Arıcı aleyhine yapılmış olan icra takipleri sonucunda gayrimenkuller üzerine haciz bulunduğunun görüldüğünü, davacılar adına hacizli olarak tescil işleminin yapıldığını, hacizlerin kaldırılması gerektiğini; kararın kesinleşme tarihinin 26/03/2007 olmasına karşılık haciz tarihinin 22/08/2008 olduğunu ileri sürerek ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... Arıcı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu hacizlerin davalı Banka tarafından 27.11.2013 tarihinde kaldırılmış olması nedeniyle konusuz kaldıgından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de haciz kaydının terkini mümkündür. Somut olayda; davalı tarafın dava dışı borçlu şirket aleyhine yaptığı takipte, borcun sebebi "15.07.2013 tarihli 150.000,00 TL" alacak olarak gösterilmiş olup, ne takipte ne de cevap dilekçesinde alacağın sebebine, varlığına yada haklılığına dair bir savunma yapılmamıştır. Ayrıca alacağın tarihi 15.07.2013 olarak bildirilmiş iken, takip 07.03.2016 günü başlatılmıştır. Davalı ... hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırması sonucuna göre, davalı çalışmamakta, kira gelirleri ile geçinmektedir ve aylık 3.000,00 TL geliri ile bakmakla yükümlü olduğu iki çocuğu bulunmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhbar olunan Ziraat Bankası vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 10/09/2015 tarihinden itibaren taşınmaz üzerinde bulunan tedbir kararının sebebiyle haciz alacaklısı banka taşınmazın satışını gerçekleştiremediğini, talepleri reddedilirken banka menfaatleri göz ardı edildiğini, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartına uygun olarak düzenlenmemesi sebebiyle müvekkili banka lehine taşınmaz kaydına konulan haciz şerhinin etkilemeyeceği sebebiyle müvekkili banka lehine taşınmaz kaydına konulan haciz şerhinin etkilemeyeceği gibi geçersiz bir sözleşmenin dayanak yapılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin telafisi güç zararlara sebep olacağı için İDM tarafından verilen haksız ve dayanaktan yoksun ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine dair kararın ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Plakalı araç trafik kaydına davalı idarenin 17/04/2013 tarih 28052 sayılı evrakı ile haciz konulduğunu alıcının satış bedelini 30/01/2016 tarihli bono ile ödeme taahhüdü bulunup henüz bedel ödenmediğinden araç mülkiyetinin alıcıya geçmediği bu suretle alıcının oluşan vergi cezasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını ileri sürülerek davalı idare tarafından konulan 17/04/2013 tarih 28052 sayılı haciz şerhinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı idare, davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğunu haciz şerhinin yasal prosödürde işlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı şirkete ait aracın mülkiyeti muhafaza kaydıyla dava dışı ...'...
Ancak; Tapu kaydında yer alan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydında yer alan haciz şerhinin şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tarım arazisi niteliğindeki ... köyü 1226 parsel sayılı taşınmazın kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tesbit edilmesinde; üzerinde bulunan ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumlarına göre değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Tapu kaydındaki ipotek şerhinin ve ... tapu hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki ipotek şerhinin ve ... hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haciz şerhinin kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 11.05.2016 gün ve 2015/14066 Esas, 2016/5745 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... A.Ş vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nın 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile taşınmaz üzerindeki haciz şerhinin kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21/12/2020 gün ve 2020/2216 Esas, 2020/8665 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, ilamımız usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Dairesince tapu kayıtlarına konan haciz şerhinin kaldırılması istenmiş, mahkemece şerhiyle ilgili davada görevsizlik kararı verilerek dava tefrik edilmiştir. Karar davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. Bilindiği gibi, 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan alacaklar sebebiyle uygulanan hacizler nedeniyle açılacak istihkak davalarına Adli Yargı Mahkemelerinde bakılmaktadır (6183 sayılı Kanun madde 68). Bu durumda, mahkemece haczin kaldırılmasına ilişkin davada verilen görevsizlik kararı yerinde olmadığından işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması yerine görevsizlik ve tefrik kararı verilmesi doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı ve davalı ... Müdürlüğü yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, mülkiyet hakkına dayalı, mülkiyeti çekişme konusu olmayan taşınmazın tapu kaydına konulan haciz şerhinin kaldırılması istemine ilişkin olduğu, haczin 6183 sayılı Kanuna göre başlatılan takipte konulmuş olmasının davanın bu niteliğini değiştirmediği, zira Dairemizin 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan uyuşmazlıklara bakma görevinin diğer dairelerin görev alanına girmeyen işlerle sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine aittir....