Davalı T2 vekili cevap dilekçesinde özetle; İhalenin feshi talep etme süresinin ihalenin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün olduğunu, ilgililerin ihalenin yapılmasına kadar olan işlemlerdeki usulsüzlükleri en geç ihale günü öğrenmiş olduklarının kabulü gerektiğini, ihalenin feshini talep etme süresinin ihale tarihinden itibaren başladığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının dilekçesindeki iddialarının mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazın tescilini almasını önlemek için açılan bir dava olduğunu ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, ihalenin feshi isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İhale tarihinden sonra şikayetçi borçlu tarafından icra emrinin iptali istemiyle açılan davanın, ihalenin feshi sebebi olmadığı ve başkaca feshi sebebi de bulunmadığı gerekçesi ile ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu görülmekte ise de; 7343 sayılı Kanun’la değişik İİK’nun 134/5-3. maddesi gereğince, şikayetçi borçlu hakkında icra emrinin iptal edildiği gözönünde bulundurularak, ihalenin feshi isteminin kötü niyetle yapılmadığı gibi ihale sürecini uzatmayada matuf olmadığı ve Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alındığında, davacı aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin % 5’ine indirilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Yine ihalenin feshi davaları maktu harca tabi olduğu halde dava için harç ödenmemiş, ihalenin feshi taleplerinde tüm ilgililerin taraf gösterilmesi zorunlu değilse de ihale alıcısının mutlaka karşı taraf olarak gösterilmesi gereğine de riayet edilmemiştir. Ayrıca ihale tarihi 27/05/2011 olup icra müdürü 7 günlük ihalenin feshi davası açılma süresinin dolmasını beklemiş. Bu süre geçtikten sonra 06/06/2011 günü yetkili ve görevli İcra Hukuk Mahkemesinden ihale tarihinden bu yana ihalenin feshi davası açılıp açılmadığı sorulmuş, mahkemece aynı günlü cevapta açılmış bir ihalenin feshi davası bulunmadığının bildirilmesi üzerine, ihalenin kesinleştiğine ve tesciline dair yazıyı tapu sicil müdürlüğüne göndermiş ve gerekli harçlar alınarak ihale alıcısı adına kaydını talep etmiştir. Bu şekilde işlemleri gerçekleştiren icra müdürü Yasa'nın kendisine yüklediği görevleri süresinde ve de gereği gibi yerine getirmiş olup, herhangi bir kasıt ya da ihmali davranışı sözkonu değildir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin kararıyla; kıymet takdir raporu ile satış ilanının davacı borçluya bizzat tebliğ edildiği, kıymet takdiri raporunun tebliği üzerine İİK. 128/a maddesi gereğince yasal 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunulmadığı görülmekle ihalenin feshi talebinde değer düşüklüğü iddiasının dinlenmeyeceği, şikayet süresi içerisinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında incelenemeyeceği, kamu düzeninden yapılan incelemede herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, ancak, 30.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7343 sayılı kanunla İcra İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 27. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 134. maddesi değiştirilmiş olup 27. maddenin 5. fıkrasında "ihalenin feshi talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder" düzenlemesi gereğince davacı vekilinin verilen karardaki para cezasına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, davacının...
İcra mahkemesi, dava açıldıktan sonra ihale bedeli süresinde yatırılmadığından İcra Müdürlüğü'nce ihalenin feshedildiğinden ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmiştir. İİK'nın 133/2. maddesinde, ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini ya-tırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefillerin teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farklar ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacakları hükmü getirilmiştir. İhale bedeli yatırılmadığı için İİK'nın 133. maddesi gereğince satışın düşürülmesine karar verilerek, araç yeniden satışa çıkarılmıştır. Bu durumda anılan madde kapsamına göre davacı iki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından ihalenin feshi davasını açmakta hukuki yarar vardır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, ihalenin feshi istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu’nda ihalenin feshi nedenleri tek tek belirtilmemiş; yalnızca Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesinde yazılı nedenlere dayanılabileceği belirtilmiş (İİK m. 134/2), sözü edilen hükümde ise “hukuka veya ahlaka aykırı yollara başvurulması” ihalenin feshi nedeni olarak öngörülmüştür (TBK m. 281). Yargıtay’a göre, satışı yapan icra dairesinin satışın yapılmasını düzenleyen yasa, tüzük veya yönetmelik hükümlerine aykırı hareket etmiş olması halinde icra mahkemesinden ihalenin feshi istenebilir. Ancak takibin kesinleşmesinden sonra borca itiraz nedenleri ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemez (HGK, 17.02.1999, 1999/82- 86)....
bulunduğunu beyan ederek 21.09.2018 tarihli ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İhalenin feshi istemi, Medeni Usul Hukuku anlamında dava olmayıp İİK'nın 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğindedir. İhalenin feshi şikayet yolu ile istendiğinden ve şikayet bir dava olmadığından, ihalenin feshinde, davadaki anlamda, "davacı" ve "davalı" taraf yoktur. Burada, ihalenin feshini talep eden taraf ile karşı taraf söz konusudur. İhalenin feshi talebi bir dava olmadığından, ilgililerin tümünün karşı taraf olarak gösterilmemiş olması, ihalenin feshi talebinin reddini gerektirmez. İcra mahkemesi, diğer ilgilileri de duruşmaya davet ederek, onlara savunma (görüşlerini bildirme) imkanını vermelidir. Esasen uygulama da bu şekildedir. Bu itibarla hasmın yanlış, hatalı ya da eksik gösterilmiş olması, ihalenin feshi talebinin esasının incelenmesine engel teşkil etmez. Aksi halin kabulü aşırı şekilcilik olup, hak düşürücü sürelerin geçirilmesi sonucunu doğurur ki bu da kabul edilemeyecek bir durumdur. HMK'nın 27. maddesinde ise; “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir....
Bu süreçte İİK'nun 134. maddesi uyarınca açılan ihalenin feshi davasının sonucunun beklenmesi gerekmez. Zira, yasa koyucunun amacı ihale sürecinin biran evvel sonuçlandırılması olup, İİK'nun 133 ve 134. maddelerine göre ihalenin feshi koşulları ve doğurduğu sonuçlar da farklı olduğundan, ihalenin feshi davası, İİK'nun 133. maddesi gereğince belirtilen prosedürün işletilerek tamamlayıcı ihale yapılmasına engel olmaz. Somut olayda; şikayetçi borçlunun 29.05.2015 tarihli başvurusu, İİK'nun 134. maddesi gereğince ihalenin feshi istemine ilişkindir. İİK'nun 133. maddesi gereğince işlem yapılmış olması, aynı Kanun'un 134. maddesine göre yargılama yapılmasını engellemez. Alıcının İİK'nun 133. maddesi hükmüne göre sorumlu olması, farklı kuralları ve hukuki sonuçları içeren aynı Kanun'un 134. maddesine dayanılarak açılan fesih davasının incelenmesine engel teşkil etmez ve kesin hüküm oluşturmaz....
Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, İİK’nun 127. maddesi gereğince bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Somut olayda; satış ilanına ilişkin tebligatın 09/04/2021 tarihinde ise borçlu vekiline elektronik tebligat yolu ile usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmektedir. Vekil ile takip edilen işlerde yukarıda belirtilen yasa maddeleri gereğince vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması sonuca etkili değildir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, satış ilanının borçlu vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin kabulü ile ihalenin feshi talebinin reddine dair karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekir ise de, borçlu asile yapılan satış ilanının usulsüz olduğundan bahisle borçlu şirket yönünden davanın kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir. b- Şikayetçi ... ve ... Bilgisayar Müh.İnş.San.Tic.A.Ş....