Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olduğunu, bunun dışında bir şirket ortağının bulunmadığını, yukarıda açıklandığı üzere şirketin karar defterine göre 2014-1 nolu genel kurul kararının davacının iddia ettiği gibi örneği sunulan ve davacının pay devrinin onaylanmasına ilişkin karar olmayıp 10.03.2014 tarihli genel kurul kararı olduğunu ve o genel kurul kararında davacının da imzasının bulunduğunu, bu hususun da davacının dayandığı genel kurul kararının gerçek bir karar olmadığının ortaya koyduğunu, bu nedenle somut olayda TTK'nın 595/2.maddesindeki koşulun gerçekleşmediğinin sabit olmasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK'nın 595.maddesinin 7.fıkrasının olayda uygulama yerinin bulunmadığını, çünkü davacının bu davada sahte ortaklar kurulu kararına dayandığını ve bu karara göre pay devrinin tescil ve ilanını istediğini, davacının talebi sahte karara dayandığından müvekkillerinin susmasının ve uzun süre cevap vermemesinin onay anlamına gelmeyeceğini, gerçekten devir konusunda alınmış...

    Uyuşmazlık, esas sermayenin değiştirilmesi ve pay devrinin geçerli olup olmadığı, genel kurulun iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır....

      Uyuşmazlık, esas sermayenin değiştirilmesi ve pay devrinin geçerli olup olmadığı, genel kurulun iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/202 Esas KARAR NO : 2021/450 DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) DAVA TARİHİ : 24/03/2021 KARAR TARİHİ : 16/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan incelemesi sonunda, GEREKÇE : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 hissedarı olduğunu, diğer hissedar --------- üzerinde bulunan %50 hissenin bir kısmının davacıya devredileceği hususunda anlaşma yapıldığını ancak hisse devrinin yönetim kurulu toplanamadığından dolayı hayata geçirilemediğini, ancak yönetim kurulu başkanı olan ----- şirketi borçlandırıcı işlemler yapmaya başladığını öğrendiklerini; bu nedenle genel kurulun toplanıp, hisse devri hususunun oylanması gerektiğini, ayrıca değişecek hisse durumuna nazaranda dilekçesinde bildirdiği gündem maddelerinin görüşülmesi gerektiğini belirterek, müvekkiline " genel kurulu toplantıya çağırma için izin verilmesini " talep ve dava etmiştir....

        Yerel mahkemece davacının kendi adına asaleten ve diğer davacılar adına velayeten katıldığı 26/08/2010 tarihli genel kurulda devre onay verdiği, devrin 6102 sayılı TTK. 595 şartlarını taşıdığı, davacı Alev Yavuz'un bizzat katıldığı kurulda devre onay vermesi ve 2010 yılında alınan ortaklar kurul kararı ile ilgili olarak dava açılana kadar devrin geçersiz olduğuna ilişkin bir iddia ortaya atmamış olduğu, aksi yöndeki davacı iddialarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davacının pay devrinin iptaline ilişkin davasının reddine karar verilmiştir....

        ücretine hükmedilmemesine ve davacının idari işlem niteliğindeki Genel Kurul Kararının geçersiz olduğunun ilanı ile aslının ortadan kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

          CEVAP: Davalı T5 cevap dilekçesinde özetle; Kooperatifler Kanununda Genel Kurul Kararının İptalinin düzenlendiğini, doktrinde genel kurul kararlarındaki sakatlık bir başka deyişle geçersizlik halleri iptal edilebilirlik, butlan ve yokluk olarak sayıldığını, Genel kurul kararının yokluğunun, gerek butlanın tespiti gerekse iptal edilebilirlik koşullarının tespiti bakımından açılan davalarda davanın kimin tarafından açılacağı ve husumetin bir başka deyişle davada davalı ehliyetinin kime ait olduğu bakımından bir farklılık bulunmadığını, buna göre genel kurul kararının gerek yokluk, gerek butlan gerekse iptal edilebilirlik nedenlerinden biri ile açılan davada davanın yönetim kurulu veya denetçiler tarafından açılması, yönetim kurulu tarafından dava açılması halinde kooperatif tüzel kişiliğini denetçilerin temsil etmesi, hem yönetim kurulu hem de denetim kurulu tarafından dava açılması halinde kooperatif tüzel kişiliğini kayyımın temsil etmesinin gerektiğini, ayrıca davalı ehliyeti yönünden...

          Davalı vekili, pay devrinin muvazaalı olduğunu, devreden ve kardeşinin kooperatifteki paylarını muvazaalı şekilde genel kuruldaki çoğunluğu ele geçirmek için farklı kişilere devrettiklerini, davanın, payını devreden kişiye de yöneltilmesi gerektiğini, genel kurulca ortak sayısının sınırlandırılması nedeniyle öncelikle genel kurul kararının iptali davası açılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

            GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 21.11.2017 tarihli genel kurulun 3,4,5,6 ve 7 nolu kararların butlanla hükümsüz olduğunun tespiti yada iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile genel kurulun 3 ve 5 numaralı karanın iptaline karar verilmiş, bu karar karşı davalı şirket vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı şirket vekili davacını şirketteki hisselerini deverttiğini ,yazılı belgenin davacının elinde olduğunu ve hakkını kötüye kullanarak belgeyi sunmadığınıu ileri sürülerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davaya konu genel kurul toplantısının şirketin %50 şer oranında pay sahibi olarak gösterilen davadışı 2 ortağın katılımı ve davacının katılım olmaksızın gerçeklekştiği ve kararlarıın oy birliği ile alındığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 03/09/2021 (Ara karar ) NUMARASI: 2020/704 Esas ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2021 Taraflar arasında görülen genel kurul kararının iptali davasında, ilk derece mahkemesince verilen ara kararın asıl ve birleşen davanın davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada, davalı şirketin 11.11.2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin mali haklarının belirlenmesine ilişkin yönetim kurulu üyelerine ödenmek üzere 2 nolu gündem maddesindeki alınan prime ilişkin kararın pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarından olan kârdan pay alma haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran nitelikte olduğu, eşitlik ve dürüstlük kuralına aykırı olup, örtülü kar aktarılması niteliğinde olduğu iddia edilerek dava konusu genel kurulun gündemin (...

                UYAP Entegrasyonu