Kişi T4 vekilince, 4. kişi tarafından teminat yatırılmış olması ve borçlu şirket davalı hakkındaki takibin iptal edilmesi nedeniyle davalı T4 yönünden de ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmişdiği, her ne kadar davaya dayanak ilk takip iptal edilmiş ise de aynı alacak için İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2022/5428 esas sayılı dosyasında takip yapıldığı ve bu takibin henüz kesinleşmediği, davalıların sorumluluklarının farklı olduğu, dahili davalı T12'ın ibraz ettiği teminat mektubunun davalı Çağla yönünden de geçerli olduğuna dair herhangi açık muvafakat veya anlaşma bulunmadığı'' '' gerekçesiyle; davalı T4 Vekilinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve iş bu 22/09/2022 günlü ara karara karşı davalı T4 vekili ve davalı T7 vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2016/5050 Esas sayılı dosyasında yapılan takiple ilgili olarak haczedilen taşınmazı 29/07/2021 tarihinde satın aldığını, İİK 106- 110 maddesi gereğince haczin fekki gerektiğini söyleyerek şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kararından sonra şikayete konu taşınmazın satıldığı, 26/09/2022 tarihi itibariyle haczin kaldırılması istenen taşınmazın malikinin davacı 3.kişi olmadığı, dava dışı Nevzat Yıldırım'a satıldığı, ayrıca takip alacaklısı vekilinin de davaya konu taşınmazla ilgili 03/10/2022 tarihinde haczin kaldırılması için talepte bulunduğu anlaşılmakla HMK 353 (1) - b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şikayetin niteliği ve sebebiyet ilkesi gereğince yapılan yargılama giderlerinin şikayetçi üzerinde bırakılmasına, aynı sebeple vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava dışı limited şirketin, 1998/11 ila 2000/2. aylara ait prim borcundan dolayı ortak sıfatıyla davacı adına düzenlenen 2011/55771 takip no'lu ödeme emrinin davacıya tebliğ edilemediği ancak 21.07.2014 tarihinde davacı adına kayıtlı araç üzerine davalı Kurumca ihtiyati haciz konulduğu hususu Daire çoğunluğunun kabulünde olup, eldeki davayla da zamanaşımı nedeniyle ödeme emrinin iptali ile ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece zamanaşımının geçmesi nedeniyle yapılan takip ve konulan ihtiyati haczin yerinde olmadığı gerekçesiyle takip ve haczin kaldırılmasına hükmedilmiştir....
Şikayetçilerin taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasında hukuki yararı bulunmakta olup mirasçı sıfatı bulunmayan borçlu Osman Nuri Ünal’ın borcundan dolayı ½ payı murise ait 135 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. O halde ilk derece mahkemesince borçlu Osman Nuri Ünal yönünden haczin kaldırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki aynı taşınmaza mirasçı borçlu Yusuf Ünal’ın borcu nedeniyle de haciz konulmuş olup haczin kaldırılması kararı sadece borçlu Osman Nuri Ünal yönünden hukuki sonuç doğuracak; mirası ret etmeyen diğer borçlu Yusuf Ünal yönünden hukuki sonuç doğurmayacaktır. Bir başka anlatımla borçlu Yusuf Ünal yönünden taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması mümkün değildir. Nitekim ilk derece mahkemesince hüküm kurulurken borçlu Osman Nuri Ünal yönünden haczin kaldırılmasına karar verildiği açıkça belirtilmiştir....
T4 ŞİKAYET : İcra Memur Muamelesi KARAR TARİHİ : 16/11/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 16/11/2021 Dava dilekçesinde özetle; Sarıahmetler Mah. 122 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki Gökhan Meşe'ye ait 2/3 hisseye ilişkin müvekkili tarafından Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/24 esas sayılı dosyası ile şufa sebebine dayalı tapu iptali tescil davası açıldığını, davanın kabul edilerek kesinleştiğini, karar gereği tescil işlemleri için tapuya başvurduklarında 08/01/2021 tarihinde Kandıra İcra Müdürlüğünün 2020/616 esas sayılı dosyası ile taşınmaza haciz konulduğunu öğrendiklerini, haczin kaldırılması için yaptıkları başvurunun icra müdürlüğünce reddedildiğini, haczin şufa davasına ilişkin karardan sonra konulduğunu, bu nedenle kaldırılması gerektiğini, icra müdürlüğünün haczin kaldırılmasının reddine ilişkin kararının kaldırılarak haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Yargılama sırasında ceza soruşturmasının sonucu beklenmiş, davalılar T4 ve T6 vekili 13.01.2022 ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyen T4 ve T6 vekili vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati haczin kaldırılmasını isteyen davalılar T4 ve T6 vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; İstanbul 8....
Mahkemece kısa kararda davanın kabulü yönünde hüküm kurulduktan sonra 4 kalem eşya tek tek belirtilerek üzerlerindeki haczin kaldırılması kararlaştırılmış; ancak, bu sırada dava konusu hacizli koltuk takımından hiç bahsedilmemiştir. Oysaki 1086 sayılı HUMK’nun 388/son (6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi) uyarınca, hükmün sonuç kısmında, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Gerekçeli kararda ise dava konusu hacizli eşyaların tamamı üzerindeki haczin kaldırılması kararlaştırılmıştır. Kısa karar ve gerekçeli karar arasındaki çelişki de hükmün infazı sırasında bir tereddüdün oluşmasına neden olmuştur ve bu durum bozma nedenidir....
TTK’nun 1371. maddesine göre; “Geminin maliki veya borçlu, geminin değerini geçmemek kaydıyla, deniz alacağının tamamı, faizi ve giderler için yeterli teminat göstererek, ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2023 tarih ve 2023/2324 E. - 2023/2252 K. sayılı kararında hem şart konulduğu hem de ihtiyati hacze konu gemi üzerindeki ihtiyati haczin, sunulacak teminat mektubu üzerinden devamına karar verilmiş olduğu dikkate alındığında ihtiyati haciz kararının kaldırıldığından bahsedilemez. İhtiyati haciz kararının kaldırılması yetkisi mahkemeye aittir, icra müdürlüğünce yapılamaz. O halde, ilk derece mahkemesince borçlunun talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2024/793 Esas KARAR NO: 2024/800 DAVA: İhtiyati Haczin Kaldırılması DAVA TARİHİ: 25/09/2024 KARAR TARİHİ: 04/11/2024 Mahkememizde görülmekte olan İhtiyati Haczin Kaldırılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili 25/09/2024 tarihli dava dilekçesinde özetle; ---------- Esas sayılı 16.09.2024 tarihli 3.250.000,00 TL üzerinden verilen ihtiyati haciz kararı gereği ---------- İcra Müdürlüğü’nün ----------- Esas sayılı dosyası ile ihtiyati haciz işlemi yapıldığını, müvekkilinin oto alım satımı (oto galericiliği) da yapan bir işletme olup, müvekkilin araçlarına gayrimenkullerine ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konulduğunu, bu şekilde müvekkilinin ticaret hayatının durma noktasına geldiğini, bu kapsamda icra dosyasına ihtiyati haciz bedelinden fazla miktarda (4.000.000,00 TL bedelli) banka teminat mektubu sunulduğunu ve bu sunulan teminat mukabilinde ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etme zarureti...
İhtiyati haczin kaldırılması İİK'nın 266.maddesinde; "Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden istiyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer." hükmü getirilmiştir. İİK'nın 266.maddesindeki bu düzenleme gereğince ihtiyati haczin kaldırılması ve değiştirilmesi talebini inceleme yetkisi takipten önce kararı veren mahkemeye, takibe başlandıktan sonra ise icra mahkemesine aittir. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince davalı hakkında verilen ihtiyati haciz kararının icra dosyasına sunularak davalı hakkında da takip işlemine başlanıp başlanmadığı, başlanmış ise İİK’nın 266. maddesi gereğince teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması talebini incelemek İcra Mahkemesi yetkisinde olduğu gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargıtay 17....