Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kooperatif yönetim kurulunda alınan ihraç kararına karşı, genel kurulda yapılan itiraz üzerine, ihraç kararının onanmasına ilişkin alınan genel kurul kararının iptali davası olarak açılmış ise de; davacı esas itibarıyla kooperatif üyeliğinden daha önce istifa ettiğini, bu nedenle kooperatif üyesi olmadığını, buna göre kendisi hakkında ihraç kararı verilemeyeceğini ileri sürerek, bu ihraç kararının iptali bağlamında, onamaya ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespitini istemiştir. Bu durumda, davada esasen ihraç kararının yerinde olup olmadığı değil, davacının halen kooperatif üyesi olup olmadığı hususunda davalı kooperatifin çıkardığı muarazanın giderilmesi ve buna göre davacının üye olmadığının tespitine karar verilmesi istenilmektedir....

    Malulolduğunun tespitine, davacının davalı Şirketler nezdinde sahibi olduğu ve nama yazılı hisse senedine bağlanmayan nama yazılı çıplak paylarının devri işlemlerinin de usule, hukuka ve özellikle de 6758 sayılı Kanun, 6758 Sayılı Kanun Madde 19'un Uygulanması Hakkında Usul ve Esaslar Madde 7 ve 2018/1 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararına aykırı bir şekilde ve yetki aşımı yapılarak gerçekleştirilmesi nedeni ile “Yoklukla Malulolduğunun tespitine, davacının davalı şirketlerde halen hissedar olduğunun tespiti ile ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep etmiştir....

      -KARAR- Davacılar vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkillerinin tüm borçlarını ödeyerek kooperatif üyeliğinden istifa ettiklerini, müvekkillerinin istifasından sonra ''ikinci etap'' ismi altında kooperatife yeni üye kaydedildiğini, sonra da kaydedilen kişilerin katılımıyla alınan kararlar gereği müvekkilleri aleyhine alacak ihdas edildiğini, bu kişilerin gerçek anlamda üye olmadıklarını, aidat ödemediklerini, anılan kişilere verilebilecek arsa veya konut bulunmadığını, ... dışındaki davacıların, bu davadan evvel üyeliğin tespiti davası açtıklarını, 09.06.2010 tarihli genel kurul toplantısının belirlenen yerde yapılmadığını, kooperatif üyesi olmayan kişiler tarafından alınan kararların yoklukla malûl olduğunu ileri sürerek, davacılardan ...'ın kooperatif üyesi olduğunun, davalıların kooperatif üyesi olmadıklarının ve 09.06.2010 tarihli genel kurul toplantısının yoklukla malûl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Kooperatif vekili, davacı ...'...

        Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamından; davacının genel kurula usulüne uygun çağrıldığı halde katılmadığı, Kooperatifler Kanunu'nun 53. ve anasözleşmenin 38. maddesine göre genel kurul kararlarının iptali istemi hakkı bulunmadığı, kararda yokluk müeyyidesini gerektirir bir hal olmadığı, üye sayısının artırılması ise genel kurulun devredemeyeceği yetki olup somut olayda 130 üyeye çıkarma kararının da yoklukla malul olmadığı, gündemde bulunmayan bir karar alınmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

          Şti.) ortaklığından çıkarılmasına ilişkin, 03/03/2014 tarihli (02) sayılı ortaklar kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir....

          Öte yandan kanun koyucu TTK'nun 449. maddesi ile şirketler hukukunda genel kurul kararlarına karşı ayrı bir prosedür öngörmekle tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilirken şirketler hukukunun kendisine özgü yapısının gözetilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde, davacı tarafından davalı şirketin 30/09/2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların öncelikle yoklukla malul olduğunun tespiti, mahkeme aksi kanaatte olması halinde iptali ile 30/09/2021 tarihli genel kurulunda alınan 9 no'lu gündem maddesindeki yönetim kurulu seçilmesine ilişkin kararın yürütülmesinin durdurulmasına yönelik olarak dava açılmıştır....

          Öte yandan kanun koyucu TTK'nun 449. maddesi ile şirketler hukukunda genel kurul kararlarına karşı ayrı bir prosedür öngörmekle tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilirken şirketler hukukunun kendisine özgü yapısının gözetilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde, davacı tarafından davalı şirketin 30/09/2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların öncelikle yoklukla malul olduğunun tespiti, mahkeme aksi kanaatte olması halinde iptali ile 30/09/2021 tarihli genel kurulunda alınan 9 no'lu gündem maddesindeki yönetim kurulu seçilmesine ilişkin kararın yürütülmesinin durdurulmasına yönelik olarak dava açılmıştır....

            nedeniyle sokağa çıkması yasak olan ve bu nedenle toplantıya katılamayan pay sahiplerinin bulunduğunu, genel kurulda alınana kararların TTK'nin 447/C maddesine aykırılık oluşturduğunu ve ayrıca davacıların şirketteki haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu, davacıların 65 yaş üstü olduklarını ve toplantıya katılımlarının mümkün olmadığı dava konusu genel kurul toplantısının yapılmasına dayanak olan yönetim kurulu toplantısının kanunda ön görülen koşulları taşımadığınından usulüne aykırı bir şekilde gerçekleşmiş olduğunu, genel kurul toplantısında kanuni şartların sağlanmadığını, yargılama sonucu yoklukla malul olduğu tespit edilecek olan toplantıya ilişkin alınmış kararlardan 3 numaralı genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasının gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve 23.03.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan Yönetim Kurulu seçilmesine dair 3 numaralı kararın yürütülmesinin TTK m. 449 uyarınca durdurulması suretiyle ihtiyati...

              bizzat haberdar olmaları birlikte değerlendirildiğinde genel kurulun şirket merkezinde yapılmadığı yönündeki iddiaların yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 25.06.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan gündemin 4., 6. ve 7. maddelerindeki kararların yokluk ile malul (butlan) olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir....

                oyçokluğu ile onaylandığı, bu genel kurul kararının iptali için açılan davanın reddine dair verilen mahkeme kararının kesinleştiği, sözleşmenin ifası yönünde genel kurul kararında önce herhangi bir işlem yapılmadığı, ancak genel kurul kararından sonra 2006 yılında sözleşmenin ifası amacıyla işlemler yapıldığı, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olan Kooperatifler Kanunu 42/6. maddesindeki kanun emredici kaidesine aykırılığın, sözleşmenin yokluk ile malul olmasını değil, butlana dayalı olarak iptal edilebilir olması sonucunu doğuracağı, daha sonra genel kurulun bu sözleşmeye onay vermesi ile bu eksikliğin giderildiği, bu durumda bozma ilamında belirtilen yokluk durumunun dava konusu sözleşmede bulunmadığı, iptali kabil bir sakatlığın icazet yoluyla ortadan kaldırıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu