446'nın birinci fıkrasının (a) bendine göre, genel kurul toplantısında hazır bulunup da, genel kurul kararına olumsuz oy veren ve bu yönde karşı oyunu (muhalefetini) genel kurul tutanağına geçirten pay sahibi, genel kurul kararının iptalini açacağı bir davada isteyebilir.”...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/12/2013 gün ve 2013/162-2013/156 sayılı kararı bozan Daire’nin 02/12/2014 gün ve 2014/9351-2014/18769 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin 11.11.2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantı çağrısının usulsüz olması ve toplantı akışının tamamının tutanaklara geçirilmemesi nedeniyle yok hükmünde olduğunu, alınan kararların kanun, ana sözleşme, afaki iyiniyet kurallarına aykırı bulunduğunu ileri sürerek, 11.11.2011 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine, alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmemesi halinde alınan kararların iptaline karar...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkin olduğu, davacılara ait payları temsilen davayı açan kayyum genel mahiyette bir yönetim kayyımı olmadığı gibi sadece atandığı dosyada görülen davaya özgü ve o davayla sınırlı temsil kayyımı olduğu gözetildiğinde; ilk derece mahkemesince verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; genel kurul kararlarına karşı toplantı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açılması gerektiği, bu sürenin hakdüşürücü nitelikte olduğu, davacı vekilinin ....01.2012 tarihli toplantıya katıldığı, ancak davayı bir aylık hakdüşürücü sürenin geçmesinden sonra açtığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava, genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın .... maddesi "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez" hükmünü düzenlemiştir....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin 03/09/2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermaye arttırımına ilişkin alınan kararların usul ve yasaya aykırı olduğu, 13/09/1991 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin kararın iptal edilerek kesinleşmesi nedeniyle şirket sermayesinin avdet ettiğini ve bu sermayeye göre ortakların pay oranlarının da geri döndüğünü, genel kurala katılmaya hakkı bulunmayan kişilerin varlığı ile alınacak kararların hukuken yoklukla malul olduğunu ileri sürerek, asıl davada 03/09/2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermaye arttırımına ilişkin alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitini ve ve terkinini, birleşen davada, anılan genel kurulda alınan yönetim kurulu seçimine ve davalı şirket esas sözleşmesinin 5'inci...
Evleri sitesinin 15/04/2011 tarihli ilk kat malikleri kurulu toplantısının yoklukla malul olduğunun tespiti ile toplantıda alınmış tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece kat malikleri kurulu tutanağının KMK'nın 32. maddesine aykırı olduğu bu nedenle yönetici seçimi ve ibraya ilişkin kararların yok hükmünde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, ... Evleri sitesinin 15/04/2011 tarihli ilk kat malikleri kurulu toplantısının yoklukla malul olduğunun tespitine ve bu nedenle toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmiştir. Dava 634 sayılı Kanundan kaynaklanan kat malikleri kurulu kararının iptali davasıdır. 634 sayılı Kanunun 32/4. maddesine göre; kat malikleri kurulu kararları (1)'den başlayıp sırayla giden sayfa numaraları taşıyan her sayfası noter mühürüyle tasdikli bir deftere yazılarak, toplantıda bulunan bütün kat maliklerince imzalanır; karara aykırı oy verenler bu aykırılığın sebebini belirterek imza koyarlar....
K. sayılı kararı ile davalı şirketin 30.05.2006 tarihli genel kurulunda alınan kararların, genel kurul kararı alan 3 kişilik yönetim kurulunun 2 üyesinin yasal olarak atanmadığı, bir yönetim kurulu üyesinin oyu ile alınan genel kurul çağrısı sonucu yapılan genel kuruldaki bütün kararların yoklukla malül hale geldiği gerekçesiyle iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay tarafından onanması ile kesinleştiği, buna göre davalı şirketin yönetim kurulunun oluşumunun usulsüz olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle seçimleri mahkeme kararı ile iptal edilerek kesinleşen bu kişilerin çağrıları ile toplanan genel kurulun yoklukla malul kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak asıl davanın kabulü ile, davalı şirketin 03.09.2010 tarihinde yapılan 2005 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararların Yoklukla malul olduklarının tespitine karar verilmiştir....
E.in paydaş ve yönetici olduğu dava dışı şirketin adresinde yapıldığını, yasaya ve sözleşmeye aykırı şekilde yönetim kurulu üyesi ve denetçi seçimi yapıldığını, şirketin yönetim kurulu üyeliğine şirketin paydaşı gibi gösterilen yabancı uyruklu kişilerin seçildiğini, bu kişilerin genel kurula katılmamış olmalarına rağmen aynı gün yönetim kurulu toplanmış gibi gösterilerek aldıkları 2011/4 sayılı kararla C.E.'in genel müdür olarak seçilmesine ve münferit atacağı imza ile şirketi her konuda ahzu kabz yetkisi ile temsil etmesine karar verildiğini, yönetim kurulu kararı ile altındaki imzaların sahte olduğunu, 17.11.2011 tarihli genel kurul ve genel kurulda alınan kararlar ile aynı tarihli 2011/4 sayılı yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunu ileri sürerek, yoklukla malul olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle, dava konusu genel kurulda alınan, müdür seçimine ilişkin (3) numaralı kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dava konusu, 27.12.2016 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin çağrının, davalı şirketin %59 hissesinin sahibi olan ortakları temsilen Av. ... tarafından yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı yanca, genel kurulun müdürler tarafından toplantıya çağrılması gerektiğinden bahisle, çağrının usulsüz olduğu iddia edilmiş ve bu husus bir iptal sebebi olarak ileri sürülmüşse de, toplantıya şirketin tüm ortaklarının katıldığı ve ortaklarca toplantının şekline ilişkin bir itirazda bulunulmadığı ve toplantının sonuna kadar da ayrılmadıkları anlaşılmaktadır....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı şirkette 100 payı bulunduğu, dava konusu edilen çağrısız genel kurul toplantılarında TTK 370. maddesine göre tüm ortakların asaleten veya vekaleten hazır bulunması ve toplantıya itiraz edilmemiş olması şartının gerçekleşmediği ve maddede yazılı bu iki şartın gerçekleşmeden yapılan genel kurul toplantılarının hukuken yok olup alınan kararların da yoklukla malul olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen birleşen davanın tamamen kabulü ile davacının davalı şirkette 100 payı olduğunun tespitine, davalı şirketin 04/05/2009 ve 03/05/2010 tarihli genel kurul toplantılarının yoklukla malül olduklarının tespitine, davacı vekilinin asıl dosyadaki yönetim kayyumu tayinine yönelik talebinin davalı şirketin organsız olmadığı ve kesin hükümle elde edilecek sonucun tedbir kararı ile sağlanamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....