WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı banka vekili konulan ilk haczin ihtiyati haciz olduğunu, satış isteme süresinin bunun kesin hacze dönüşmesi ile başlayacağını, bu itibarla hacizlerinin düşmediğini; ikinci defa haciz konulmasında da yasaya aykırı yön bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince davalı yanın takip dosyasından bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine önce 01.02.2005 tarihli ihtiyati haczin konulduğu, kesin haczin ise 07.06.2005 tarihli haciz olduğu, satış isteme süresinin kesin haciz tarihinden itibaren hesaplanacağı ve davalının yasal iki yıllık süre içinde (02.03.2007 günü) satış istemesi üzerine haczin düşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Somut olayda şikayete konu haczin 26/10/2021 tarihinde konulduğu, şikayet tarihi olan 11/01/2022 itibariyle haczin geçerli olduğu, ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 11/05/2022 tarihinde haczin devam etmekte olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi olan 14/06/2023 tarihi itibariyle ise dosyada geçerli bir satış talebi ve avansı olmamakla, alacaklının, yasal 1 yıllık sürede satış talep etmediği, sonuç olarak İİK' nın 110/1. maddesi gereğince taşınmaz üzerindeki iş bu haczin BAM karar tarihinden önce düştüğü anlaşılmıştır. O halde, mahkemece şikayetin incelenmesi sırasında haciz düştüğünden konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK'nın 331/1 maddesi uyarınca tarafların şikayet tarihindeki haklılık durumlarına göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nın 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşüp, düşmediği belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak İcra Müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, Balıkesir 1....

        Kararı, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep eden vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep eden vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. ...- Mahkemece, duruşma yapılmak suretiyle ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olup hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin İkinci Kısım Birinci Bölüm 1 nolu bendi uyarınca karşı taraf yararına 300,00 TL vekalet ücreti takdiri gerekirken, 1.200,00 TL vekalet ücreti takdiri doğru olmamış ve hükmün bu nedenle ihtiyati haczin kaldırılmasını talep eden yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar tarihinde yürürlükte olan 1086 Sayılı HUMK'nun 438...

          in alacaklı olduğu takip dosyasında 03.06.2008 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, 04.06.2008 tarihinde takip başlatıldığı, 06.06.2008 tarihinde ihtiyati haczin tapuda işlendiği, ödeme emrinin ....06.2009 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda kambiyo senetlerine mahsus bu takipte on günlük ödeme süresinin sonu olan 06.07.2009 tarihinde ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, ....06.2010 tarihinde yenileme haczi talep edildiği, 03.06.2010 tarihinde haczin tapuda işlendiği; şikayetçinin takip dosyasında ise, ....03.2009 tarihinde takibe başladığı, ödeme emrinin ....06.2009 tarihinde tebliğ edildiği, tapuda ....09.2009 tarihinde haciz konulduğu, bedeli paylaşıma konu taşınmazın bu dosyada ....05.2011 tarihinde satıldığı anlaşılmıştır. Haciz tarihinden itibaren taşınırlarda bir, taşınmazlarda iki yıl içinde satış istenmezse, haciz düşer (İİK.m.106 ve 110). Bir diğer ifade ile haczin düşmesini engellemenin tek yolu, yasal süresi içinde satış istenmesidir....

            Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. (Dairemizin 10/12/2015 tarih ve 2015/28857 E.-31140 K. sayılı kararı) Bu açıklamalar ışığında, İİK.nın 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 05/09/2014 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 08/09/2014 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haciz şerhinin ise 11/09/2014 tarihinde işlendiği, haczin konulduğu tarih ( 08/09/2014 tarihi) itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 05/10/2015 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır....

              Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. (Dairemizin 10/12/2015 tarih ve 2015/28857 E.-31140 K. sayılı kararı) Bu açıklamalar ışığında, İİK.nın 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 31/10/2017 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 06/11/2017 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haciz şerhinin ise 21/11/2017 tarihinde işlendiği, haczin konulduğu tarih (06/11/2017 tarihi) itibariyle İİK'nun 106....

                Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir (Dairemizin 10/12/2015 tarih ve 2015/28857 E.-31140 K. sayılı kararı). Bu açıklamalar ışığında, İİK’nun 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır....

                  İleri sürülen temyiz itirazları yerinde değil ise de, İcra ve İflas Kanunu'uın 82. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekecektir....

                    Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. (Dairemizin benzer nitelikte 10.12.2015 tarih ve 2015/28857 E. - 31140 K. sayılı kararı) Bu açıklamalar ışığında, İİK’nun 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; dava konusu taşınmaza alacaklı vekilinin 02.03.2016 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce aynı gün haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haciz şerhinin ise 04.03.2016 tarihinde işlendiği, haczin konulduğu tarih (02.03.2016 tarihi) itibariyle İİK'nun 106....

                      UYAP Entegrasyonu