Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava konusu işlem incelendiğinde, belediyeler hakkında yapılan icra takiplerinde haciz kararından önce ilgili belediyeye yazılacak müzekkere ile borca yeter miktarda haczi kabil mal gösterilmesinin istenileceği, bildirilen malların alacağı karşılaması halinde bu malların haczi ile yetinileceği, yeterli mal bildirilmediğinin anlaşılması üzerine icra müdürlüklerince talep halinde borç ve fer'ilerini karşılayacak miktarda ilave haciz yapılması, haciz işlemlerinde haczedilmezlik hususunun resen gözetilmesi, belediyelerin üçüncü şahıslarda olan hak, alacak ve banka hesaplarının haczine ilişkin yazılacak yazı ve ihbarnamelerde Belediye Kanunu'na ve İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'a göre haczi caiz olmayan hak, alacak ve hesaplar üzerinde haciz işleminin uygulanması yönünde düzenlemelere yer verildiği görülmektedir....

    Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/10/2021 tarih 2021/309 Esas 2021/950 Karar sayılı ilamı ile, "itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına" hükmedildiği, davalı alacaklı vekili tarafından yeni alacak kalemleri nedeniyle borçlulara icra emrinin tebliğ edildiği, alacaklı banka tarafından haciz işleminin yapıldığı, haricen tahsilat nedeniyle borçlular tarafından verilen teminatın iadesine muvafakatlarının bulunduğunu, icra dairesince takip çıkış miktarı üzerinden %9.10 tahsil harcının alınmasına karar verildiği, icra müdürlük işleminin iptali istemli işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. İcra takiplerinde, takip çıkış miktarı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasına ve takip safhasına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi)....

    İcra Müdürlüğü'nün 2017/9047 Esas sayılı dosyası ile borçlu adresinde yapılan menkul haciz işlemlerinin sonuçsuz kaldığını, borçlunun tüm mal varlığını 3. şahıslara devrettiğini, adresinin tespit edilemediğini, davalı borçlu ile davalı 3. şahıs T3 arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğunu, İİK 280. madde hükümlerine de aykırı olup iptali gerektiğini, borçlunun borca batık olduğunu bildiğini belirterek davalılar arasındaki tapu satış ve tescil işleminin iptaline, davaya konu taşınmaz üzerinde alacaklıya icra takiplerindeki alacak ve fer’ilerini geçmemek üzere haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2014/2460 sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere yetki tanınmasına; ... 1. İcra Müdürlüğünün 2014/1423 sayılı icra dosyası ile davalı ... tarafından diğer davalı ...'a yönelik haciz konulması şeklindeki haciz işleminin iptaline; Haczin öncelikli olduğunun tespitine ilişkin talebin ise hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6.631,60 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 21/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İş Mahkemesi, davanın kaynağının özel hukuka dayalı alacak davası olduğu ve İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İcra Hukuk Mahkemesi ise, haciz işleminin davalı kurum tarafından yapıldığını, kurum işleminin iptali talebinde iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda davacı, yurtdışında sosyal yardım aldığı iddiasıyla kendisi aleyhine takip başlatıldığını, davacının emekli maaşı üzerine haciz konulduğunu, emekli maaşı üzerine haciz konulamayacağını belirterek haczin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf Sosyal Güvenlik Kurumu olmakla, 5510 Sayılı Yasa'nın 88/19. maddesinde Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili olduğunun belirlenmiştir....

        DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu e-haciz işlemine konu ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davaların reddine dair mahkeme kararlarının, Dairemizin tarafından bozulduğu ve e-haciz işleminin konusunu oluşturmasına rağmen hakkında değerlendirme yapılmayan bir kısım kamu alacağının bulunduğu anlaşıldığından, temyize konu davanın reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir....

          verildiği, sonuç olarak Bölge İdare Mahkemesi kararıyla dava konusu haciz işleminin dayanağı ödeme emirlerinin tamamının iptal edildiği ve haciz işleminin dayanağı kalmadığı anlaşıldığından, ortada haciz aşamasına gelmiş bir amme alacağının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, bu durumda dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusu reddedilmiştir....

            Ancak, davalı vekilinin haciz talep ettiği 04/07/2022 tarihi itibarı ile itirazın iptali kararında hüküm altına alınan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsili için düzenlenen icra emrine konu toplam 19.867,96 TL alacak yönünden yasal ödeme süresi sona ermediğinden, bu alacak miktarı ve buna ilişkin icra giderleri yönünden davacıya ait mal varlığına haciz konulması mümkün değildir. Dava konusu takip dosyasında icra müdürlüğünce haciz talep tarihi itibarı ile herhangi bir şekilde kapak hesabı yapılmaksızın, davacıya ait mal varlığına haciz konulmuş olup, icra emrinde belirtilen alacak kaleminin haciz yazısında belirtilen borç miktarına dahil edilip edilmediği belirlenmeksizin, yazılı gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Alacaklı vekilinin talebi üzerine 07.10.2015 tarihinde yapılan dosya hesabı ile borçlunun adresinde yapılan haciz işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararı (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamı (İİK. m.67) sunmalıdır. Buna göre itirazın iptali ilamı itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir....

              Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı adına, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla hükmedilen karar ve ilam harcının tahsili için davacının banka hesaplarına uygulanan haciz işleminin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla; davacının da aralarında bulunduğu davalılar aleyhine ......

                UYAP Entegrasyonu