Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, kredi sözleşmesindeki davacı menfaatine aykırı hükümlerin genel işlem koşulu mahiyetinde olduğu, bu sebeple yazılmamış sayılacağı, haksız alınan masrafların iadesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 420 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmiş, miktar itibariyle kesin olan karar aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan haksız olduğu iddia edilen kesintilerin istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde komisyon, ekspertiz, inceleme, muhafaza ve denetim ücreti vb. masraf alınacağına dair hüküm bulunmakta ise de, miktarları konusunda açıklık bulunmamaktadır....
Halk Bankası arasında imzalanan Kooperatif Kredi Sözleşmesine kefil olarak imza attığını, asıl borçlunun borcunu ödememesi üzerine kendisi gibi krediye kefil olan ve ödemede bulunan davalı kooperatif tarafından borcun tamamı için asıl borçlu ile birlikte kendisi ve diğer kefiller aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmemesi üzerine hakkında takibin kesinleştiğini, BK'nın 488/2 maddesi gereğince davacının ancak kefalet payı ile sınırlı olarak kendisine rücu edebileceğini, alacağın tamamın isteyemeyeceğini ileri sürerek, icra dosyasında hissesine düşen miktardan fazlasına sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine taşıt kredisi sözleşmesine dayalı olarak takip başlattığını, müvekkilinin böyle bir sözleşmeden takibe kadar haberi olmadığını, davalı ... Otomativ Ltd. Şti. temsilcisi ve ortağı ...’nun müvekkiline ait bir kısım evrakları kullanarak sahte imza ile müvekkilini ve diğer davalının kefil olduğu sahte kredi evrakı tanzim ederek borçlandırdığını, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalı bankaya 11.4.2006 tarihli kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davacının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davacının imza sirkülerindeki imzası ile sözleşmedeki imzanın birebir aynı olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., davacı ile arasında bir ilişki bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili,müvekkili banka ile davalı şirket arasında düzenlenen Genel Kredi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine istinaden davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığını; borcun ödenmemesi üzerine .... 11.Noterliği'nden 27/10/2009 tarihli .... yevmiye sayılı ihtarnamenin keşide edilerek hesabın kat edildiğini; alacağın tahsili için davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2014/5322 esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlattığını; davalı/borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz ederek takibi durduğunu; davalı/ borçlunun icra takibine vaki itirazının iptali ve takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, usule ilişkin olarak, itirazın iptali davalarının icra dosyasının bağlı olduğu mahkemede açılabileceğini; davalı hakkındaki icra takibinin .......
. - K A R A R - Davacılar vekili, davalı tarafından müvekkillerine karşı takibe konu edilen iki kredi sözleşmesinden 10.11.2006 tarihli olan sözleşmede müvekkillerinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaları bulunmasına rağmen 27.08.2008 tarihli olan 2.sözleşmede imzalarının bulunmaması nedeniyle 2.sözleşmeden sorumlu tutulamayacaklarını bildirerek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, 27.08.2008 tarihli sözleşmede davacıların imzalarının bulunmadığından sorumlu olmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne, takibin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı bankaca, Kredi Genel Sözleşmesine istinaden başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Dava; İİK'nun 72 maddesine dayalı açılmış olup, genel kredi ve kefalet sözleşmesine dayalı olarak davacılar aleyhine başlatılmış ve kesinleşmiş takipten ötürü davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili; dava dışı kredi lehdarı şirket ile bağıtlanan 07/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza atan davacıların eşlerinin muvafakatlerinin alınmaması nedeniyle kefaletlerin geçerli olmadığını, bu sözleşmenin esasında 2013 tarihinde yapıldığını; ancak davalı tarafça genel kredi sözleşmesi tarihinin sonradan doldurulduğunu ileri sürmüş, davalı vekili, davacıların kefalet sözleşmesini imzaladıkları tarihte şirket ortağı olduklarını, TBK'nun sözleşme tarihinde yürürlükte olan 584 maddesi uyarınca eş rızasının gerekli olmadığını savunmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı asıl borçlu arasında 30/09/2016 tarihli ve 50.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davacının genel kredi sözleşmesinde müteselsilen kefil olduğunu, dava dışı asıl borçlu ile müvekkili arasında 29/09/2017 tarihli ve 35.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede dava dışı ... kefil olduğunu, takip talebinde davacı kefil ve dava dışı kefil ... yönünden kefalet sorumluluk limitlerinin gözetildiğini, davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesi nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğini, davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesine dayalı kullandırılan kredilerin ödenmiş olduğu kabul edilse dahi, yeniden kredi kullandırılması halinde kefaletinin sonladırılması konusunda müvekkiline başvuruda bulunmadığı gibi ihtar da keşide etmediğini, davacının kanunların izin verdiği çerçevede dava dışı asıl borçlunun kefili olup salt asıl borçluya kullandırılan kredinin nitelik...
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı asıl borçlu arasında 30/09/2016 tarihli ve 50.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davacının genel kredi sözleşmesinde müteselsilen kefil olduğunu, dava dışı asıl borçlu ile müvekkili arasında 29/09/2017 tarihli ve 35.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede dava dışı Mikdat Durmazın kefil olduğunu, takip talebinde davacı kefil ve dava dışı kefil Mikdat Durmaz yönünden kefalet sorumluluk limitlerinin gözetildiğini, davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesi nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğini, davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesine dayalı kullandırılan kredilerin ödenmiş olduğu kabul edilse dahi, yeniden kredi kullandırılması halinde kefaletinin sonladırılması konusunda müvekkiline başvuruda bulunmadığı gibi ihtar da keşide etmediğini, davacının kanunların izin verdiği çerçevede dava dışı asıl borçlunun kefili olup salt asıl borçluya kullandırılan...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, Genel Kredi Sözleşmesine ilişkin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan davacının icra dosyasına yapılan ödemenin iadesine ilişkin istirdat davasıdır. Davalı banka ile dava dışı .... Şti arasında 28.02.2012 düzenleme tarihli 32.500.-TL limitli Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı, Kredi Genel Sözleşmesini davacı ...' ın dava dışı ... ve ... müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, her birinin kefalet limitinin 32.500.-TL olarak belirlendiği, sözleşmeye istinaden dava dışı şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından kredi hesabı kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edildiği, davalı banka tarafından İhtar sonrası davacı ve dava dışı borçlular aleyhine İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... E....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 23/06/2008 Nosu : 102/216 - K A R A R - Dava, tarım kredi kooperatifi ile dava dışı asıl borçlu arasında incelenen tarım kredi sözleşmesine kefalet veren davalının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Daha önce, dairemizce 13.10.2009 tarih 2009/700-2009/9259 sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmiş, Yüksek 13.Hukuk Dairesince de 06.11.2009 tarih 13886-12850 sayılı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan Daireler arası olumsuz görev uyuşmazlığının Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi gerektiğinden, dosyanın Yüksek 1.Başkanlık makamına gönderilmesi gerekirken sehven Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yüksek 1.Başkanlığa sunulmasına, 03.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. ......