DELİLLER : Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/06/2021 tarih, 2018/343 esas 2021/128 karar sayılı kararına karşı, davacı karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki asıl dava; miras payı devri sözleşmesinin ve tapu kaydının iptali ve tescil, ehliyet ve muvazaaya dayalı miras pay devrinin iptali karşı dava ise miras payı devri sözleşmesi uyarınca tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Mahkemece davacının amcası ...’in aile nüfus kaydı getirtilip, ... adında bir cocuğunun olup olmadığı araştırılmalı, bunun dışında tapu kaydında malik görünen ... adında başka bir şahsın bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğü ve C.Savcılığı vasıtası ile araştırılmalı, Nüfus Müdürlüğünden yapılan araştırmada davacının amcası ...’in bilgileri de yazılmak suretiyle ...’nin kaydı sorulmalıdır.Dinlenen tanık beyanı da yetersiz olduğundan yaşıyorsa tutanak bilirkişileri yoksa dava konusu taşınmazın maliklerini iyibilir yaşlı ve tarafsız tarafların bildirecekleri tanıklar etraflıca ve olaylara dayalı olarak dinlenerek taşınmaz malikinin kim olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Mahkemece bütün bunlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve soruşturmaya dayalı verilen karar doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 02.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
e ait olan iki adet 1/5 hissesinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden 1/5 hisse ... adına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı ise de diğer 1/5 hisse ... ve diğer hissedarlar adına elbirliği mülkiyeti halinde kayıtlıdır. Davacı da elbirliği mülkiyetinin ortaklarından ...'in oğlu olup babası vefat ettiğinden taşınmazda hissedar olduğundan bu hisse yönünden de satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı mevcuttur. Ancak, "2 adet 1/5 hissenin iptal edilerek davacı adına tesciline" şeklinde kurulan hüküm vaat borçlusu ve diğer hissedarlar adına elbirliği mülkiyeti halinde kayıtlı olan 1/5 pay yönünden infazda tereddüte neden olacağından elbirliği mülkiyeti halindeki hisse yönünden vaat borçlusu...üşen hissenin tespiti ile bu hisse yönünden tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
DELİLLER : Tapu kaydı, resmi senetler, inşaat projesi, keşif, bilirkişi raporu, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi, davacı ile davalı T7 arasında akdedilen 04/04/2014 tarih ve 06830 yevmiye nolu düzenleme şeklinde sözleşme, taraflar arasında akdedilen 31/03/2016 tarihli protokol, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ve muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde taşınmazın güncel değerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir....
tan hisse devraldıklarını, devrin şirket pay defterine işlenmemesi üzerine denetçi de dahil olmak üzere tüm ilgililere ihtarname gönderildiğini, ancak yine hisse devrinin şirket pay defterine işlenmediğini, ayrıca müvekkillerinin hissedar olduktan sonra davalı şirketin en son genel kurul toplantısını 2004 yılında yaptığını öğrendiklerini, aynı zamanda davalı şirketin hukuki ve maddi olarak ciddi tehlike altında bulunduğunu ileri sürerek, davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasını, hisse devirlerinin şirket pay defterine işlenmesini ve 2004 yılından itibaren genel kurul toplantısı yapmayan şirketin yetkilisi de kalmadığından genel kurul toplantısı yapılması hakkında karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Nitekim bu görüşten hareketle "kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu,iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (re'sen) nazara alınacağı ilkeleri 8.ll.l99l tarihli ve l990/4 Esas l99l/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiştir. Somut olaya gelince; dosya içerisindeki delillerden ve tanık beyanlarından davalı ...'ın kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece davacının muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebi reddedilerek, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi hakkında, davacı ve davalıların delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur....
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Muvazaaya dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalıdadır. Davalının, alacaklı olduğunu birbirini doğrulayan delillerle kesin olarak ispat etmesi gerekir. Somut olayda, 10.12.2008 tarihli hisse devri sözleşmesi ve senetlerin her zaman düzenlenebilecek belgeler olması ve hem hisse bedeli hem de tarih itibarı ile birbirini doğrulamaması nedeniyle davalının alacağını kesin olarak ispat edemediği hususu nazara alınarak davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ün 24.06.2007 tarihli genel kurulda kooperatife verdiği zararları telafi etmek üzere devre konu hisse nedeniyle yatırdığı parayı davalı kooperatif uhdesinde bıraktığını, genel kurulun bu teklifi kabul ettiğini, davaya konu hisse devrinin muvazaalı olduğunu, dava tarihine kadar devreden ve devralanın davalı kooperatife müracaat etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, devir işleminin kötüniyetli ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 17.10.2011 tarih ve 1595 E, 1085 K sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, davalılardan ... adına olan hissenin iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu edilen hisse devrinin Türk Ticaret Kanununun 595/1 maddesinde düzenlenen şartları taşımadığını, Kanunun emredici hükmüne göre bir limited şirkette esas sermaye payının devrinin geçerli olması için; esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onanması, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onay şartının yerine getirilmiş olması gerektiğini, ne var ki; dava konusu olayda, adı geçen şirkete ait hisselerin devrine ilişkin ortaklar genel kurul kararında ve pay defterinde yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını, imzaların müvekkilinin bilgisi dışında, davalı veya 3. bir şahıs tarafından atılarak, eksikliklerin giderildiğini ve hisse devrinin kanun gereğince aranan şartları sahte imzalarla yerine getirildiğini, davanın esası sahte imzalarla tamamlanan şirket hisse devrinin...