Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/275 E. sayılı dosyası üzerinden açtıkları menfi tespit davasında borçlu olmadıklarına karar verildiğini, bu karara istinaden takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, icra takibinde alacak miktarından daha fazla değere sahip mallara haciz konulduğunu, mevcut hacizlerin iddia edilen alacak tutarına oranla taşkın haciz olduğunu iddia ederek, öncelikle mevcut tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini, tüm hacizlerin kaldırılması talebinin uygun bulunmaması durumunda taşkın haczin mevcudiyeti de nazara alınarak borcu karşılamaya yeten tek bir taşınmaz üzerinde haczin devamına, müvekkillerinin araç ve banka hesapları ile diğer tüm taşınmazları üzerine konulmuş bulunan taşkın hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesi sunmadı. Duruşmada, menfi tespit davasının henüz kesinleşmediğini beyan ederek şikayetin reddini talep etti. III....
İflas erteleme davasında verilen 24.07.2014 tarihli ara karar ile "açılmış açılacak olan ihtiyati haciz kararlarının infazının durdurulmasına, ihtiyati haciz kararlarının kaldırılması talebinin reddine" karar verilmiş olup, anılan tedbir nedeniyle önceki tarihli ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilemez ise de, borçlular vekilinin 23.07.2014 tarihli talebinin kabulü ile icra müdürlüğü tarafından hacizlerin kaldırılmasından sonra, alacaklının kaldırılan hacizlerin yeniden konulması talebi artık yeni bir haciz işlemine ilişkin olup, ihtiyati hacizlerin infazının durdurulması yönündeki tedbir kararının devam ettiği süre içerisinde borçlu hakkında haciz işlemi yapılamaz....
Somut olayda, borçlu tarafından şikayete konu edilen hacizlerin kaldırılması talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi HMK’nun 297. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. O halde mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda, hacizlerin kaldırılması şikayeti ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu hususta hüküm tesis edilmemesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 2020/1167 Esas ve 2020/1360 Karar sayılı ilamı ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/69 Esas 2020/34 Karar sayılı ilamın kaldırılmasına karar verildiği, borçlu vekilinin de bozma ilamını dosyaya ibrazla dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmemektedir. İ.İ.K. 40. maddesi gereğince ilamın bozulması üzerine takibin durduğu aşamada, "durma" tabirine aykırı şekilde durmadan önce takip sırasında konulmuş bulunan hacizlerin kaldırılması mümkün değildir. Zira "durma" tabiri borçluya karşı yeni haciz yapılamayacağı anlamının yanında, konulmuş bulunan hacizlerin de korunacağı anlamını da taşır...'' şeklindeki gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; şikayete konu takibin 08.02.2016 tarihinde başlatıldığı, ihtiyati tedbir kararının ise takipten sonraki bir tarih olan 09.02.2016' da verildiği, borçlunun bu tedbir kararı ile icra müdürlüğüne yaptığı başvuruda, borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması ile bundan sonra haciz uygulanmaması yönünde karar verilmesini talep ettiği, müdürlüğün aynı tarihli kararı ile borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinin reddi hakkında karar vermeden, takibin tedbir kararı gereğince durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, borçlu vekilinin bu tedbir kararı nedeniyle borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına konulan tüm haciz ve ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep etmesine rağmen mahkemece şikayetçinin talebinin, iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle takibin durdurulması yönünde değerlendirilerek hüküm tesisi isabetsizdir....
ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir....
Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2- Teminat karşılığı hacizlerin kaldırılması şikayetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Asliye Ticaret Mahkemesi' nde görülmekte olan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verildiği, borçlunun, teminat mektubu karşılığında hacizlerin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun aynı konulu şikayetinin daha önce... İcra Hukuk Mahkemesi' nin 04.12.2014 tarih ve 2014/ 681 E. 2014/ 931 K. sayılı ilamı ile reddine karar verildiği ve ilamın kesinleştiği, aynı konuda verilen bu ilamın kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile şikayetin kesin hüküm sebebiyle reddine karar verildiği görülmüştür....
Davalı vekili 29/03/2018 tarihli duruşmadaki beyanında; ''Batman 2.Asliye HUkulk Mahkemesinin 2018/3 D.İŞ ek kararı ile ihtiyadi hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir, icra müdürlüğü tarafından da ihtiyadi hacizler kaldırılmıştır, davanın reddini talep ederiz, ayrıca ihtiyadi hacizlerin kaldırılması ile hacizlerin kaldırılması aynı davada açılamaz, kaldı k huzurdaki dava açıldıktan sonra icra müdürü resen hacizleri kaldırmıtır, icra müdürünü şikayet konusunu sayın mahkemenin takdirine bırakıyoruz, davanın reddini'' talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında özetle: Batman 1....
Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, bu hükümlerin yürürlüğünden önce devam eden icra takiplerinde konulan hacizlerin kaldırılmasında anılan hükümlerde belirtilen usule uyulması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Bu hükümden, devam eden icra takiplerinde konulmuş hacizlerin kaldırılmasının 5393 sayılı Kanun'a eklenen fıkra hükümleri dikkate alınarak yapılması öngörülmekte olup, 5393 sayılı Kanun'a eklenen 15/son fıkrası uyarınca borçlu belediye, icra müdürlüğüne başvurmadan doğrudan icra mahkemesinden hacizlerin kaldırılması talebinde bulunamaz. Borçlu anılan hükümler uyarınca icra müdürlüğüne başvurarak borca yeter miktarda haczedilebilecek malı gösterdikten sonra, hacizlerin kaldırılmasını talep edebilir....
Bu hükümden, devam eden icra takiplerinde konulmuş hacizlerin kaldırılmasının 5393 sayılı Kanun'a eklenen fıkra hükümleri dikkate alınarak yapılması öngörülmekte olup, 5393 sayılı Kanun'a eklenen 15/son fıkrası uyarınca borçlu belediye, icra müdürlüğüne başvurmadan doğrudan icra mahkemesinden hacizlerin kaldırılması talebinde bulunamaz.Borçlu anılan hükümler uyarınca icra müdürlüğüne başvurarak borca yeter miktarda haczedilebilecek malı gösterdikten sonra, hacizlerin kaldırılmasını talep edebilir. İcra müdürlüğünce yürürlüğe giren bu hükümlere göre yapılacak işlem ve alınacak kararlara karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurulabilir....