taşınmazda satın alınan hisselerin Mehmet oğlu T2 ve arkadaşları adına tapuya tescili için açılan tapu iptal ve tescil davası sonunda Antalya 2....

          "Hak sahipliğinin devir ve tebdil edilemeyeceği: Madde 11- Hak sahipliği, ilişkin bulunduğu konut, ya da işyeri için hüküm ifade eder; konuta ilişkin hak sahipliğin işyerine, işyerine ilişkin hak sahipliğin de konuta tebdili mümkün değildir.  Afetzedelik ve buna ilişkin hak sahipliği üçüncü şahıslara devrolunamaz. Afetten zarar gören bir taşınmaz malı, afetten sonra satış veya başka şekillerle devralan üçüncü şahıslar da hak sahibi niteliğini kazanamazlar." Gerçekten de üçüncü kişilere devir yasaklanmıştır;ancak mirasçıların birbirlerine miras paylarını devrine ilişkin yasal bir engel yoktur....

            Müdürlüğü’ne sunulacak bir işin iki kişi tarafından yaratılmış olmasının profesyonel olmayacağını düşünerek, animasyon filminin sonuna gerek hayali kişileri gerekse eş, dost ve akrabalarından oluşan kişileri yazmış olduklarını, animasyon filminde herhangi bir katkıları olmayan ve hatta bazılarının hayali kişilerin varlığında eserin yaratıcıları olan müvekkillerinin hak kaybı yaşamaması için eldeki eser sahipliğinin tespiti davasının açılmasının bir gereklilik olduğunu beyan ederek; “...” adlı animasyon filminin eser sahiplerinin yönetmen ve animatör olarak müvekkilleri ... ve ..., özgün müzik bestecisi olarak ..., ... ..., ... ve senaryo yazarı olarak ... olduğunun tespitine ve filmin jeneriğinin bu şekilde düzeltilmesine; karar verilmesini talep etmiştir....

              Bu durumda; davacının deprem sırasında ağır hasar gören ve müşterek mülkiyetli işyeri için aynı oranda hak sahibi sayılması gerektiği açık olup, davacının hak sahipliği başvurusunun sağlam işyeri bulunduğu belirtilerek reddi yolundaki davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yukarıdaki hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 24.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hak sahibi sıfatıyla eş ve baba üzerinden 01.10.2008 tarihi itibarıyla çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

                  Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır. 3. Değerlendirme 1....

                    UYAP Entegrasyonu