Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dahiliye Özel Sağlık Hizmetleri Ltd ŞTİ'nin borcu nedeniyle 04.12.2009 tarihinden sonra haciz konulan çalışma ruhsatını 12.08.2009 tarihinde borçlu şirketten devraldıklarını, haczin kaldırılması yönündeki talebin İcra Müdürlüğü tarafından 13.01.2010 tarihinde reddedildiğini belirterek ruhsat üzerine haciz konulması yönündeki İcra Müdürlüğü işleminin iptali ile haczin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir....

    Mahkemece; satış vaadi şerhinden sonra konulan haczin sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın 11/208 nolu hissesi üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nun 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşullar menkul mallar için uygulanmaktadır. Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK’nun 24.09.1997 tarih 1997/15-461 E. 1997/729 K.; HGK’nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 E. 2001/516 K.; HGK’nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-198 E. 2004/183 K.). HMK'nun 33. maddesi gereğince, bir davada ileri sürülen olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek ve yasa maddelerini doğru olarak uygulamak hakimin görevidir. Yani hukuki tavsif hakime aittir....

      Dava, davalı ... tarafından davacı adına tahsisli taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın idari yargının görevli olması nedeniyle dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, üyesi olduğu kooperatif adına İmar Kanunu'nun 32. maddesi gereğince hükmedilen 250.000,00 TL tutarındaki idari para cezası nedeniyle, davalı ... Belediyesi tarafından 11 adet tapuya haciz koydurulduğu, yapılar daha sonra ruhsatlı hale getirilmiş olmasına rağmen bu cezanın iptal edilmediğini, kooperatifçe daire tahsisinin üyelere üyeliğe ilk girişte tahsis edilerek dağıtılması esasının benimsendiğini, adına yapılan tahsisin, haczin doğum tarihinden önce olması nedeniyle haksız ve kötü niyetli olarak konulan bu haczin kaldırılmasının gerektiğini belirtmiştir....

        İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Usulsüz tebliğ şikayetini tebligatın muhatabı ileri sürebileceği ve şikayetçinin usulsüz tebliğ şikayeti yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, Haczin düştüğü ve kaldırılması gerektiğine ilişkin şikayetin ise alacaklı tarafın satış avansı yatırdığı ve haczin düşmediği kanaatine varılmakla yerinde olan icra müdürlüğü işlemine karşı şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin Adana Kozan Turunçlu Mahallesinde bulunan taşınmazı borçlu Davut Alpaslan’dan satın aldığı, taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, satış avansının da süresinde yatırılmadığını, haczin İİK 106 ve 110. maddeleri gereğince kaldırılması gerektiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/146 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararının infazının istenildiği, ancak esas takibe geçilmediği, icra dairesince ihtiyati haciz kararının infazının yerine getirilmesi amacıyla infaz memuru olarak yapılan işlemlerin mevcut olduğu, yapılan başvurunun ihtiyati haczin infazına yönelik bir şikayet olmadığı, haczin varlığına yönelik bir istem olduğu, bu haliyle ihtiyati haczin kaldırılması hakkında inceleme yetkisinin kararı veren mahkemeye ait olduğu, takip dosyası ihtiyati haciz aşamasında olup esas takibe geçilmediğinden icra mahkemesinin görevsiz olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Uzunköprü 1....

        Somut olayda, şikayete konu taşınmaza 06/11/2013 tarihinde haciz konulduğu, bu hacze ilişkin 103 davetiyesi tebliğ edilmediği, davacı borçlu vekilinin 07/11/2013 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak haczin kaldırılmasını istediği, 08/11/2013 tarihinde icra müdürlüğünce haczin kaldırılmasına karar verildiği, aynı tarihte icra müdürlüğünün haczin kaldırılması kararından döndüğü, her iki kararın da davacı borçlu vekiline tebliğ edilmediği, haczin kaldırılması kararının davacı borçlu vekili tarafından öğrenildiğine dair iddia ve ispat bulunmadığı, haczin kaldırılması kararı infaz edilmediği için bu karardan dönülmesinin de yeni bir haciz konulması anlamına gelmeyeceği, bu durumda davacı borçlunun 07/11/2013 tarihi itibariyle hacizden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, haczedilmezlik şikayetinin yasal süresi geçtikten sonra 25/02/2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde...

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/146 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararının infazının istenildiği, ancak esas takibe geçilmediği, icra dairesince ihtiyati haciz kararının infazının yerine getirilmesi amacıyla infaz memuru olarak yapılan işlemlerin mevcut olduğu, yapılan başvurunun ihtiyati haczin infazına yönelik bir şikayet olmadığı, haczin varlığına yönelik bir istem olduğu, bu haliyle ihtiyati haczin kaldırılması hakkında inceleme yetkisinin kararı veren mahkemeye ait olduğu, takip dosyası ihtiyati haciz aşamasında olup esas takibe geçilmediğinden icra mahkemesinin görevsiz olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Uzunköprü 1....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ,borçlunun ihtiyati haczin kaldırılmasını talep edebilmesi için, tüm dosya borcunu karşılayacak miktarda ve anılan maddede yazılı olan teminatların gösterilmesi gerektiği, halde davacı borçlunun yalnızca ihtiyati haciz miktarını karşılar nitelikte teminat mektubunu dosyaya sunduğunu, bu nedenle borçlunun ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddedilmesi gerekirken mahkemece hataya düşülmüş olup eksik miktara rağmen talep kabul edilerek hacizlerin kaldırılmış olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK'nın 103. maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmiş olsa bile aynı taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu 10.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmadığına göre borçlunun 28.12.2021 tarihinde İcra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvuru, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....

          Dava konusu haczin noter eşliğindeki kura çekimi ve tahsisten çok sonra konulduğu, dairenin adına tahsisinden sonra mülkiyet naklinin geç yapılmasının davacının aleyhine yorumlanamayacağı, Kooperatif Yasasının 2. Maddesine göre ve yargı içtihatlarına göre kooperatifin mülkiyetinin davacıya tahsis tarihinde geçtiği kabul edilerek, davacının kendisini ilgilendirmeyen kooperatif borcundan dolayı dairesinin tapu kaydına haksız olarak konulan haczin kaldırılması isteğiyle açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle yerel mahkeme karanın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.06.2015gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu