Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Türkiye Haber-İş sendikası ile davacı şirket arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla neticelenmesi üzerine müvekkilinin 01/03/2021 tarih ve 558 sayılı yönetim kurulu kararıyla 01/03/2021 tarihinde grev kararı alınmasını ve bu grevin 15/03/2021 tarihinde uygulanmasına karar verdiğini, ve davacı şirkete ihtarname ile bildirildiğini, ancak grevin hiç uygulanmadığını, 15/03/2021 tarihinde 6356 sayılı Kanun uyarınca grev oylaması yapıldığını 112 işçinin oylamaya katıldığını ve yalnızca 3 işçinin greve evet dediğini 109 işçinin hayır dediğini, bu nedenle grevin uygulanmadığını, yetki belgesinin açılmış ve açılacak tüm işyerleri için geçerli olduğunu ve toplu iş sözleşmesi prosedürü sonuçlanmadan yeni yetki belgesi verilemeyeceğini davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, işçi sendikası tarafından alınan karara dayalı grevin sona erdirilmesi ile işçi Sendikanın yetkisinin düştüğünün tespitine ilişkindir. 2....
Dosyanın incelenmesinden, 27 Haziran 1998 tarihide Adana ve ilçelerinde meydana gelen 6.3 şiddetindeki depremde Ceyhan ilçesinde de can ve mal kaybı olduğu, evi yıkılan veya hasara uğrayan çok sayıda vatandaşın çadırlarda barındırılmak zorunda kalındığı, davacı sendikanın ise toplu iş sözleşmesinin uyuşmazlıkla sonuçlanması sonucu Ceyhan Belediyesi'ne ait işyerlerinde 13.7.1998 tarihinde grev uygulama kararı aldığı, Ceyhan Belediyesi'nin 6.7.1998 tarih ve 360 sayılı yazısıyla grevin uygulanması halinde çalışmaların duracağını bildirmesi üzerine İçişleri Bakanlığı'nın da 13.7.1998 tarih ve 11645 sayılı yazıyla grevin yasaklanması için konuyu Başbakanlığa ilettiği ve dava konusu kararın alındığı anlaşılmaktadır....
ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 16.09.2022 tarihinde fiilen başlayan grevin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına; daha sonra yapılacak inceleme neticesinde anlam ve amacını yitiren, grev yapma gücünü yitiren sendikanın işçileri temsil etme yeteneğini kaybettiği ve şu ana kadar gelişen olaylar neticesinde grev başlamadan önce normal propaganda sözleri olarak algılanan ancak grevin başlamasıyla gelişen olaylar neticesinde "Ben burayı bu kadar kişi ile bile kapatırım." sözündeki gerçek anlamın işyerinin iflasının gerçekleştirilmesi amacını taşıdığını, bu tür düşüncenin ise iyiniyet kurallarına aykırı oluşu ile birlikte millî servete zarar verecek ölçüde olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 16.09.2022 tarihinde fiilen başlayan grevin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendika tarafından grev kararı alınmış ve grevin uygulanacağı tarih bildirilmişse de, bildirilen tarihte grevin başlamadığını, ayrıca sendika üye sayısının da dörtte üçten fazla azaldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle grevin sona erdirilmesine ve yetki belgesinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı davaya cevap vermemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uygulanacağının bildirildiği tarihte grevin başlamadığı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 60 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince yetki belgesinin hükmü kalmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile yetki belgesinin hükümsüz kaldığının tespitine, uygulanmakta olan bir grev bulunmadığından grevin sona erdirilmesi talebinin de konusuz kaldığının tespitine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
belgesinin iptaline ve grev kararının durdurulması bakımından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir....
Ancak dava konusu eylem işçilerin işten çıkartıldıktan sonra gerçekleştiğinden yasa dışı grevin unsurlarını taşımamaktadır. Sonuç olarak doğru olan kararın gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 9.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece belirlenecek tarihte grevin sona ereceği ikinci fıkradaki usule göre ilan edilir." hükmü ile, yetki tespit başvuru tarihinde sahip olduğu üyelerinin 3/4'ünü kaybeden işçi sendikasının aldığı ve uygulamaya koyduğu grevin mahkeme kararı ile sona erdirilmesi düzenlenmiş olup, bu durumda işçi sendikasının yetkisinin devam edip etmeyeceği, başka bir deyişle yetki belgesinin hükümden düşüp düşmeyeceği konusunda bir hükme yer verilmemiştir. 6356 sayılı Kanunun 81'inci maddesi ile yürürlükten kaldırılan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun aynı konuyu düzenleyen 51'inci maddesinin son fıkrasında da "Grevi uygulayan sendikanın, bu grevin uygulandığı işyerindeki üyesi işçilerin dörtte üçünün sendika üyeliğinden ayrıldıklarının tespiti halinde, ilgililerden biri grevin sona erdirilmesi için 15'inci maddeye göre yetkili mahkemeye başvurabilir....
Dairemizin 23.02.2023 tarihli ve 2023/1665 Esas, 2023/2938 Karar sayılı ilâmı ile; somut olayda kararlaştırılmış ve bildirilmiş olan bir grevin başlamamasının söz konusu olduğu, 6356 sayılı Kanun’un 75 inci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanabilmesi ve anılan hükümdeki şartların mevcut olduğu gerekçesiyle grevin son bulduğunun tespitinin talep edilebilmesi için, öncelikle fiilen uygulanmaya başlamış bir grevin söz konusu olması gerektiği, somut uyuşmazlıkta uygulanan bir grev söz konusu olmadığı için 6356 sayılı Kanun’un 75 inci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanmasının olanaklı olmadığı, bildirilen tarihte grevin başlamaması durumunda da yetki belgesinin hükmünün kalmayacağının kabulü gerektiği, dava tarihinin grev uygulama tarihinin öncesindeki bir tarih olduğu dikkate alındığında; somut olayda dava tarihi itibarıyla hem 6356 sayılı Kanun'un 75 inci maddesinin altıncı fıkrasının hem de 6356 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmasının şartlarının oluşmadığı...
Grev kararı almak ve uygulamak işçi kuruluşuna sağlanmışken, grevin uygulanmasını işyerinde çalışanların grev oylaması yolu ile önlemeleri olanağı da getirilmiştir. Ancak grev oylaması grevin zorunlu şartlarından değildir. Grev oylamasına başvuru zorunlu olmadığı gibi uygulamaya koyma sırasında grev oylamasını beklemeye, grev oylaması talep edilmesini beklemek de zorunlu değildir. Davacı sendikanın istemi, Yasada açıkça düzenlenen 60 günlük sürenin başlangıcının tespiti istemidir. Grev oylamasının grevin zorunlu şartı olmaması karşısında ve Yasanın açık düzenlemesi dikkate alındığında, davacı sendikanın bu tespit isteminde hukuki yararı bulunmamaktadır. Davanın bu gerekçe ve dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerekir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın HMK.’un 370 ve geçici 3/1 maddesi yollaması ile HUMK’nun 436/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....