Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmî sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle, davanamede birinci talep, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza) SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak HÜKÜM : Ret Şikayetçi vekili 13.12.2010 tarihli dilekçesi ile ....Ltd. Şti. ile ....Tic. Ltd. Şti. hakkında tazminat isteminde bulunduğu halde, bu konuda bir karar verilmemiş ise de, mahkemesince mahallinde bir karar verilmesi olanaklı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Gerçeğe aykırı beyandan bulunmak HÜKÜM : Düşme İİK.nun 338. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşabilmesi için kanuna göre istenen bir beyan bulunması gerektiğinden, suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde "şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilmesi yasaya aykırı olup, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından "İİK'nun 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine" ifadesi çıkarılarak yerine "sanığın beraatine" ifadesi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının 1950 olan doğum yılının 1953 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının 16.08.1950 olan doğum tarihinin 1953 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, "25 yaş üzerinde olan davacının gerçek yaşının tıbben tespitinin olanaklı olmadığı, dinlenecek tanıkların anlatımının soyut olacağı, getirtilmesi istenilen okul kayıtlarının da gerçek yaşın tespitinde yeterli ve geçerli kanıt olmayacağı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesine ilişkin davalar çekişmesiz yargı işidir. (HMK m. 382/2....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.01.2008 tarih ve 2008/2- 36 Esas - 2008/47 Karar sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 s. NHK'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının, gerçek babası üzerine kayıt istemi ise; anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır....
Şayet gerçek anne ... değil de başka bir kişi ise bu kaydın varlığı gerçek annenin kişilik haklarıyla da ilgilidir. Kişilik hakkına sıkı sıkıya bağlı olan bu kayıtların düzeltilmesi için bu kişilerin dava açmaya hakları vardır. Doğumun üzerinden 42 yıl geçtiği hâlde anne ... sağlığında bu kaydın iptali için dava açmamış, baba ... doğumdan sonra yaşadığı 27 yıllık sürede bu kayıtları kendisi için sorun etmemiş ve hak düşürücü süre içinde soybağının reddi yönünde bir dava açmamıştır. Gerçek anne olduğu iddia edilen kişinin de bu kaydın düzeltilmesi için açtığı bir dava yoktur. Davacılar baba görünen ...’ın kardeşi ve diğer kardeşinin çocuklarıdır. Bu kimseler gerek davalı ..., gerek anne görünen ..., gerekse anne olduğu iddia edilen ... yönünden, bu kaydın iptali hâlinde mirasçı hâline gelebilecek kişi durumunda da değildirler. Kaydın iptal edilmesinde bu nedenle hukukî yararları olmadığından nüfus kaydının iptali için açılan davanın hukukî yarar yokluğundan reddi gerekmektedir....
KARAR Dava dilekçesinde; davacının doğum yeri ile doğum tarihinin, 2003 yılında ölen eşi Nasuf'un ise sadece doğum tarihinin düzeltilmesi istenmiş mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... tarafından Nasuh'un nüfus kaydının kapalı olması sebebiyle düzeltme yapılamayacağı gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamında davacının doğum yeri ile doğum tarihinin yanında ölü eşi Nasuh'un doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır....
Tarafların istinaf talepleri üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, anne adı yönünden verilen usulden ret kararı doğru bulunarak, İlk Derece Mahkemesince baba adının düzeltilmesi yönünden sadece tespit kararı verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek buna ilişkin hüküm kaldırılarak yerine, davalı ...'in ...'nin kızı olmadığının tespiti ile ...'in nüfus kaydındaki baba hanesinin iptaline karar verilmiştir. Her ne kadar, anne adı yönünden davacıların aktif husumet ehliyetlerinin ve hukuki yararlarının bulunmadığı belirtilerek bu yönden usulden ret kararı verilmiş ise de, olay kamu düzenine ilişkin olup nüfus kayıtları gerçeği yansıtmak zorundadır. Aynı kişi yönünden gerçeğe aykırı tutulduğu anlaşılan nüfus kayıtlarının bir kısmının düzeltilip, bir kısmının gerçeğe aykırı şekilde bırakılması düşünülemez. Nüfus kaydında anne olarak görünen davalı ...'ün, davalı ...'...