WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K. sayılı kararı ile 91,09 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile tapu sicilinden terkinine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, taşınmaz üzerinde kamu hacizleri ve ipotekler bulunduğundan Tapu Müdürlüğünde terkin işleminin yapılamadığını, davalılar lehine tapu kaydında bulunan ipotek ve kamu haczi şerhlerinin 4721 Sayılı TMK'nın 1014 vd. maddeleri gereğince terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan SGK vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipotek ve haciz lehdarı davalıların TMK’nın 1023’üncü maddesi kapsamında iyiniyetli olduklarından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle hükmen yola terkin edilen 91,09 m2’lik kısmı yönünden tapu müdürlüğünde tescil işleminin sağlanabilmesi için ipotek ve şerhlerin terkini talebiyle eldeki davayı açmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2011 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 100 parsel sayılı taşınmaza şufa hakkını kullanarak tamamen malik olduğunu, şufa davası sırasında taşınmaz kaydına davalı tarafından haciz konulduğunu, şufa davasında verilen hükümde haciz şerhinin terkininin yer almaması nedeniyle şerhi terkin ettiremediklerini ileri sürerek tapu kaydındaki haciz şerhinin terkinini talep etmiştir....

      Kuşkusuz, taşınmaz kaydına tedbir şerhi işlenmeden evvel bu kayda konulan ihtiyati haciz şerhleri hüküm ve sonuç meydana getirir. Ancak, kayda pir taraf lehine ihtiyati tedbir şerhi işlenerek aleniyet kazandıktan sonra mevcut şerhe rağmen başkaca kısıtlamalar işlenmişse bunlara değer tanınmaz. Çünkü, tapunun aleniyet prensibi gereği sonradan konulan şerh sahiplerinin daha önce konulan şerhi gördükleri kabul edilir. Yargıtay'ın yer-eşmiş uygulaması da bu doğrultuda olup, ihtiyati tedbir şerhinin tapuya şlenmesinden sonra konulan şerhler sebebiyle sonradan konulan şerhlerin bağlayıcı olmayacağı yolundadır. Mahkemece yapılan bu saptama dikkate alınarak davacı lehine 1165 d> >arsel kaydının 02.12.2003 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan şerhlerin terkini yerine istem bütünüyle reddolunduğundan karar bozulmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....

          Köyü, 973 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....

              un hissesi üzerinde bulunan haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. bendindeki (05/08/2013) ve (28/10/2013) tarihlerinin çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla (06/08/2013) ve (20/08/2013) tarihlerinin yazılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılardan Y.. T..'un hissesi üzerinde bulunan haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 20272 ada 5 parsel sayılı taşınmazda ... aleyhine açtığı şuf'a davasında 25.07.2007 tarihli karar ile ... hissesinin adına tesciline karar verildiğini, kararın 25.04.2008 tarihinde de kesinleştiğini, ancak yargılama aşamasında ...’in vergi borcu nedeniyle 13.12.2006 tarihinde davalı Vergi dairesi lehine, davalı Akbank T.A.Ş. tarafından ...’in borcu nedeniyle yapılan takip nedeniyle de 22.08.2007 tarihinde taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğunu ileri sürerek, bu haciz şerhlerinin terkinini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece haczin şuf’a davasının kesinleşmesinden önce konulduğu, tapu kaydına işlenen tedbir şerhinin ancak taşınmazın 3. kişilere devredilmesini engelleyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir....

                  Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Kısaca tanımlamak gerekirse haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara alacaklının icra müdürlüğü aracılığı ile el koymasıdır. İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında kurulan ilişki Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilmekle de sonradan üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Eldeki davada da, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 02.03.2007 tarihinde haciz şerhi işlenmiştir. Bu durumda, davalı alacaklının bu hakkını taşınmazın mülkiyetini sonradan kazanan kişilere karşı da ileri sürebilme olanağı elde ettiğinden söz edilebilir. Ancak, burada şerhin korumasından davalının yararlanmasını engelleyecek bir durum söz konusudur....

                    İcra Dairesi’nin 2016/31658 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı lehine konulan 05/01/2017 tarihli 360 yevmiye sayılı haciz şerhinin, taşınmazın kaydına işlenen 17.08.2016 tarihli tedbir şerhinden sonra konulmuş oldukları anlaşılmakla, taşınmazların kaydına, 17.08.2016 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir kararı bu tarihten sonra üçüncü kişiler için de alenilik oluşturacağından, bu tarihten sonraki haciz şerhleri haciz alacaklıları için Türk Medeni Kanununun 1020. maddesindeki “tapu sicilinin açıklığı prensibi” gereğince hüküm ifade etmeyeceğinden, bu tarihten sonra kayda düşülen haciz şerhlerinin terkini gerektiği ve davacının iş bu davayı açmakta haklı olduğu ancak yargılamanın devamı esnasında davaya konu edilen haciz şerhleri kaldırılmış olduğundan davanın konusuz kaldığı,..." şeklinde karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu