Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un davalı anonim şirket hissedarı olmasına dayanarak 24.11.1994 ve 23.02.1997 tarihli genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespitini istediği, dava konusu 23.02.1997 tarihli genel kurul toplantısında faaliyet raporunun ve bilanço kar/zarar hesaplarının onaylanmasına, yedek akçe ayrılmasına ve yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair kararlar alınmış olup alınan kararların TTK'nın 447. maddesinde belirtilen butlan halleri içinde değerlendirilemeyeceği, söz konusu genel kurul toplantısında davacılar murisinin ... başkanı olarak seçildiği, toplantıyı yürüttüğü, tutanağı imzaladığı ve davacıların murislerine ait imzanın sahteliğinin iddia ve ispat edilmediği, bu nedenle dava konusu 23.02.1997 tarihli genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespitine dair istemin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı, batıl olduğunun tespiti istenen 24.11.1994 tarihli genel kurulda sermaye artırım kararı alınmış olduğundan butlan halleri içerisinde değerlendirilebilse de, 1997 yılında genel kurul toplantısında...

    TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2013/778 KARAR NO : 2021/130 DAVA : Genel Kurul Kararlarının Butlanı Veya İptali DAVA TARİHİ : 26/12/2013 KARAR TARİHİ : 10/03/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2021 Mahkememize açılan genel kurul kararlarının butlanı veya iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda; İDDİA Davacı vekili, Ticaret Sicil Gazetesinin 02/07/2013 gün ve ...sayısında yayınlanan ve genel kurulda görüşüldüğü belirtilen yönetim kurulu üyesi sayısının değiştirilmesine dair ana sözleşme değişikliği için yeterli nisabın oluşmadığından kararın geçersiz olduğunu, 27/09/2013 tarihli genel kurul toplantısına ...'in 05/08/2013 tarihinde pay edinimiyle ilgili toplantıya katılmış ise de; bu şahsın dava dışı ... tarafından muvazalı bir şekilde ...'...

      İptal davasından farklı olarak genel kurul kararlarının butlanı TTK'nın 447'nci maddesinde düzenlenmiş ve herhangi bir süre ile sınırlandırılmamıştır.Genel kurul kararlarının butlanı tespiti istem kural olarak herhangi bir süreye tabi değilse de bu hak hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacak şekilde dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılmaldır. Ögretide ve Yargıtay uygulamalarında bu hususun ileri sürülmesi bir kararın uygulanmasını ve bu uygulamanın sonuçlarına yıllarca itiraz etmeden rıza ve tahammül gösterilip de sonradan butlanın ileri sürülmesi ve bir kimsenin kararlarının butlanı eskiden beri bilmesine rağmen buna menfaati icabı ses çıkarmayıp da ancak hesaplamayadığı sonuçlarını gördükten sonra kararın butlanı tespiti dava etmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayılmıştır....

      İptal davasından farklı olarak genel kurul kararlarının butlanı TTK'nın 447'nci maddesinde düzenlenmiş ve herhangi bir süre ile sınırlandırılmamıştır.Genel kurul kararlarının butlanı tespiti istem kural olarak herhangi bir süreye tabi değilse de bu hak hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacak şekilde dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılmaldır. Ögretide ve Yargıtay uygulamalarında bu hususun ileri sürülmesi bir kararın uygulanmasını ve bu uygulamanın sonuçlarına yıllarca itiraz etmeden rıza ve tahammül gösterilip de sonradan butlanın ileri sürülmesi ve bir kimsenin kararlarının butlanı eskiden beri bilmesine rağmen buna menfaati icabı ses çıkarmayıp da ancak hesaplamayadığı sonuçlarını gördükten sonra kararın butlanı tespiti dava etmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayılmıştır....

        Maddesi, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır" düzenlemesini içermektedir. Genel kurul iptali davalarında TTK’nın 445. maddesi gereğince, alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun da iddia ve ispat edilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı ortağın kısıtlanıp vasi atandığı, davacı kısıtlı yönünden genel kurula toplantıya ilişkin vasi yada mahkemeye bildirim yapılmadığını, buna göre davacı ortağa usule uygun davet yapılmadan alınan genel kurul kararlarının iptali gerektiğini ileri sürülmüştür. Salt çağrı usulsüzlüğü tek başına alınan kararların iptalini gerektirmeyip, çağrı usulsüzlüğünün davaya konu genel kurul kararlarının alınmasında doğrudan etkili olması gerekir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kurul kararlarının batıl veya yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davalı şirketin 08/10/2020 tarihli tasfiye girişi konulu genel kurulunda alınan kararlara ilişkin ticaret sicil müdürlüğüne sunulan örneğinin davalı şirketin diğer ortaklarınca değiştirilip değiştirilmediği, gerçekte davacının muhalefetinin bulunduğu imzalı beyanının bulunup bulunmadığı, buna göre sahtecilik iddiasının yerinde olup olmadığı, davacının ileri sürdüğü hususların genel kurul kararının butlanı veya yokluğu sonucunu doğurup doğurmadığı hususlarındandır. Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacının davalı şirketin ortağı olduğu, davalı şirketin 08/10/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebi ile iş bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır....

            Asliye Hukuk mahkemesinin ... sayılı dosyanın derdest olduğunu, 17.06.2011 tarihli sicil gazetesiyle ilan edilen şirketin 06.05.2011 tarihli 12 numaralı kararının ve sicil kaydının iptali gerektiğini, 31.05.2013 tarihli sicil gazetesiyle ilan edilen şirketin 24.05.2013 tarihli 1 numaralı kararının ve sicil kaydının iptali gerektiğini, 11.09.2015 tarihli sicil gazetesiyle ilan edilen şirketin 01.09.2015 tarihli 4 numaralı kararının ve sicil kaydının iptali gerektiğini, 08.11.2018 tarihli sicil gazetesiyle ilan edilen şirketin kararının ve sicil kaydının iptali gerektiğini, 26.06.2018 tarihli sicil gazetesiyle ilan edilen şirketin 18.06.2018 tarihli 4 numaralı kararının ve sicil kaydının iptali gerektiğini, 26.01.2021 tarihli sicil gazetesiyle ilan edilen şirketin 25.01.2021 tarihli 1 numaralı kararının ve sicil kaydının iptali gerektiğini, müteveffanın vefat ettiğini, hisse devrinin söz konusu olmadığını, veraset ilamına göre hissenin mirasçılar adına tescili gerekirken davalının kendi...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, limited şirket müdürler kurulu kararının ve genel kurul kararlarının yokluk veya butlanının tespiti, olmadığı takdirde genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

              Davalı vekili, davacının kurucu intifa senedi sahibi olarak genel kurul kararlarının iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, alacak davası açabileceğini, sermaye artırımlarında kurucu kâr payına arttırılan sermaye miktarı bakımından sınırlama getirilebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                Ancak davacı temsilcisinin genel kurula katılarak red oyu verdiği, toplantının sonucunda muhalif kalındığının tutanağa yazılması nedeniyle muhalefet şerhi bulunmaktadır. Ancak yukarıda belirtilen gerekçeyle artık iptal davası yönünden kararların esası ve muhalefet şerhi bulunup bulunmadığının incelenmesi gereksiz olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin genel kurul kararlarının incelenmesi ve muhalefet şerhine ilişkin gerekçesinin eleştirilmesi ile yetinilmiştir. Davacı, genel kurul toplantısının geçersiz pay cetveline göre yapıldığını, şirketin paylarının hamiline yazılı paylara bölünmesi nedeniyle artık ortaklar pay defterine dayalı olarak hazirun cetvelinin düzenlenemeyeceğini, hamiline yazılı payların basılıp teslim edilmesi ile bu paylara ilişkin pay defterindeki kayıtların iptali gerektiği genel kurul kararlarının butlanı talep edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu