miras yoluyla gelen hakka dayanarak miras payı oranında tapu kaydının iptali ve adına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... vekili karar tarihinden sonra 23.12.2016 tarihli dilekçe ile davasını geri aldığını bildirmiş olup davalı ... da 23.12.2016 tarihli dilekçe ile davacı tarafın davayı geri alma talebini kabul ettiğini beyan etmiştir. Davanın geri alınabilmesinin koşulları 6100 sayılı HMK’nın 123. maddesinde belirtilmiştir. Anılan madde uyarınca, “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir”. Davalının açık rızası dışında, davayı geri alma yasağı bulunmaktadır. Davalının açık muvafakatinin bulunması halinde ise, davanın esası hakkında bir karar verilmez....
Kaldı ki; yeminli olarak dinlenen tanık ...; daireler bitince teslimat aşamasında davacılara telefon ettiklerini, Nazmi Bey ve eşinin büroya geldiklerini, kendilerine daire alıp almayacaklarını sorduklarını, durumlarının şu anda müsait olmadığını söylediklerini, aradan zaman geçip geri dönüş olmayınca tebligat çıkarttıklarını, aynı durumda olan başka bir kişinin parasını ödemesi üzerine dairesini aldığını anlatmıştır. Bozma kararında "(...) Mahkemece, davacı tarafça dayanılan "Geri Alma Opsiyonlu Satış Sözleşmesinin" geçerli olduğunun kabulü ile, davacıların tapu iptali ve tescil talepleri değerlendirilip, söz konusu sözleşme çerçevesinde belirlenecek bedelin Türk Borçlar Kanunu'nun 97 nci maddesi hükmü gereğince depo edilmesi için davacılara süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken...." denilmiştir....
Şu halde; her ne kadar, Mahkemece dava; harici satın alma ve temliken tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat istemi olarak nitelendirilmiş ise de, dava tespit sonrası fakat kesinleşme öncesi haricen satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece iddianın ilk bölümü TMK 724 vd maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu kabul edilerek bu yönde değerlendirme yapılmıştır, ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasında davacıların TMK 724. maddesine dayalı bir talepte bulunmadıkları, dosyaya sundukları 1998 tarihli adi yazılı harici satış senetleri ile dava konusu 35 ada 27 parsel sayılı taşınmazda (imar sonrası 1899 ada 3 parsel sayılı) bir kısım bölümleri satın aldıkları iddiasında bulunarak tespit sonrası ve fakat kesinleşme öncesi eklemeli zilyetliğe dayandıkları anlaşılmaktadır....
Anılan maddede davalının rızası olmaksızın davacının davasından sarfınazar edemeyeceği (davasını geri alamayacağı) hüküm altına alınmıştır.Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının 08/01/2024 tarihli dilekçesi ile davayı geri aldığı, davalı vekilince davacı vekilinin davayı geri alma talebine muvafakat edildiği sonuç ve kanaatine varılmakla HMK'nun 123. maddesi uyarınca geri alma nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davalı vekilinin 15/01/2024 tarihli beyan dilekçesine karşı beyan dilekçesini özetle; Davacı tarafça 08/01/2024 tarihide geri çekme beyanı sunulduğunu, geri almaya rızalarının bulunduğunu, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, geri alma beyanı doğrultusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı vekilinin sunmuş oldukları dilekçeleirnde HMK'nın 123. Maddesi kapsamında davacı vekilinin davayı geri aldığı, davalı vekilininde açık muvaffakatinin olduğu, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadıklarını bildirdikleri görülmekle, geri alınan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davanın HMK'nın 123....
Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer. Sazlıköy Belediye Başkanlığı tarafından arıtma tesisi yapılmak için kamulaştırılan taşınmaz, 26/02/2010 tarihinde adı geçen belediye adına tescil edilmesine karşın dava tarihine kadar geçen 8 yılı aşkın süredir taşınmazın kamulaştırma amacına uygun bir hazır işlem yapılmamış ise 2942 sayılı Yasa'nın 23. maddesinin 1. ve 2. maddesindeki süreler geçtiği gibi, geri alma şartları da oluşmadığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu taşınmaz haksız eylem sonucu davacının elinden çıkmış olup bu durumda zarar ayni hakkın sona erdiği tarihte doğar, tapu iptali ve tescil davası açılarak geri alma hakkı mevcut olduğu sürece ayni hakkın sona erdiği düşünülemez. Davacı tarafından dava konusu taşınmaza ilişkin dava dışı son malikler ... ile ... hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/101 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davası açılmış, mahkemece reddedilen karar 06/12/2012 tarihinde keşinleşmiştir. Dolayısı ile davacı zararı bu tarihte öğrenmiştir. Haksız fiilde zamanaşımı zarar ve faili öğrenmeden itibaren başlayacağına göre zamanaşımının başlangıcı tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesi olarak alınmalıdır. TBK 72. maddesine göre, tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar....
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının kendi adına kayıtlı 150 ada 129 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan 4, 5, 6, 7, 8, 9 daireler ve depo vasfındaki taşınmazları oğlu Faruk Yıldırım’ın borcundan dolayı vefa hakkı şerhi konularak davalılardan Safi Katı Yakıt Sanayi ve Ticaret AŞ ye devrettiğini, devir esnasında geri alma şartı ile işlem yapıldığını, Safi Katı Yakıt San ve Tic AŞ.'nin kendilerine sormadan taşınmazları 12/02/2014 tarihinde diğer davalı KAV Madencilik İç ve Dış Tic. Ltd Şti'ye devrettiğini belirterek; davalı Kav Madencilik adına olan tapu kaydının iptali ile vefa hakkı gereği davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Kav Madencilik İç ve Dış Tic....
adına,165 ada 106 parsel tapu kaydı ve satın alma nedeniyle davalılardan ... adına, 189 ada 20 parsel tapu kaydı, taksim ve satın alma nedeniyle davalılardan ... ... adına, 202 ada 58 parsel tapu kaydı ve satın alma nedeniyle davalı ... ... adına tespit ve tescil edilmiş, 147 ada 21 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı ve taksim nedeniyle davalı İbrahim Karaağaç adına tespit ve tescil edildikten sonra 02.08.2002 tarihinde davalılardan ... ...’ya satılmış, 189 ada 21 parsel tapu kaydı, taksim ve satın alma nedeniyle davalılardan İbrahim Karaağaç adına tespit ve tescil edildikten sonra 02.08.2002 tarihinde davalılardan ... ...’ya satılmış,147 ada 22 parsel tapu kaydı ve taksim nedeniyle davalılar ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edildikten sonra 03.02.2006 tarihinde taksim yoluyla devredilmiş, 164 ada 26 parsel sayılı taşınmaz ise tapu kaydı ve miras nedeniyle davalılardan ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edildikten sonra 03.02.2006 tarihinde taksim yoluyla davalılardan...
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava vefa sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Türk Medeni Kanununun Taşınmaz mülkiyeti başlıklı ikinci bölüm ikinci ayırım madde 736. alım ve geri alım hakları başlığı altında aynen “Tapu kütüğüne şerh verilen alım ve geri alım hakları, şerhte belirtilen süre içinde her malike karşı kullanılabilir. Şerhin etkisi, her durumda, şerhin verildiği tarihin üzerinden on yıl geçmekle sona erer” hükmü getirilmiştir. Vefa hakkı (geri alım hakkı) bir kimsenin satmış olduğu bir gayrimenkulü bedeli karşılığında tek taraflı bir irade açıklaması ile satın alma imkanını veren kurucu yenilik doğuran şahsi bir haktır. Tapu siciline şerh verildiği takdirde bu şahsi hak ayni bir nitelik kazanır....