Nüfus kütükleri; aile kütüğü, özel kütük ve yedeklerinden oluşur. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde yer alan; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir." hükmü ile ölüm ile nüfus kaydının kapatılacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." şeklindeki düzenleme ile de kapalı olan kaydın açılacağı haller düzenlenmiştir....
Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek annesi ve babası yerine Ata ve Hüsniye nüfusuna onların çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edilen Yusuf'un bu hatalı kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; mahkemece, davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişme konusu 110.786 m2 yüzölçümlü tarla vasıflı 16 parsel sayılı taşınmazın 09.04.1993 tarihli kadastro işlemi ile 12/72 payı ..... adlarına tespit ve tescil edildiği, düzeltilmesi istenen kayıtlardan Ahmet oğlu Sefer Işık’a ait kaydın 02.04.2012 tarihinde düzeltme yapılarak “ ..... şeklinde düzeltildiği, mirasçıları adına intikallerin gerçekleştiği, mirasçıların da intikalen ./.. geçen paylarını ..... satış suretiyle temlik ettikleri, düzeltilmesi istenen kayıtlardan..... a ait payın 25.04.2011 tarihinde.....satış yapıldığı, karar tarihinden önce tapuda düzeltilmesi istenen.... şeklinde kaydın kalmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın paydaşlardan .......ın tapu kayıtları ile nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanarak , bu kayıtlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiştir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Bir davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.01.2008 tarih 2008/2- 36- 47 sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2019 NUMARASI : 2018/70 ESAS - 2019/195 KARAR DAVA KONUSU : Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar dava dilekçesinde özetle, Rıfat ve Azize'den olma T8 çocuğu olarak bulunan T6 gerçekte T8 çocuğu olduğunu, T8 ise kardeşleri olduğunu, T6 vefat eden babaları T10 ve anneleri Azize Ulama'nın nüfus kaydına geçtiğini, ancak gerçekte T6 sehven babasının nüfus kaydına geçtiğini, gerçekte T8 çocuğu olması nedeniyle halihazırda bulunan nüfus kayıt örneğinin gerçeğe aykırı olduğunu, T6 anne baba isminin düzeltilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, "Dosyada toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava " Ana Baba Adının Düzeltilmesi ,Değiştirilmesi Amacıyla Açılan Nüfus Kaydının Düzeltilmesi" davasıdır....
Çocuğun genetik ana ve babası yerine başka bir erkek ve kadın üzerine kayıt edilmesi gerçeğe aykırı olduğu için bunun düzeltilmesi, asliye hukuk mahkemesine açılacak zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesi davası ile istenebilir. Fakat nüfus kaydının düzeltilmesi davasına konu olan çocuğu doğuran kadın, evlilik içinde doğum yapmış olabileceği gibi evlilik dışında da doğum yapmış olabilir. Gerçek annenin evlilik içinde doğum yaptığı tespit edildiği takdirde, aşağıda anlatılacağı şekilde 4721 sayılı Kanun’la benimsenmiş babalık karinesi uyarınca çocuğu doğuran ana ile evli olan kişinin baba olarak belirlenmesi mümkündür....
Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının babası ile davalının babası Yusuf'un kardeş olduklarını, amcası Yusuf'un çocuksuz olarak vefatı durumunda mirasçısı olacağını, davalının Yusuf kızı olarak kaydedilmesi sebebi ile mirasçılık hakkını kaybettiğini, kaydın gerçeğe aykırı olduğunu, iptalinin gerektiğini, mahkemece kaydın düzeltilmesinin talep edildiği değerlendirilerek karar verildiğini, oysa iptal talep edildiğini, iptalde menfaati olanların talep hakkı bulunduğunu, davacının bu davayı açmak hak ve yetkisine sahip olduğunu, red kararının hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını, davanın esasının incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu Yusuf yanıltıcı beyanla davacının çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. Bu nedenle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın tanımanın iptali veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır. Bilindiği üzere, soybağı birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, baba ile arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur, ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir....