WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın kardeşi ... ile Naime'nin çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin 1914 doğumlu Aslı, gerçek babasının da nüfus kaydına göre dedesi olan 1908 doğumlu Nebi olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki, anne yönünden soybağı doğumla kendiliğinden kurulduğundan, anne ile çocuk arasında soybağı davalarından söz edilemez. Dolayısıyla soybağı kurulması için hükme gerek bulunmamaktadır. Ancak, anne yönünden doğuran kadının kim olduğunun tespitine ilişkin dava gündeme gelebilir. Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Ancak, söz konusu yanlış kaydın düzeltilmesi, soybağı davaları ile değil açılacak kayıt düzeltme davası sonucunda gerçekleşecek (MK mad. 39) ve bu dava her türlü delil ile ispat edilebilecektir....

    un gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan amcası ve yengesi ... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi 1934 doğumlu ... ...'un nüfus kaydına tesciline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan 1934 doğumlu ...'un davalı ...'un gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise biyolojik anne olduğu iddia edilen ... ile baba olduğu iddia edilen ... 12.10.1957 tarihinde evlenmiş olduklarından evlilik birliği içinde doğan çocuğun babası yasa gereği koca olduğundan artık bu durumda babalığın hükmen tespitinden söz edilemeyecektir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır....

      İcra ve İflas Kanununun 89. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresi içinde fakat gerçeğe aykırı şekilde itiraz eden üçüncü kişinin fiili, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturacaktır. Ancak bu suçun oluşabilmesi için bildirimin, bizzat kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişi tarafından yapılması gerekmektedir. Üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan cezalandırılması ile birlikte talep edilen tazminat isteği, haksız fiile dayalı bir tazminat olduğundan, suçun oluşmaması durumunda, ortada haksız fiil bulunmadığından tazminat isteği de reddedilecektir....

        i Nüfus Müdürlüğü'ne yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle hatalı kaydın oluştuğu anlaşılmıştır. Dava bu hali ile soybağının reddi olmayıp nüfus kayıt düzeltim davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, babası ...’nın gerçekte Ahmet ve ...’nın çocukları olduğundan mevcut nüfus kaydının iptali ile gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, aile mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir....

            in anne ve babası olarak geçmesi nedeniyle, ... ile ... üzerlerindeki nüfus kaydının iptali ile ... ile ...'in çocukları olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davada öncelikle gerçek anne ve babanın dolayısıyla soybağının tespit edilmesi gerektiği bildirilip, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Kartal 3. Aile Mahkemesi ise, davada babalığın ve nesebin çekişme konusu olmadığı, nüfus kaydının gerçeğe uygun tutulup tutulmadığının araştırılması gerektiği bildirilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Davacı, ... ve Güllü'nün çocuğu olduğu halde ...'da çocuk parası almak amacıyla akrabası olan ... ve İzzete üzerine hatalı olarak kayıt edildiğini ileri sürmüş, nüfustaki bu hatalı kaydın düzeltilmesini istemiştir. Dava bu haliyle Aile Mahkemesinin görev alanına giren soybağının reddi ve babalık davası niteliğinde bir dava olmayıp, hatalı kayıt düzeltme davasıdır....

              Dava, gerçeğe aykırı beyan ile oluşan anne adı yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi gereği, Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Dava dilekçesinde, açıkça davacı tarafından davalı ...'i iki yaşında iken evlatlık olarak yanına alıp baktığı, sonra onu kendisi doğurmuş gibi nüfusuna tescil ettirdiği ileri sürülerek davalı ...'in nüfus kaydından silinmesi istemiştir. Her ne kadar Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 09.02.2012 tarihli ve 2010/21149-2012/2202 sayılı bozma ilamında; davalının gerçek annesi olarak bildirilen ...’nun mirasçılarının da davaya katılmalarının sağlanarak yargılamaya devam edilmesi gereğine işaret edilmiş ise de devamında davanın nitelemesi, nüfusta yanlış beyanla oluşan anne adına dair kaydın iptali olarak kabul edilmiştir....

                den olma 01.04.1957 doğumlu ... olduğu yönündeki babalığın tespitine dair davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi ve şimdiki gibi Aile Mahkemesinde görülmek üzere görevsizlik kararı verilmesi, bundan sonra davacının gerçeğe aykırı beyana dayalı olarak oluşturulan ...ve ...'nin nüfus hanesindeki kaydının iptali ile biyolojik annesi ...'...

                  Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına...asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

                    Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

                      UYAP Entegrasyonu