Mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda haczin borçlunun adresinde yapılmasına karşın malların davacı 3.kişinin zilyetliğinde bulunduğu bu nedenle haczin İİK'nin 99.maddesine göre yapılması gerektiğinden bahisle davanın kabulü ile haczin İİK'nin 99.maddesine göre yapılmış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu haciz 30.1.2012 tarihinde, takibe konu senette yazılı olan adreste yapılmıştır. Vergi dairesince borçlunun bu adreste halen faaliyet gösterdiği bildirilmiştir. Bu durumda İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi alacaklı yararınadır. Kaldı ki davacı 3.kişi, işyerini ve içindeki malları 22.1.2012 tarihli borcun doğumundan sonra düzenlenmiş fatura ve satış sözleşmesi ile borçludan satın aldığını beyan etmiştir. Bu halde haczin İİK'nin 96-97 maddelerine göre yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur....
Davalı alacaklı vekili, haczin kredi sözleşmesinde belirtilen adreste yapıldığını, borçlunun kullandığı kaşenin 3.kişi tarafından da kullanıldığını, mahalde borçlunun resminin bulunduğunu, davacı ile borçlular arasında akrabalık ilişkisi olduğunu, haczin İİK'nin 96-97 maddesine göre yapılmasının doğru olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlular davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece İİK'nin 96-97 maddelerine göre yapılan haczin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, ...İcra Müdürlüğü'nün 2011/826 sayılı takip dosyasından 2.1.2012 tarihinde haciz yapıldığını, haczin borçlunun SGK sorgu adresinde uygulandığını, haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan 3.kişinin borçlunun abisi olduğunu, haczin İİK.nun 97.maddesine göre yapılması gerekirken İİK.nun 99.maddesinin uygulandığını ileri sürerek haczin İİK.nun 97.maddesine göre yapılmış sayılmasına karar verilmisini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/1933 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, süresinde takibe yapılan itirazın alacaklı vekiline 24.09.2014 tarihinde takibin durdurulması kararıyla birlikte tebliğ edildiğini, tebliğe rağmen alacaklının İİK'nın 264. maddesi gereği süresi içerisinde dava açmadığını, ihtiyati haczin yasa gereği hükümsüz kaldığını belirterek, ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına karar verilmesini istemiş, mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 21.08.2014 tarih ve 2014/113 D.İş E. 2014/113 D.İş sayılı kararı ile verilen ihtiyati haczin düştüğünün tespitine karar verilmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili, ihtiyati haciz kararı verilmesinden sonra ......
ATM'nin .... esas sayılı dosyasından ihtiyati haczin kaldırılmasının talep edildiğini ancak mahkemece tesis edilen 19/05/2023 tarihli ara karar ile yetkinin icra hukuk mahkemelerinde olduğu gerekçesi ile ihtiyati haczin kaldırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiğini, Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesinin .... Esas .... Karar sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haczin kaldırılması için talepte bulunulduğunu fakat mahkemece borçlu aleyhine başlatılmış ilamsız ya da ilamlı takip bulunmaması ve ihtiyati haczin kaldırılması talebinin kararı veren mahkemeden talep edilmesi gerektiği gerekçeleriyle talebin reddine kesin olarak karar verildiğini, bunun üzerine ihtiyati haczin kaldırılması için Antalya 2....
Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir(Dairemizin 30/09/2013 tarih ve 2013/22091 E.-30456 K. sayılı kararı). Somut olayda, şikayet dilekçesi ve ekleri incelendiğinde taşınmaz kaydına 16/06/2017 tarih ve 15483 yevmiye no ile işlenen ihtiyati haczin şikayete konu edildiği,16/06/2017 tarihli ihtiyati haczin kesinleştiği tarih itibariyle İİK'nun 106....
Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, haczin talimat icra müdürlüğünce yapıldığı, haczin İİK'nin 96, 97, 99.maddelerine göre yapılacağı konusunda asıl icra müdürlüğünce karar verilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, haczin borçlu şirketin adresinde yapılmasına, borçluya ait ünvanın 3.kişi tarafından kullanılması nedeniyle haczin İİK'nin 97.maddesi uyarınca yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre, davacı 3.kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 13.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 2016 tarihli haczin ayakta ve geçerli olduğu, 2018 tarihli haczin ise süresinde satış istenilmemesi sebebiyle düştüğü görülmüştür. Şikayetçinin meskeniyet iddiasından dolayı haczin kaldırılmasını istediği, şikayet tarihi itibariyle düşmüş olan haczin kaldırılmasına ilişkin herhangi bir açıklamada da bulunmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle iken şikayetçinin düşen haczin kaldırılmasını istemesi söz konusu olamaz. Bu sebeple 2016 tarihli haczin de 103 davetiyesinin tebliği ile öğrenildiğinin kabulü gerekir....
Somut olayda, davalı takip alacaklısı tarafından dava dışı takip borçlusu adına kayıtlı olan taşınmaza 10.09.2020 tarihinde konulan ilk haczin satış isteme süresi içerisinde, 13.10.2020 tarihinde, taşınmazın 3. kişiye satıldığı, taşınmaz üzerinde yer alan ilk haciz düşmeden haczin yenilenmesi talebi olduğundan ve yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle bu haciz bakımından talebin reddi kararı yerinde olup, konulan ikinci haczin konulduğu tarihte borçlunun malik olmadığının görüldüğü, her haczin yeni bir haciz olması nedeniyle başkasının malik olduğu taşınmaz üzerine haciz konulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı 3. Kişi malik olduktan sonraki tarihte konmuş olan 08.06.2021 tarihli haczin kaldırılması talebinin kabulü gerekirken reddi kararı isabetsiz olup, kararın bu bakımdan bozulması gerekmiştir....
Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir(Dairemizin 10/12/2015 tarih ve 2015/28857 E.-31140 K. sayılı kararı). Bu açıklamalar ışığında, İİK.nın 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 01/06/2017 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 02/06/2017 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih (02/06/2017) itibariyle İİK'nun 106....