Dava, istek ve olayın gelişimi göz önünde tutulduğunda, katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı isteğiyle bir ilgisi bulunmayıp taraflar arasındaki uyuşmazlık, muvazaaya dayalı şahşi hakka ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde açık bir biçimde ve yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın esasen eşi tarafından satın alınmasına rağmen muvazaalı olarak diğer davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Şahsi hakka dayalı olarak muvazaa (BK.m.18) hukuksal sebebiyle açılan davalar genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılır. Davacının ileride açacağı katkı payı veya katılma alacağı davaları sonucunda hak edeceği alacağının tahsilini sağlamak için bu tür davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Saptanan bu olgu karşısında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olmadığı, uyuşmazlığın mal rejiminden kaynaklanmadığı gözetilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir....
Davacı vekili tarafından araç bedelinin hakedilen primlerle ödendiği savunmasının ispatı için tanık dinletmek istemiş ise de; karşı taraf muvafakat etmediği gibi tanıkla ispat edilmesi istenilen hususların yazılı delille ispatı zorunlu olduğundan davalının tanık dinletme talebi kabul olunmamıştır....
Hukuk Dairesi'nin incelemesinden bozulmadan geçerek taraflar yönünden kesinleştiğinin anlaşılmış olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak tespiti kısmının, dava dosyası ile ek dava dosyası bakımından muvazaaya dayanan taleplerin kesin delil, kesin hüküm ve davalılar açısından usuli kazanılmış hak teşkil ettiği kanaatine varılmakla davacının bu kere muvazaaya dayalı alacak talebinde bulunamayacağının anlaşılmış olduğu; dosyada muvazaaya ve asıl alt işveren ilişkisine dayalı olarak ayrı ayrı hesap yapılmış olup mahkeme dosyası ile birleşen ek dosya birlikte değerlendirilmek suretiyle, Mahkemece uyulmasına karar verilen Yargıtay Bozma İlamı uyarınca bilirkişi raporunda hesaplanan asıl işveren - alt işveren ilişkisine dayanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücret alacağına ilişkin istemlerin kabulüne, yıllık izin ücreti alacağına ve muvazaaya dayanan ... farkı, ilave tediye, ücret farkı...
Mahkemece, bozma ilamına uyularak iddia, savunma, tüm bilgi ve belgeler ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile 20.948,14 TL araç hasar bedelinin 04.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 420,00 TL araç kiralama bedelinin de dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; söz konusu hüküm davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiş, temyiz isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle ek kararla davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş, davalı vekilince ek karar temyiz edilmiştir. 1-Davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Dosyaya davalı tarafça sunulan vekalate göre davalının vekili Av. ... olup duruşmalara da Av. ... katılmıştır. Ancak gerekçeli karar dosyada vekaleti bulunmayan ve davalı vekili olmayan Av. ......
için ikame araç bedelinin 1.225,00 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür....
-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; genel muvazaaya dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,9.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, TBK.' nun 19.maddesi gereğince genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,5.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
müteselsilen tahsili ile taraflarına verilmesine, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla kısmi dava olarak şimdilik 10,00 TL değer kaybı tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden ödeme yapmayarak temerrüde düştüğü tarihten, itibaren işleyecek avans faizi ile, davalı araç sahibi yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına verilmesine, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,00 TL ikame araç bedelinin ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı araç sahibinden tahsili ile tarafına verilmesine, Ekspertiz ücreti 400.00 TL'nin yargılama giderlerinde nazara alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
Davacıların iddiası, paylaşıma konu edilen şuf’a bedelinin ipotekle yüklü olduğu, ipotekli alacaklıların tatmin edilmesi konusunda işlem yapılmaksızın sıra cetveli tanzimi sonrasında, ipotekli alacaklıların kendilerine yönelmesi ihtimali bulunduğu noktasında toplanmaktadır. İcra Mahkemesi'nce davacıların muvazaaya dayalı açtıkları ipoteğin fekki davasının derdest olduğu ve bu durumda sıra cetveline şikayetten değil, itirazdan söz edilebileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 142 nci maddesine göre sıra cetveline itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür; aynı maddenin son fıkrası hükmüne göre itiraz yalnız sıraya ilişkinse görev İcra Mahkemesi'nindir; öte yandan takip muamelelerine ilişkin şikayet niteliğindeki itirazlar da bu kapsamdadır....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....