İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/489 Esas sayılı dosyasında 01.07.2019 tarihinde açılan haczedilmezlik şikayeti ile dosyada takibin veya satışın durdurulmasına ilişkin kararın bulunmadığı, borçlunun kıymet takdir raporundan en geç satış ilanının tebliği ile haberdar olduğu, kıymet takdir raporuna itiraz edildiğine ilişkin iddia bulunmadığı, ihalenin ilan edilen tarih ve saatte yapıldığı, rapora göre taşınmazın ihaleye çıkartıldığı ve şikayete konu taşınmazla ilgili ihalenin kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren yasal 2 yıllık süre içinde yapıldığı, ihale bedelinin takdir olunan muhammen bedelin %50’si ve satış masraflarını karşıladığı, rüchanlı alacağın bulunmadığı, İİK 126/1 kapsamında satış ilanlarının ihale tarihinden en az 1 ay önce yapıldığı, satış kararındaki ilana ilişkin hüküm ile yapılan ilanların birbirine uygun olduğu, davacı tarafından ileri sürülen ve resen dikkate alınan ihalenin feshi nedeni bulunmadığından şikayetin esastan reddine, esastan reddine karar verilmiş olduğundan...
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Somut olayda da şikayete konu taşınmaz bakımından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı anlaşıldığından şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2020/2355 sayılı takip dosyasından davalı alacaklı banka tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinin devamı sırasında Bursa 7....
Borcun taşınmazın bedelinden doğması halinde İİK'nun 82/son maddesi hükmü uyarınca haczedilmezlik şikayeti dinlenilemez. Somut uyuşmazlıkta ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin dayanağının konut finansman kredisi oluşturduğu, diğer bir anlatımla takibe konu alcağın şikayet konu taşınmazın alımından kaynaklandığı bu nedenle İİK 82/son maddesinde yazılı istisnanın, yani haczedilmezlik iddiasında bulunma hakkının doğmadığı nazara alınarak şikayetin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK'nun 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. (Benzer karar Yargıtay 12....
Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, cilt V, sayfa 5043) Somut olayda şikayetçinin daha önce de aynı icra takip dosyası ile ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, Kayseri 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/309 E. sayılı dosyasında haczedilmezlik şikayeti ile ilgili inceleme yapıldığı, verilen ret kararının istinaf ve temyiz incelemelerinden geçerek 06/07/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Temyiz incelemesine konu işbu haczedilmezlik şikayetinin ise 15/12/2022 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında Kayseri 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/309 E.sayılı dosyasında verilen kararın kesin hüküm oluşturacağı pek tabiidir....
Akabinde haczedilmezlik şikayetiyle ilgili talep yönünden dava, mahkemenin 2013/463 Esas sayısına kaydedilmiş ve yapılan yargılama neticesinde 2013/573 Karar sayılı karar ile haczedilmezlik şikayeti konusunda temyize konu karar verilmiştir. Yukarıda anlatılan dava dosyası safahatından da anlaşılacağı üzere; temyize konu dava bir istihkak davası olmayıp, haczedilmezlik şikayetine yöneliktir. Davacı 3.kişi, davaya konu takip dosyası olan ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/5941 Esas sayılı takip dosyasında taraf olmayıp anılan hacizde 3. kişi sıfatına sahiptir. Davacı 3. kişi takipte taraf olmadığından mahcuzlara ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya yetkili değildir. Bu durumda, 3. kişinin haczedilmezlik şikayeti yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tefrik edilen istihkak davası ile ilgili olarak davanın esastan reddine ve davalı lehine tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, yasa ve yerleşik Yargıtay uygulaması gereği vekille temsil edilen dosyalarda sürelerin vekile yapılan tebligatla işlemeye başlayacağını, 21.04.2021 tarihinde asile yapılan 103 davetiyesinin hiç bir süreyi başlatmayacağını, açmış oldukları meskeniyet şikayeti davası ise, kıymet takdiri tebliği için UETS üzerinden vekil olarak taraflarına çıkartılan 31.07.2021 tarihli elektronik tebligat sonrasında 08.08.2021 tarihinde açıldığını ve süresinde olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda, davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 21/04/2021 tarihidir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Dava dilekçesi ile, 10/11/2022 tarihli hacze yönelik olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulmuş olmakla, Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün 2022/5554 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı borçlu vekiline 103 davetiyesinin 22/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet ise bu tarihten önce 18/11/2022 tarihinde yapıldığından, yasal süresindedir. İcra mahkemesince verilen kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil ederler....
İşin esasına gelince; mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili tarafından Havza İcra Müdürlüğü'nün 2019/276 Esas sayılı takip dosyası kapsamında haczedilen 34 XX 420 plakalı traktörün haczedilemeyeceğinden bahisle şikayette bulunulduğu, Havza İcra Müdürlüğü'nün 2019/276 Esas sayılı takip dosyası celp edilerek incelendiğinde haczin 10/11/2020 tarihinde borçlu haciz mahallinde hazır iken yapıldığı, haczedilmezlik şikayetinin ise 02/08/2021 tarihinde yapıldığı, bu durumda haczin haciz anında borçlu tarafından öğrenildiği, haczedilmezlik şikayetinin 7 gün olup bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu belirtilerek şikayetin süre aşımından reddine dair karar verilmiştir. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Yargıtay görüşüne göre de, borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 200.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....