TTK'nın 449. maddesine göre genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde yer verilen ihtiyati tedbirlere ilişkin hükümlerinden yararlanılmalıdır....
İptali talep edilen 25.05.2023 tarihli genel kurulun 4. maddesinde alınan ibra kararının incelenmesinde; genel kurula üç ortağın katıldığı, Erkut Soyak'ın şirket sermayesinin 1.028,509 paya, T4 ve T1 ise 200.395 Er paya sahip oldukları ve şirketin 1.469.298 adet payının tamamının genel kurulda temsil edildiği anlaşılmıştır. Genel kurulun 4.maddesi ile yöneticiler Soyak İnşaat ve Tic. AŞ. ve Tam Enerji AŞ'nin Erkut Soyak'in 1.028.509 adet oyu ve oy çokluğuyla ibra edildiği, yönetim kurulu başkanı Erkut Soyak'ın kendi ibrasında oy kullanmadığı için ibra edilmediği, davacıların TTK'nın 436/2. maddesine göre oydan yoksunluk nedeniyle karara muhalif kaldıkları ve red oyu verdikleri görülmüştür. Genel kurulun 5. maddesinde ise yönetim kurulu üyelerine TTK'nın 395 ve 396. maddelerine göre yetki verildiği, bu kararın da ortaklardan Erkut Soyak'ın oyu ile alındığı ve diğer iki ortağın karara muhalif kalarak red oyu verdikleri anlaşılmıştır....
edilmemesinin haksız ve yanlı bir karar olduğunu, 2019-2020 ve 2021 yılı yönetim kurulu faaliyet raporları, bilançolar, ayrıntılı gelir gider tabloları ve denetim raporlarının tümünün genel kurula sunulduğunu, kooperatifin olumlu farkla yönetildiğini, ibra edilmeme kararının hukuka aykırı olduğunu, genel kurul tutanağında ibra edilmeme gerekçesi yer almamasına rağmen kendi istedikleri denetçileri seçtirmek için ibranın yapılmadığını, yönetim kurulunun ibra edilmemesinin yapılan masrafların genel kurula yanlış aksettirilmesinden kaynaklandığını, yönetim kurulu başkanı ... ve yardımcısı ...’ın görevlerini açık olarak ifa ettiklerini, kendisi aleyhine sorumluluk davası açılmadığını, kooperatife temsil kayyumu atanması istediklerini ve davalı kooperatifin 11.12.2022 tarihli genel kurulunun genel kurulda gerçeğe ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak alınan 2019-2020-2021 yıllarına ait yönetim kurulunun ve tasfiye kurulunun ibra edilmeme kararına ilişkin 4, 5 ve 6....
Davacının yönetim kurulu kararına karşı yapmış olduğu itirazın değerlendirilmeksizin 20.05.2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacının kooperatiften ihracına ilişkin karar alındığı, alınan genel kurul kararı usulüne uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne genel kurul kararın ihraç ile ilgili maddesinin iptaline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hakkında yönetim kurulunca ihraç kararı verilen üye 3 ay içerisinde ihraç kararının iptali davasını açabilir veya bu süre içinde genel kurula itirazda bulunabilir veya genel kurul itirazı beklemeden yönetim kurulu kararını onaylamak üzere gündemine alabilir. Somut olayda bu şekilde gerçekleşmiş ve davacı hem genel kurulun hem de yönetim kurulu kararının ihraç kararlarının iptalini dava etmiştir. Davanın süresinde olduğu hususunda bir tereddüt yoktur. Çünkü genel kurul kararı davacıya tebliğ edilmemiştir....
inceleme ürünü ve yanıltıcı olduğunu, genel kurulda yapılan seçimin azlık menfaatlerine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, önceki genel kurulda 5 nolu karar ile yönetim kurulu üyesi olarak ..., ......
e devredildiğini, bu karara istinaden şirketin temsil yetkisinin (yönetim kurulu üyesi ve başkanı sıfatlarının) ...'e geçmesinin mümkün olmadığını, buna rağmen, ...'in imzası ile 10.01.2022 tarihli 10 No'lu Yönetim Kurulu Kararı alındığını, bu karar ile ...'in münferit imzası ile şirketi bu kez 1 (bir) yıllığına temsil ve ilzam etmesi yönünde karar verildiğini, ...'in yönetim kurulu üyeliği ve münferit temsilci sıfatının İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğü'nde tescil edilerek Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, ...’in hukuka aykırı olarak "yönetim kurulu üyesi ve başkanı" seçilmesine dair 30.12.2021 tarihli 1 no’lu Olağanüstü Genel Kurul Kararının ve bu karara dayalı olarak ...'in imzası ile alınan 10.01.2022 tarihli 10 No'lu Yönetim Kurulu Kararının iptali için, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .../... Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, yine ...'...
den oluştuğunu, davalı şirketin ... sayılı ... tarihli usul ve yasaya aykırı olarak alınan Yönetim Kurulu kararının belirtilecek sebepler ile yokluğunun tespiti gerektiğini, aksi kanaatte bulunulacaksa da butlanla sakat olduğunun tespitini, söz konusu Yönetim Kurulu kararı ile usul ve yasaya aykırı bir Genel Kurul yapılacağından esas karar verilinceye kadar söz konusu Yönetim Kurulu Kararının yürütmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını, şirket ana sözleşmesine aykırı şekilde toplantı nisabı oluşmaksızın alınan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, mahkemenin yönetim kurulunun oluşmasında ve alınan kararın kurucu unsurlarında herhangi bir usule ve hukuka aykırılığın olmadığına dair kanaat oluşsa dahi dava konusu edilen işbu kararın aynı zamanda kanunun emredici hükümlerine, dürüstlüğe ve kamu düzenine aykırı olması sebebiyle, butlanla sakat olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davalılar tarafından yönetim kurulu toplantı nisabı oluşmadan ve 2020 yılı olağan genel kurul...
Ortağın dava konusu yönetim kurulu kararına itirazının genel kurul gündemine alınması için yönetime yaptığını iddia ettiği başvurusu üzerine itirazı genel kurul gündemine alınmamış ve genel kurulca bir karar verilmemiş ise, mahkemece, davacının yönetim kurulu kararının iptali için doğrudan dava açılabileceğinin ilke olarak kabulü gerekir. Somut olayda dava konusu yönetim kurulu kararı davacıya tebliğ edilmemiştir. Davacı vekili, davacının yönetim kurulu kararını ........2010 tarihinde öğrendiğini ve aynı gün yazılı dilekçe ile kooperatife başvurduğunu, dilekçesine cevap verilmemesi üzerine ........2010 tarih ve 17563 yevmiye sayılı ihtarname ile kendisine taşıma sırası verilmesi talep ettiğini ileri sürmüştür. Hak düşürücü süreler yasa ile düzenlenir. Kıyas yolu ile hak düşürücü süre yaratılması mümkün değildir....
09.05.2022 tarihi saat 18:00'a kadar kullanılması, başvurunun yapılması için imkan ve süre tanıdığını, söz konusu yönetim kurulu kararının ... tarihli ve ... sayılı TTSG'de yayımlandığını, rüçhan hakkına yönelik hem genel kurul kararı hem de TTK md. 461'in tanıdığı süre şartına uyulduğunu, rüçhan hakkına dair yönetim kurulu kararının tamamen hukuka uygun olduğunu, neticede; İptali istenen genel kurul kararlarının yürütülmesinin geriye bırakılması talebinin reddine, bu yönde olmak üzere, haksız ve mesnetsiz davanın TTK md. 445 ve devamı maddelerinin şartlarını taşımadığından tümden reddedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir....
ASIL DAVADA DAVA Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin ortağı, yönetim kurulu üyesi ve murahhas azası olmasının yanı sıra %24 pay sahibi bulunduğunu, yönetim kurulunun iki üyesinin, haber vermeden, 28/05/2014 tarihinde 2014/1 sayılı karar alarak genel kurul toplantısı yapılmasını kararlaştırdıklarını, herhangi bir yönetim kurulu kararı olmaksızın alınan genel kurulun 18/07/2014 tarihinde yapılması kararının, emredici düzenlemelere aykırılık taşıdığını, hiç çağrı yapılmadan gerçekleştirilen genel kurul toplantısı ve alınan kararların yok hükmünde olduğunu, TTK m.407 gereğince, “murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunmaları şarttır” hükmü bulunduğunu iddia ederek 28/05/2014 tarihli yönetim kurulunun ve bu toplantıda alınan kararların, 27/06/2014 tarihli genel kurulun yapılamadığına ilişkin tutulan tutanakla alınan kararların ve sonuç olarak 18/07/2014 tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan...