Davacı T2ın başlatılan icra takibinde borçlu sıfatının bulunmadığı bu nedenle icra takibinde taraf olmayan ve takipte üçüncü kişi durumunda olan şikayetçinin iş bu davayı açmakta ve haczedilmezlik şikayetini ileri sürmekte aktif husumet ehliyeti bulunmadığından, davanın T2 yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davacı T1 yönünden yapılan incelemede, İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, diğer bir ifade ile meskeniyet şikayetine konu edilecek bir haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. (Benzer yönde Yargıtay 12....
Ayrıca, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak haczedilmezlik iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/490 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, eldeki davanın o dava dosyası ile birleştirilmesine, haczedilmezlik şikayetlerinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, meskeniyet şikayeti kabul edilmeyecek ise bilirkişiler marifetiyle taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan takipte, borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, ancak şikayet dilekçesinde yanlış icra dosya numarasını bildirdiği, mahkemece taraflarla ilgisi olmayan bu icra dosyası getirtilip incelenerek, alacağın tahsil edildiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu haczedilmezlik şikayeti olup, şikayet HMK'nun 118. maddesi anlamında bir dava değildir. Bu nedenle şikayet dilekçesinin HMK’nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıması zorunlu değildir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haczedilmezlik şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İİK.nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Bu durumda borçlunun hacizden haberdar olduğundan söz edilemeyeceğinden borçlunun 26.07.2012 tarihinde yaptığı başvuru yasal sürededir. Hal böyle olunca, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece haczedilmezlik şikayeti kabul edilmiş ancak İcra veznesine giren paraların iadesi talebinin reddine karar verilmiş olup sonuç olarak kısmen kabul ve kısmen ret kararı yerindedir. Böylece talebin kısmen kabul gereği Mahkemece, borçlu yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiği için lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdiri ve yargılama giderlerinin paylaştırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK.nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Bu durumda borçlunun hacizden haberdar olduğundan söz edilemeyeceğinden borçlunun 26.07.2012 tarihinde yaptığı başvuru yasal sürededir. Hal böyle olunca, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İİK.nun 82/1-12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar....
Haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlu vekilinin 08/04/2014 tarihinde şikayet konusu ruhsata konulan haczin kaldırılması istemi ile icra müdürlüğüne başvurduğu anlaşıldığından bu tarihten itibaren hacizden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Yanlış merciye yapılan itiraz sonuç doğurmayacağından icra mahkemesine yapılan 05/05/2014 tarihli başvurunun 7 günlük süreden sonra olduğu görülmüştür. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin süresinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....