Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davacıların iddiasının kooperatifin muvazaalı olarak ...’e borçlandırıldığı, ...’in ekonomik durumu itibarıyla kooperatife belirlenen miktarda borç para vermesinin olanaksız olduğu, mahkemece salt genel kurul kararlarının yasa ve anasözleşmeye uygunluğundan hareketle sonuca gidildiği, oysa davada çözümlenmesi gereken hususun kooperatifin borçları nedeniyle taşınmaz satışının genel kurul tarihleri itibariyle gerek olup olmadığı noktasında toplandığı, her ne kadar genel kurul kararları oybirliği ile alınmış ise de kararın alınışı sırasında ortakların yanıltıldıkları iddiası ve kooperatifin genel kurul tarihindeki mevcudu itibarıyla borçlanmaya gereksinim olup olmadığının; inşaatın düzeyi, kooperatifin alacak ve borçları, oluşturularak uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla kayıt ve belgeler üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle belirlenip, genel kurul kararlarının bu çerçevede değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesinin gerektiği” belirtilmiştir...

    - KARAR - Davacılar vekili asıl ve birleşen davada müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun çağrısı ile 16.04.2012 tarihinde kooperatif genel kurulunun olağanüstü olarak toplandığını, müvekkillerinin toplantıda hazirûn cetvelini imzalarken kooperatifin 26 olan ortak sayısının yeni kayıtlarla arttırılarak 47'ye çıkartıldığını görerek bu duruma itiraz ettiklerini, ancak itiraza rağmen toplantının yapıldığını, genel kurullarda ve yüklenici ile yapılan inşaat sözleşmesinde ortak sayısının 29 ile sınırlandırıldığını, kooperatif yöneticilerinin sanki yeni inşaat yapılacakmış gibi kooperatife 21 yeni ortak kaydettiğini, kooperatif yönetiminin keyfi olarak dilediği sayıda kişiyi kooperatife ortak kaydetme hak ve yetkisinin olmadığını, usulsüz olarak ortak kaydedilenlerin katılımıyla yapılan genel kurulun mutlak butlanla malûl olduğunu, genel kurul tutanağının gerçeklere aykırı şekilde...

      Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/2 nci maddesi “ Genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar veya üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır.” hükmünü, Kooperatif Anasözleşmesi'nin 34/son maddesi ise “Genel kurul başkan ve üyelerinin, ortaklardan veya kooperatif üst kuruluşlarının temsilcileri arasından seçilmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, mutlak butlanla batıldır. Üye olmayan divan başkanının seçilen kişinin sonradan kooperatif üyesi olması geçersizliği ortadan kaldırmaz Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda divan başkanı seçilen ....’ın 15.12.1997 tarihinde kooperatife üye olduğu 31.07.2009 tarihli yönetim kurulu kararından kooperatif hissesini...’a devrettiği anlaşılmıştır....

        Oy Kullanma Şekli başlıklı Madde 20” (1) Genel Kurulda oylamalar el kaldırmak suretiyle yapılır. Ancak Genel Kurula katılanların salt çoğunluğunun karar vermesi halinde herhangi bir konuda gizli oylamaya başvurulur.Genel Kurul Kararlarının İptali başlıklı 22....

          Davacılar vekili tarafından iptali istenen genel kurul hazırlık işlemleri ve genel kurul toplantısının, davacı vekilinin bu yöndeki ihtiyati tedbir isteminin reddi nedeniyle tamamlandığı ve 22.04.2007 tarihinde genel kurulun yapıldığı, genel kurulun iptali için Aydın 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/179 esas sayılı dosyası ile dava açtığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kooperatif yönetim kurulu kararlarının, bir ortağın ihracına ilişkin olması ya da ortağın kişisel hakkını doğrudan ihlal etmesi yada mutlak butlan ile malül bulunması iddiaları dışında, genel kurula başvurulmadan doğrudan mahkemeye dava açılamaz....

            Şirket hukukundaki emredici hükümlere göre, genel kurul kararlarının oluşabilmesi için iki kurucu unsur gereklidir. Birincisi genel kurul toplantısı yapılması, ikincisi toplantıda karar alınmasındır. Bunların birisindeki eksiklik halinde, işlem (karar) hiç doğmamış sayılır; yani baştan itibaren yoktur." Genel kurul kararlarının yokluğu halinde, iptal davası değil, Genel Kurul kararının yok olduğunun tespiti anlamında bir "tespit davası" açılır. Bu dava herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tâbi olmadığı gibi, herkes tarafından ileri sürülebilir ve yargıç tarafından da re'sen dikkate alınır. TTK'nın 617/3. Maddesinde, limited şirketlere ilişkin çağrısız genel kurul hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanacağı düzenlenmiştir. Anonim şirketler hakkındaki çağrısız genel kurula ilişkin TTK'nın 416/1....

              Mahkemece; genel kurulda ve kararlarda toplantı ve karar nisabının bulunduğu, davacıların hazirun cetveli hazırlandığı dönemde yönetici oldukları halde liste hazırlama görevini yapmadıkları, bu nedenle genel kurul kararlarının iptali istemelerinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece kararında diğer gerekçelerin yanında, esasen toplam 6 üyenin genel kurula çağrılmamış olmaları nedeniyle yapılan çağrı usulsüzlüğü de genel kurul kararlarının iptalini gerektirmekte ise de, bu duruma davacıların sebebiyet vermiş olmaları nedeniyle iptal istemlerinin TMK’nın 2 ve 3. maddelerine aykırı bulunduğu belirtilmiştir....

                Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması, 10.04.1992 gün ve 1991/7-1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak bozma nedenidir. Birleşen 2010/617 esas sayılı dosyasında kısa kararda 25.07.2010 tarihli toplantının yönetim planı ve Kat Mülkiyeti Yasasına uygun olduğu ve subut bulmadığı gerekçesi ile reddine, gerekçeli kararda aynı genel kurul kararının iptali için dava açıldığı ve derdest olduğu tespit edildiğinden reddine karar verilmiş olması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  ile hükümsüzlük kararı verilmiş ise de;genel kurula çağrı yapan yönetim kurulunun çağrı kararı toplantı ve karar nisabına uygun olarak verildiğinden yok hükmünde olmayıp, usulüne uygun olarak toplantı ve karar alan genel kurul yeni yönetim kurulu seçebileceğinden bu gerekçe ile de hükümsüzlük kararı verilmesi doğru olmamıştır....

                    ın ibra edilmesi nedeniyle yasaya, şirket esas sözleşmesine ve dürüstlük kuralına açık bir şekilde aykırılık teşkil ettiğini, açıklanan bu nedenlerle; davanın kabulünü, davalı şirketin ... tarihli genel kurul toplantısında alınan 2, 3, ve 4 nolu genel kurul kararlarının öncelikle yoklukla malul olduklarından, hükümsüzlüklerinin tespitini, mahkeme aksi kanaatte ise anılan genel kurul kararlarının dilekçelerinde belirttikleri ve birbirleriyle yarışır nitelikteki sebeplerle iptalini, açıklanan zaruret hali gereğince genel kurul kararlarının yürütülmesinin mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geri bırakılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ... tarihli genel kurulda alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkil firmanın dava konusu genel kurulu 18/03/2019 tarihinde saat 14:30 da şirket hissedarlarından ..., ... ve ...'...

                      UYAP Entegrasyonu