Yargılama sürecinde 14.10.2010 tarihli dilekçesinde ise, yaşlılık aylığına konulan haczin de kaldırılmasını, yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesini talep etmiş, mahkemece, yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılmasına, kesinti tutarlarının yasal faiziyle davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılmasına ilişkin karar verilmesi talebin genişletilmesi veya aşılması anlamını taşımaz. Çünkü bu durum takibin iptali kararının doğal sonucudur. Haczin dayanağı olan takip iptal edildiğinde, konulan hacizler de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Ancak, yaşlılık aylıklarından yapılan kesintinin yasal faiziyle tahsili yönünde ki karar talebin genişletilmesidir. Davalı taraf vekilinin bu konuda kabulü bulunmadığı gibi okunan dilekçeyi kabul etmediğini duruşma sırasında açıkça bildirmiştir. Buna rağmen mahkemece kesinti yapılan meblağın yasal faiyle davalıdan tahsiline karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/415 Esas - 2020/477 Karar sayılı dosyası ile haczin kaldırılması talepli şikayette bulunulduğunu ve mahkemece haczin kaldırılmasına karar verildiğini, ancak kaldırılması istenen haczin yevmiye numarasının 3349 yazılması gerekirken sehven 8817 olarak yazılması nedeniyle istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince kararın gerekçe ve hüküm fıkrasının çelişkili olması nedeniyle kaldırılmasına karar verdiğini, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında şikayete konu icra dosyasından Kayseri İli, Talas İlçesi,Harami Mevkii, 475 Ada, 1 Parselde kayıtlı 7. kat 27 numaralı bağımsız bölüm üzerinde tesis edilmiş tüm haciz şerhlerinin kaldırılmasının talep edildiğini, ancak mahkemece şikayete konu 24.02.2020 tarihli haczin kaldırılmasına karar verilmiş olmakla birlikte 8817 yevmiye numaralı haczin kaldırılmasına karar verildiğini, takyidatlı tapu kayıtlarında dava konusu 24.02.2020 tarihli haczin yevmiye numarasının 3349 olduğunun görüldüğünü, mahkemece...
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında İİK’nin 281/II fıkrasına göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez. İİK’nin 265. maddesine göre ise borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir....
Dava dosyası incelendiğinde, ödeme emrinin iptali, uygulanan haciz ve bloke işlemlerinin kaldırılması, ... Bank A.Ş. Genel Müdürlüğü hesabına yapılan haczin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş olup, mahkemece, uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davacı aleyhine usulüne uygun bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilerek, davacının ... AŞ de bulunan hesaplarına haciz konulması yönündeki işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmış olup, her ne kadar haczin iptali yönündeki karar Dairemizce yerinde görülmüş ise de; borçlu bulunmadığının tespiti isteği bir menfi tespit talebi olmakla, bu konu hakkında herhangi bir hüküm kurulmaması, gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verdiğinden, menfi tespit talebi yönünden de bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmektedir. ./.. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali ve araç üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, limited şirketi ortağı olan davacı hakkında gönderilen 5 adet ödeme emrinden birinin, aynı döneme ve aynı borca ilişkin olması nedeniyle, mükerrer çıkarıldığından bahisle, iptali; diğerlerinin ise, borcun şirketten tahsil imkanı bulunduğundan bahisle, iptali ve takip kesinleşmediği halde, kendisine ait 07 DBD 25 plakalı araç üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir....
Tasarrufun iptali davalarında İİK’nin 281/II fıkrasına göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez. İİK’nin 265. maddesine göre ise borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder....
Bu durumda mahkemece tasarrufa konu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati haczin devamına karar verilmesi gerekirken bir kısım taşınmazlar üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de taşımadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Somut olayda, taşınmaz üzerine konulan haczin 21/01/2011 tarihli karar doğrultusunda 24/01/2011 tarihinde tapuya işlendiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tapu kaydının iptali ve tescil kararının ise 29/05/2013 tarihli olup kararın 09/09/2013 tarihinde kesinleştiği görülmekte olup mahkemece bu nedenle haczin kaldırılmasının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan haczin konulduğu tarih nazara alındığında yürürlükte bulunan İİK'nun 106. maddesinde alacaklının, haczolunan mal taşınmaz ise hacizden itibaren iki yıl içinde satılmasını isteyebileceği, 110. maddesinde ise yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı düzenlenmiştir....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkili tarafından borçlu ... aleyhine yapılan icra takibi ile boçluya ait taşınmazın ihale yolu ile satıldığını, icra müdürlüğünce düzenlenen sıra cetvelinde taşınmaza konulan ilk haczin müvekkiline ait oluduğunu, müvekkili tarafından konulan ihtiyati haczin konulduğu tarihten beri geçerli olduğunu, sonradan konulan hacizlerin bunun önüne geçemeyeceğini, kaldı ki borçlu ...'ın davalı ...'e yaptığı borçlanma işleminin iptali için... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/591 Esas sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davası açtıklarını, derdest olup bu dosyanın beklenilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan ..., şikayetçinin alacaklısı olduğu icra dosyasında ihtiyati haciz tarihi itibariyle İİK'nın 100. maddesindeki şartların oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Şikayet olunan ... dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati haciz kararı ile başlatılan ilamsız icra takibinde davacı borçluya ilk ödeme emrinin 12/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından icra dosyasına 11/04/2019 tarihinde itiraz edilerek 12/04/2019 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesince ihtiyati haciz kararı gereği fiili haciz için talimat yazıldığı, talimatın yerine getirilmemesi üzerine haczin yapılması için müzekkere yazıldığı, ihtiyati haczin devam ettiği, yapılan fiili haciz işleminin ihtiyati haczin infazı için yapılan işlemlerden olduğu, itirazın alacaklı vekiline 15/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının tebliğden önce itirazı öğrenerek 11/07/2019 tarihinde arabuluculuğu başvurduğu, arabuluculuk son tutanağının 11/10/2019 tarihinde düzenlendiği, İİK'nun 264.maddesindeki 7 günlük dava açma sürenin arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten başlaması gerektiği, itirazın iptali davasının 14/10/2019 tarihinde açıldığı, ihtiyati haczin düşmediği...