Salt bir kaydın gerçeğe aykırı oluşturulmuş bulunması, ilgili resmi dairenin lüzum bildirmesi bulunmadıkça, Cumhuriyet Savcısına kaydın düzeltilmesine ilişkin dava açma yetkisi vermez. Böyle bir durumda dava hakkı, kaydın düzeltilmesinde korunmaya değer hukuki yararı bulunan ilgili kişilere aittir. Davalılar Kıymet ve ...1985 tarihinde evlenmişler, boşanma davası 2010 yılında açılmıştır. Cumhuriyet Savcısı boşanma davasına bakan aile mahkemesinin ihbarı üzerine bu davayı açmıştır. Davaname ile; Kıymet ve...'ın müşterek çocukları olarak üzerlerinde kayıtlı olan 1989 doğumlu ... 1991 doğumlu..., 1993 doğumlu..., 1998 doğumlu olan ... ve 2000 doğumlu...'in annelerinin Kıymet değil, ...olduğu, 2001 doğumlu olup 2003'te ölen diğer çocuk ...'nın ise, babasının ... değil,... olduğu iddia edilerek bu çocukların anne ve baba adlarının düzeltilmesi istenmektedir. Resmi sicillerde açık bir çelişki ve kayıtlarda bir tutarsızlık bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının ... ve ... olan baba ve anne kaydının gerçeğe uygun olarak ... ve ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı ... 'un gerçekte ... ve ... kızı olduğu halde ... ve ... kızı olarak yazıldığını bildirerek hatalı kaydın iptali ile gerçek anne ve babası ... ve ... kızı olarak nüfusa kaydedilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Aile Mahkemesi ise; talebin gerçeğe aykırı beyanla oluşturulmuş nüfus kaydının düzeltilmesi olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacı anne ve babasının nüfus kaydında yazılı kişiler olmadığını, gerçek anne ve babasının Gülsemin Karasaç ve Süleyman Güneş olduğunu ileri sürerek kaydın düzeltilmesi talep edilmiştir. Dava soybağının düzeltilmesine ilişkin olmayıp; hatalı yazılan nüfus kaydının 5490 Sayılı Yasanın 36. Madde hükümlerince tashihi istemine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nun 21., 22. ve 23. maddeleri gereğince Adana 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın çocuğu olarak aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin..., babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi ist... ilişkindir. Yukarıda gösterilen kanuni düzenlemeler dikkate alındığında; davalı ...'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan ... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ...'nin nüfus kaydına tesciline ilişkin birinci talep nüfus kayıt düzeltme davası olup Asliye Hukuk Mahkemesi; ...'in davalı ...'ın gerçek babası olduğunun tespitine ilişkin ikinci talep ise Türk Medeni Kanununun 301. Maddesi kapsamında babalık davası olup Aile Mahkemesinin görevi alanına girmektedir. Buna göre ...'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı olarak oluşturulan ... ve eşi ...'nın nüfus hanesindeki kaydının iptali ile biyolojik annesi ...'...
Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; davalı işveren ile davacı arasında yapılan sözleşmelerde ve ekindeki tutanaklarda davacının çalışmasına ilişkin ilk kaydın 05.04.2005 tarihinde başladığı ve çalışmaya ilişkin en son kaydın 26.12.2009 tarihli olduğu, hükme esas alınan işçilik alacağı dosyasında da davacının 05.04.2005-26.12.2009 tarihleri arasında çalıştığının tespit edildiği hususları gözetilmeksizin, davacının 01.03.2005 tarihinden itibaren çalıştığına hükmedilmesi isabetsiz bulunmuştur....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava; ...'ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan ... ve ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının ... isimli bir nüfus kaydının bulunduğu, bu mükerrer kaydın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ... dava dilekçesinde, ... İli, ... İlçesi, ...Köyü, cilt 0077, aile sıra 00012, sıra 0034 nüfusa kayıtlı olduğunu, ancak ... İli, ... İlçesi, ... Mh, cilt 6, hane 768, sıra 3 de nüfusa kayıtlı ... adına bir kaydının daha bulunduğunu ileri sürerek bu kaydın iptaline karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulü ile kural olarak sonradan tescil edilen mükerrer kaydın iptali gerektiği, ilk kaydın resmi sağlık kuruluşundan alınan doğum belgesi esas alınarak oluşturulduğu bu nedenle mükerrer kayıt olduğu anlaşılan ... TC kimlik numaralı ...'...
in anne adının düzeltilmesi yönünden; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda gösterilen Kanuni düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davacıların murisi ...'in nüfus kayıtlarında "..." olan anne adının "..." olduğunun tespiti yönünden davacıların hukuki yararları olduğu gibi, kapalı kaydın düzeltmeye engel olduğu ancak tespit kararı verilmesi yönünden Kanuni bir engelin olmadığı açıktır. Buna göre mahkemece, muris ...'...
Ancak somut olayda, davacı vekilince dava konusu ... ada 16 no'lu parsel hakkında belediye tarafından yapılan ıslah imar planı uygulanmasında, dava dışı ...,... lehine ipotek tesisi amacıyla işlem yapıldığını, fakat bu işlemin tapu müdürlüğünce sehven mülkiyet hakkı olarak tescil edildiği belirtilerek, hatalı kaydın gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesi talep edilmektedir. Buna göre eldeki dava, çekişmesiz yargı işlerinden sayılan düzeltim davası niteliğinde olmayıp, kayıt lehdarlarının da davada taraf olarak yer alması gereken ve taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkında doğrudan değişikliğe yol açabilecek nitelikteki yolsuz işlemin iptali ile tescil davası olduğundan, uyuşmazlığın dava tarihine göre HMK.'nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İzmir 13....
Kayıt düzeltim davası, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Somut olaya gelindiğinde; davacının 2020 tarihinde Türk vatandaşlığı kazandığı, dosyada mevcut doğum belgesi ve vatandaşlığa alınmaya esas dayanak belgede doğum yerinin Hotan şehir olarak belirtildiği, nüfusa Hotan Şehir / ÇİN olarak tescil edildiği, bu durumda davacının doğum yerinin dayanak belgelere göre Hotan olduğu, vatandaşlığa alınmada esas alınan dayanak belgeye göre Hotan/ ÇİN olarak tescil edilen doğum yerinin gerçeğe uygun olduğu, davacının bu konuda sicilin hatalı olduğu, gerçeğe aykırı olduğu konusunda bir iddiasının olmadığı açıktır. Bu sebeple davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olmadığından 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamında nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak ele alınması mümkün değildir....