Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki davalılar ... ,...,...,...,...,...,...,...,,..., ...,hissesi üzerindeki haciz şerhlerinin bedele yansıtılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak( Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., , ..., ... hissesi üzerindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; Tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendindeki “tahsiline” kelimesinden sonra “Tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhlerinin, hükmedilen bedele yansıtılmasına” cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Şti. ve T4 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine açılan işbu davada davaya cevap dilekçesi ile süresinde tedbir kararına karşı itiraz ettiklerini, mahkemece reddedildiğini, işbu davanın konusunun haciz şerhinin terkini talebi olduğunu, dava konusu haciz şerhinin kesinleşmiş icra takibi borçlusu Jetta şirketi adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine konulduğunu, daha sonra işbu davanın davacısı olan T1'ın taşınmazı üzerindeki haciz şerhi ile birlikte yıllar önce devralındığını, müvekkilinin tapu kaydına güvenerek taşınmazın kaydına haciz koydurduğunu, haciz şerhinin tapu kayıtlarına şerh edildiği tarihte, tapu kayıtlarından iddia edilen sözleşmenin varlığının anlaşılamadığını, davacı tarafın tedbir taleplerine dayanak olarak iddialarını yaklaşık olarak da olsa ispata yarar dosyaya delil ibraz edemediğini, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olan dayanak ve gerekçeden uzak iddialarla kabul anlamına gelmemekle birlikte ne zaman düzenlendiği dahi belli olmayan adi...

      Mahkemece, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 73.maddesine göre bir taşınmaz malın haczine karar verildiğinde amme idaresinin muvafakati alınmaksızın mahcuz taşınmazda tasarrufta bulunulamayacağı ve davacının tapu kaydındaki haciz şerhlerini inceleme halinde göreceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosya içerisindeki mevcut kayıt ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu edilen 185 ada 578 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydında pek çok haciz ile tedbir kararı şerhlerinin bulunduğu belirlenmiştir. Dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 20.11.2013 tarihinde yapılmıştır. 185 ada 578 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında haciz ve tedbir şerhleri sözleşme tarihinden önce mevcuttur. Tapunun aleniyet prensibi gereği ilgililerin taşınmazın tapu kaydındaki şerhleri gördükleri kabul edilir. Somut uyuşmazlıkta; haciz şerhi lehtarları davada taraf olarak gösterilmemiştir....

        ve bedeline hükmedildiği anlaşıldığından bu bölümün tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline) cümlesinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak; (Dava konusu taşınmazların tapu kaydında davacılardan ... hissesi üzerindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcı ile karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ve ipotek şerhlerinin bloke edilen bedele yansıtılarak derhal davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bedelin davalıya ödenmeyerek 3’er aylık vadeli hesaba dönüştürülmesine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

            şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 4)Bedeline hükmedilen taşınmazlar yol durumuna dönüştüğünden TMK.nun 999. maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesi gerekirken davalı idare adına tesciline karar verilmesi, 5) Davanın niteliği gereği kendisini vekille temsil ettiren davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Doğru görülmemiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/344E. sayılı dava dosyasında aynı değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmaza bitişik ve komşu olup aynı amaçla kamulaştırılan benzer nitelikteki 1984 ve 7749 parsel sayılı taşınmazların metrekaresine 480,00-TL değer biçildiğinden, bilirkişi kurulundan bu parseller için tespit edilen m2 değerinden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2)Dava konusu taşınmazın acele el koyma bedeli 1.167.063,00-TL olduğu ve buna göre bozma sonrası tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedel 339.468,900-TL olduğu halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasına acele el koyma bedeli 1.067.063,00-TL olarak yazılmak suretiyle fark bedelin hatalı belirlenmesi 3)Fazla ödenen kamulaştırma bedelinin faizsiz olarak davacı idareye iadesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi, 4)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz ve ipotek şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru olmadığı...

                Haciz şerhi konuları icra dosyası bakımından davacılar üçüncü kişi konumunda olup icra dosyasının tarafı değildir. Haczin kaldırılmasına yönelik bir karar bulunmadığı sürece icra müdürlüğünün üçüncü şahısların talebi doğrultusunda haczi kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Davacıların mülkiyet hakkına dayalı olarak açmış olduğu haciz şerhinin terkini davasında karar verme görevi asliye hukuk mahkemesince ait olup işin esasına girilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1010 ve devamı maddeleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir." (Yargıtay 14. HD. E. 2015/12717 K. 2016/5263 ,T. 02.05.2016) "İcra müdürlüğünce şikayete konu taşınmaz üzerine 24.5.1999 tarihinde haciz konulmuş olup. Bu tarihte taşınmaz borçlu adına tapuda kayıtlıdır. Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.1997 tarih 1997/140 sayılı ihtiyati tedbir kararı rızai devir ve temlikleri önleyici nitelikle olup, haciz konuLmasına elgel teşkil cimez....

                  Mahkemece taşınmaz üzerine konulan hacizlerin düştüğü, dosyaların ... gönderildiği, sel baskınına uğradığı, imha edildiği gerekçesiyle haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 07/04/2004 tarih ve 2004/12-210 esas, 2004/208 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur. Takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkı vardır....

                    UYAP Entegrasyonu