Öte yandan davacının dava dilekçesinin 6. maddesinde, “ ...muris ...’nun dava konusu 184 parsel sayılı taşınmazı bağış suretiyle devretmesinin saklı pay sahibi davacının saklı payına tecavüz ettiğinin açıkça göstergesi olmasına rağmen murisin gerçek iradesinin saklı paylı mirasçıları olan evlatlarını miras haklarından yoksun bırakmak olduğunu ve bu doğrultuda bilerek işlem yaptığını söylemenin gerçekle bağdaşmayacağı” şeklinde beyanda bulunması karşısında murisin saklı payı ihlal kastıyla hareket etmediğinin davacının da kabulünde olduğu ve tenkis koşullarının oluşmadığı açıktır. Bu nedenle dava konusu 184 parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın reddedilmiş olması doğrudur. Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; 06/05/2010 tarihli dekont ile mirasbırakan ... tarafından dava dışı ..... adına 300.000,00 TL'nin havale edildiği, açıklama olarak ''...... plakalı araba için ödenmiştir'' şeklinde yazıldığı, dinlenen tanıkların beyanı ile de dava konusu aracın bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiği ve anılan işlemin davalı ... lehine gizli bağış olduğu anlaşılmakla, gizli bağış halinde tenkis incelemesi yapılması gerektiği hususunda kuşku yoktur. 3.3.4. Hal böyle olunca; dava konusu aracın temliki bakımından davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılır ise saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapılıp yapılmadığı konusunda delillerin değerlendirilmesi, gerekirse tanıkların yeniden dinlenilmesi, gizli bağış halinde tenkis istenebileceği nazara alınmak suretiyle bahsedildiği üzere tenkis incelemesi yapılması gerekirken yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi hatalıdır. V. SONUÇ: 1....
Bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782; 21.09.1994 tarihli 248/538; 21.12.1994 tarihli 667/856; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Ancak gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlem bulunduğu iddiası bakımından şartların mevcut olması halinde tenkis incelemesi yapılabileceği hususunda kuşku yoktur. 3.3....
ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı kooperatif hissesinin iptali ve miras payı oranında tescil, olmazsa bedelin tahsili, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babası ... ...'in sağlığında kendisine ait SS.36 nolu Alikahya Civarı Kamyoncular Taşıyıcılar Kooperatifi'ndeki üyeliğini mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı oğluna devrettiğini ileri sürerek, kooperatif hissesinin davalıya devir işleminin iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmazsa anılan kooperatif üyeliğinin bedelinin tespiti ile miras payına isabet eden kısmın davalıdan tahsilini, o da olmazsa saklı pay oranında tasarrufun tenkisini istemiştir....
Hal böyle olunca, ara malik kullanmak suretiyle davalıya temlik edilen 1/2 pay yönünden davacıların miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğinin kabul edilmesi, bu payların kabul edildiği gözetilerek tenkis hesabının buna göre yaptırılması (1/2 pay yönünden davacıların miras paylarını aldıkları gözetilerek saklı paylarının zedelenip zedelenmediğinin değerlendirilmesi) ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazının açıklanan nedenlerden ötürü kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
takdirde saklı paya tecavüz sebebiyle tenkis kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ...'nun 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bina ile birlikte davalı ile 1/2 oranında ortaklaşa satın aldığını, miras bırakanın ölümünden sonra mirasçılarının pay almasını engellemek maksadıyla satın almış olduğu hissesini kendi üzerine değil de davalı üzerine devredilmesini sağladığını, murisin dava konusu taşınmazın 1/2 hissesini aldıktan sonra 3-4-5 ve 6 numaralı daireleri inşa ettiğini, murisin ölümünden sonra mirası paylaşamadıklarını ve daha sonra taşınmazın tamamının davalı adına tescil ettirildiğini öğrendiklerini belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına olan 1/2 hissesinin muvazaa nedeniyle iptali ile muris... adına tapuya tesciline, bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde de mahfuz hisseleri oranında tenkise karar verilmesini istemişlerdir....
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde, tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK 564. md.) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse, bu kısımlar bağımsız bölüm halinde taraflar adına tescil edilmelidir. Eğer gizli bağış yoluyla taşınmaz alınmış ise, taşınmaz değil ödenen değer tenkise tabidir. Bu durumda, ödenen paranın mirasın açıldığı gündeki değerine, o günden karar gününe kadar geçen süre içindeki toptan eşya fiyat endeksleri ile bu süre içinde oluşan nitelik ve imar değişikliği gibi fiyata etkili özel unsurlar hakkaniyet kuralları çerçevesinde uygulanarak değeri hakim tarafından belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir....
Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek ‘gizli bağış’ şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanısıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.19992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1- 608 sayılı kararında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmış olup şartları oluşmadığından muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı ortadadır, ancak yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; saklı pay sahibi mirasçıların gizli bağış iddiasına dayanarak tenkis isteğinde bulunabilecekleri açıktır....
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları,bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir....