ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/309 ESAS - 2022/2 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Diğer Kayıtların Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekiller T1 ve T2 nüfus kayıtları incelendiğinde Barış Tav isminde bir çocukları olduğunu, söz konusu nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığını, doğum belgesinden de anlaşılacağı üzere Barış Tav'ın öz annesi nüfus kaydında annesi olarak görünen T2 değil, T4 olduğunu, bu yanlışlığın Barış Tav'ın T4 ile İbrahim saka arasındaki evlilik dışı ilişkiden doğmuş olmasından dolayı T2 tarafından verilen gerçeğe aykırı beyandan kaynaklandığını, söz konusu kaydın gerçeğe aykırı beyan ile oluşturulduğu Bakırköy 7....
kaydın yani işleme tabi tutulan kaydın 31/01/1989 tarihli kayıt olduğu, bu nedenle işlem gören kaydın korunması gerektiği dikkate alınarak davanın kabulü ile mükerrer olan 01/04/1990 doğumlu kaydın iptaline karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce; davanın kabul edilmesi halinde davacının nüfus kayıtlarında kayden babası olarak yer alan T10 ile soy bağının iptali gerekeceğinden, davanın niteliği itibariyle bir nesep davası olduğu, soybağı hukuku ile ilgili davaların 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunu'nun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsiz nedeniyle dava reddedilmiş karar 26/10/2022 tarihinde kesinleşmiştir. Kars Aile Mahkemesi'nce; davanın soybağı davası olmayıp, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek annesi ve babası yerine, amcası ve yengesi nüfusuna onların çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edilen kaydın düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, bu davada 5490 sayılı yasanın 36. Maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddiyle karşı görevsizliğe hükmedilmiştir....
İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...'un İİK'nun 338. maddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İcra takip dosyasında yapılan araştırma sonunda, sanığın üzerine kayıtlı olan ... İlçesi Zaferiye Mahallesi 250 ada 27 parsel, 252 ada 37 parsel ve 250 ada 28 parsel sayılı taşınmazların değerinin, üzerindeki hacizli dosya alacaklarını karşılamadığı saptanmıştır. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Takip miktarından daha düşük kıymetteki Hacizli malın bildirilmemesi gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacak ise de, ... plaka sayılı aracını bildirmemesinin de suça konu yapılarak sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının babası ile davalının babası Yusuf'un kardeş olduklarını, amcası Yusuf'un çocuksuz olarak vefatı durumunda mirasçısı olacağını, davalının Yusuf kızı olarak kaydedilmesi sebebi ile mirasçılık hakkını kaybettiğini, kaydın gerçeğe aykırı olduğunu, iptalinin gerektiğini, mahkemece kaydın düzeltilmesinin talep edildiği değerlendirilerek karar verildiğini, oysa iptal talep edildiğini, iptalde menfaati olanların talep hakkı bulunduğunu, davacının bu davayı açmak hak ve yetkisine sahip olduğunu, red kararının hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını, davanın esasının incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfusta kayıt düzeltimi ile mükerrer kaydın iptali istemine ilişkindir. Davacı, eski eşi olan davalı ...(...)'ın 1984 yılında evi terkederek ... ... isimli şahıs ile gayrı meşru şekilde yaşamaya başladığını, bu birliktelikten 01.01.1989 doğumlu ... ile 25/09/1992'de ölen 01.01.1990 doğumlu ... ... isimli kızların doğduğunu, ... ile 14/05/1990 tarihinde boşandıklarını ancak 22/01/1992 tarihinde ...'ın ... ve ... kendi çocuğuymuş gibi nüfuslarına kaydettirdiğini, ...'ın 06/03/1992 tarihinde ... ile evlenerek bu defa ... isimli kızı, “...” ismiyle mükerrer olarak kendi kütüklerine kaydettirdiklerini belirterek nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir. Davanın ilk açıldığı ... 5....
Asliye Hukuk Mahkemesince ise nüfus kayıtlarındaki kaydın iptaline ilişkin uyuşmazlık, Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca kesin yetki olup, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi istenen ...'in yerleşim yeri adresi .... olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda; davacılar vekili, davacı müvekkillerin kardeşi olan mütevaffa ....'in 27/05/2010 tarihinde vefat ettiğini, nüfus kayıtlarına göre ...'in ... isminde bir oğlu olduğunu fakat gerçekte davalı ...'in ...'in oğlu olmadığını, ... Doğum Hastanesinde 15/10/1974 tarihinde doğan ...'in annesinin ... babasının ise ... olduğunu, müteveffa ...'in eşi ... bir başkasından olan çocuğunu kendi çocuğu gibi nüfusuna kaydettirdiğini, gerçekte ...'in babasının ...olduğunu, bu sebeplerle ....'in davalı ...'in babası olarak göründüğü gerçeğe aykırı nüfus kaydının iptali ile gerçek babası olan ...'un nüfus hanesine taşınmasına ve bu şekilde ...'in nüfus kaydının düzeltilmesini istemektedir. Olayda; ... 4....
Aile Mahkemesince; "davacının talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır. bu nedenle; mahkemelerinin görevsizliğine " dair karar verilmiştir. Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince; "Ümit Işık'ın, Halit Işık'ın çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek babasının T2 olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 106. maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin ikinci fıkrasında, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesinin birinci fıkrasının c bendi ise tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir....
Burada kademeli olarak iki talep bulunmakta; ilk talep küçük....üfusa kayıtlı bulunduğu...hanesine gerçeğe aykırı beyana dayalı olarak yazılmış bulunduğundan bu hanedeki kaydın iptali ile annesi olan davalı ...’nin kızlık hanesine tescili, ikinci talep ise küçük .. gerçek babasının davacı ... olması nedeniyle davacı ... tarafından küçüğün tanınması istemine ilişkindir. Nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davanın nüfus müdürü veya temsilcisinin huzuru ile görülmesi zorunlu olduğu gibi Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında nüfus ve soybağına ilişkin davalarda DNA incelemesi yapılması da zorunludur....