İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/360 Esas sayılı dosyası ile açılan haczedilmezlik şikayeti davasının derdest olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca dava konusu taşınmazın haline münasip mesken niteliğinde olmadığını, üzerinde birden çok haciz bulunduğunu, alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla iş bu davanın açıldığını ileri sürerek davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Aydın 1....
Haczedilmezlik şikayeti kural olarak İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden itibaren başlar. Somut olayda; şikayete konu araca haczin 15/04/2015 tarihinde konulduğu, yapılan hacze ilişkin olarak İİK.’nun 103. maddesi uyarınca çıkarılan davetiyenin borçlu şirkete 27/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 13/05/2016 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Dolayısıyla alacaklının şikayeti hakkında ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir ve istinaf yolu açık değildir. Bu nedenlerle Hukuk Muhakemeleri Yasasının 352. ve İcra ve İflas Yasasının 365/3. maddelerine göre istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir....
Şikayetçi-borçlu tarafından 13/02/2019 tarihli 103 davetiyesi tebliği ile şikayete konu taşınmaza ilişkin haciz işlemi öğrenilmiş olup, haczin öğrenilmesinden yedi günlük yasal hak düşürücü süre geçtikten sonra 25/02/2019 tarihinde yapılan haczedilmezlik şikayetinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır...'' şeklindeki gerekçe ile şikayetçi T1 yönünden meskeniyet sebebiyle haczedilmezlik şikayetinin yasal yedi günlük hak düşürücü süreden sonra yapıldığıından süre yönünden reddine, diğer şikayetçiler T1 ve T2 meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir....
İşin esasına gelince; mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili tarafından Havza İcra Müdürlüğü'nün 2019/276 Esas sayılı takip dosyası kapsamında haczedilen 34 XX 420 plakalı traktörün haczedilemeyeceğinden bahisle şikayette bulunulduğu, Havza İcra Müdürlüğü'nün 2019/276 Esas sayılı takip dosyası celp edilerek incelendiğinde haczin 10/11/2020 tarihinde borçlu haciz mahallinde hazır iken yapıldığı, haczedilmezlik şikayetinin ise 02/08/2021 tarihinde yapıldığı, bu durumda haczin haciz anında borçlu tarafından öğrenildiği, haczedilmezlik şikayetinin 7 gün olup bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu belirtilerek şikayetin süre aşımından reddine dair karar verilmiştir. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....
No:14 K:3 Esenyurt/ İstanbul adresinde 11.03.2021 menkullerin ihtiyaten haciz işlemi, İcra İflas Kanunu 362/a maddesi '8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyet gösteren okullar ile 24/3/1950 tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanun kapsamında faaliyet gösteren özel öğrenci barınma hizmetleri veren yurt ve benzeri kurumların taşınır ve taşınmaz mallarının içinde bulunulan eğitim ve öğretim yılı sonunda haczedilir.' maddesine aykırı olduğundan, usul ve yasaya aykırı fiili ihtiyaten haciz işleminin kaldırılması ile menkuller üzerinde ki hacizlerin fekkine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: ".... uyuşmazlığın kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte 11/03/2021 tarihinde haczedilen menkullere ilişkin haczedilmezlik şikayeti olduğu, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır....
Somut olayda, davacı tarafın Manisa İli, Akhisar İlçesi, Dereköy Köyü 768, 907, 1693, 531, 1787 ve 1789 parsel sayılı taşınmazlar bakımından İİK'nın 82/1- 4. bendi uyarınca haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda hüküm fıkrasında bu şikayetin kabulü ile taşınmazlara konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, ancak kararın gerekçesinde anılan şikayetin hangi nedenlerle kabulüne karar verildiğine dair herhangi bir gerekçeye yer verilmediği, bu yönüyle kararın İİK'nın 82/1- 4. bendi uyarınca yapılan haczedilmezlik şikayeti hakkında herhangi bir gerekçe içermediği anlaşılmaktadır. Kararın gerekçesiz olması, HMK 297/1- c maddesine aykırı olduğu gibi, hukuki dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir....
İstinaf Sebepleri Davacı müvekkil her ne kadar vefat etmiş olsa da mirasçı müvekkillerin çiftçilik yapıp yapmadığı hususunda araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucu haczedilmezlik iddiaları yönünden davanın reddine ilişkin hüküm kurduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın haczedilmezlik şikayeti yönüyle de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C....
İcra Dairesinin 2019/9610 Esas numaralı dosyasından icra emrinin davacıya tebliğ edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, meskeniyet ve haczedilmezlik davasının keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp karara bağlanması gerektiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4 ve 12. maddeleri uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 4. maddesi gereğince; takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir....
Davacının taşkın haciz şikayeti ile satışın durdurulması yönündeki taleplerinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı İİK'nın 363. maddesi uyarınca kesin olup, davacının anılan taleplere bağlı istinaf istemi inceleme kapsamı dışında tutulmuştur. Davacının borçlu ile birlikte maliki olduğu taşınmazdaki borçlu hissesi dışındaki hissesine haciz uygulanmadığı tapu kayıtları ile sabit olup, davacının buna ilişkin istinaf sebep ve gerekçesi yerinde değildir. İİK'nın sistematiği, borçların şahsiliği ilkesi temel alınarak oluşturulmuş olup bu ilke gereğince hakkın kullanımı ve korunmasına ilişkin temel haklar da ancak malik olan borçluya tanınmıştır. İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca takip borçlusuna tanınmıştır. Takipte taraf olmayan üçüncü kişinin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı, dolayısıyla aktif husumet ehliyeti yoktur....