İcra ve İflas Kanununun 89. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresi içinde fakat gerçeğe aykırı şekilde itiraz eden üçüncü kişinin fiili, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturacaktır. Ancak bu suçun oluşabilmesi için bildirimin, bizzat kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişi tarafından yapılması gerekmektedir. Üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan cezalandırılması ile birlikte talep edilen tazminat isteği, haksız fiile dayalı bir tazminat olduğundan, suçun oluşmaması durumunda, ortada haksız fiil bulunmadığından tazminat isteği de reddedilecektir....
Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Açıklanan nedenlerle, yanlış beyana dayalı olarak oluşturulan nüfus kaydının iptali davasında, aile mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmesi doğru görülmemiştir....
in 1993 olan doğum yılının 1989 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'in davadan önce 26.5.2008 tarihinde ölümü ile nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır....
den ayrıldıktan sonra kendi çocukları imiş gibi davalılar hanesine ... ... ismi ile mükerrer olarak yeniden kaydettirdiklerini ileri sürerek mükerrer kaydın iptali ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep ederek dava açtığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/08/2014 tarihli birinci duruşmasında ise, müvekkilinin davalı ... ... ile nikah olmadan birlikteliklerinden olan çocuğu ...'in, ayrılmalarından sonra davalıların nüfusuna ... olarak yeniden kaydettirdiklerini ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.11.2013 tarihli ve 2013/18-354 E. 2013/1554 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemlerle kanuna aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesi, niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir....
Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden, davacının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 20. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 31.01.1991 gün ve 91/1446 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmesi üzerine Türk vatandaşlığını kaybettiği ve bu sebeple nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 14. maddesinde; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmü yer almaktadır....
ın çocuğu olarak nüfusa tescil edildiği, bu kaydın doğruyu yansıtmadığı ileri sürülerek gerçeğe uygun olarak nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiş; Mahkemece ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. 04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara; ileri sürülen olayları hukuken nitelemek, uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesinde hâkimin, Türk Hukuku'nu resen uygulayacağı belirtilmiştir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi- babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Somut olayda; ..... kayıt yenileme suretiyle...ve ... çocukları olarak nüfusa tescil edilmiştir. Davacı, kızkardeşi Hatice'nin kaydının düzeltilmesini istemektedir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının ... durumu yansıtmadığı, ... yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davalı ..., davacının babası ... tarafından verilen dilekçe ile yanıltıcı beyanla ...’in çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosyadaki deliller birlikte dikkate alındığında bu tescil işlemi yapıldığı sırada dahi davacının babası ...’in davalı ...’in kendi çocuğu olmadığını bildiği sabit olup, gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davasıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu gözetilerek, genel hükümler çerçevesinde uyuşmazlığı çözmekten ibarettir....
nin açtığı ana adının düzeltilmesi davasında davalı ...'ın Adli Tıptan alınan rapor gereği, ana kaydının iptali ile gerçek annesi olan ...... Çiftçi'nin kızlık hanesinde şahsi bağ kurulmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin onama kararı ve karar düzeltme isteğinin reddi ile kesinleştiği, ...... 1. Aile Mahkemesinin 2015-317 Esas 2017-1120 Karar sayılı ilam ile davacı ...'ın murisleri ...... ve ...... Kılınç tarafından evlat edinildiğinin ...... kaydına işlenilmesine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın reddine karar verildiği ve dosyanın istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda dava; ...'ın ... ve ...... Kılınç çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan ...... kaydının iptali ile buna uygun olarak ...... kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu husus dikkate alındığında, davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı .........
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....