inden 08.07.2010 tarih ve ... nolu Genel Kredi Sözleşmesine bağlı 3 nolu ek sözleşme kapsamında kullandığı veya kullanacağı nakdi ve/veya gayrinakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne suretle olursa olsun asaleten ve ya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının toplam 75.000,00 TL'lik kısmına müteselsil kefil olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir genel kredi sözleşmesine, sözleşmede yazılı kredi limiti dahilinde ve T.B.K. 583. Maddesi (818 Sayılı Borçlar Kanunu 484. Madde) hükmü gereğince kendi azami sorumluluk mikktarını göstererek kefil olan kimse, gerçekte münterit bir borca değil, tüm olarak bir borç ilişkisine kefil olmuştur. Bunun anlamı şudur: Kefil, kefalet konusu kredi ilişkisinden doğacak bütün münferit borçlar için, hiç kuşkusuz imzaladığı genel kredi sözleşmesinde zikredilen timitler dahilinde sorumluluk altına girmiştir....
Dava genel kredi sözleşmeleri uyarınca alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin, davalıya kredi kullandırıldığı tarihte kısıtlı olduğuna ilişkin yazının bankaya tebliğ edilmesi nedeniyle temyiz kudretine haiz olmayan kısıtlıya kredi kullandırılmasında bankanın ağır kusurlu olduğu ve kredi sözleşmelerinin geçersiz olduğu yönündeki belirlemesi doğru ise de, davaya konu genel kredi sözleşmeleri uyarınca bankaca yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri muvacehesinde kısıtlıdan talep edilebilir olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Davacının kefil olarak imzaladığı Tarımsal Krediler Genel Sözleşmesinin 4/1.maddesinde, “Banka, bu sözleşmede yer alan hükümler dahilinde, bir veya birden fazla kredi hesabı açmaya, kredi hesaplarının limitlerini azaltmaya veya çoğaltmaya, bakiyesi sıfıra inen kredi hesaplarını yeniden çalıştırmaya, kredi lehdarına/lehdarlarına ait hesaplar arasında virman yapmaya, mevcut kredi hesaplarını kapatarak dilediği miktarlarda yeni kredi hesapları açmaya veya dilediği diğer şekillerde kredi kullandırmaya kayıtsız şartsız yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemenin somut olay bakımından belirtilen sözleşme hükmü üzerinde durulup tartışılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hükmün kurulması doğru görülmemiştir....
Terme Şube Müdürlüğü ile yaptığı 04.02.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği kredi kullandığı, sanığın katılan banka ile yaptığı sözleşme gereği, ... isimli kişi adına düzenlenmiş 30.01.2012 vadeli 30.000 TL bedelli senedi teminat olarak katılan bankaya verdiği, sanığın katılan bankadan aldığı krediyi zamanında geri ödememesi üzerine bankanın ... aleyhine icra takibi başlattığı, ...'ın bu durumu öğrenmesi üzerine açtığı menfi tespit davasında Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporuna göre senet üzerindeki yazı ve imzaların ...'...
nin kefalet sorumluluğunun 14/10/2008 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, müvekkilinin davalı kredi borçlusuna limit tesisinin gerekçesinin de her iki kredi sözleşmesindeki kefillerin varlığı ve bu borcu ödeyeceklerine olan güveni olduğunu, 20/02/2012 tarihli kredi sözleşmesinin kredi borçlusu bakımından bir önceki kredi sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunu, kredi limit artırımı niteliğinde bulunduğunu, ancak iki kredi sözleşmesinin birbirinden bağımsız sözleşmeler kabul edilmesi halinde dahi, her bir kafalet sözleşmesinin diğer genel kredi sözleşmesindeki kefaletlerden bağımsız müteselsil ve birlikte kefalet yapısı içerisinde taahhütler içerdiğini, bu kapsamda 20/02/2012 tarihinde akdedilen genel kredi sözleşmesi/kefalet sözleşmesinin 14/10/2008 tarihinde akdedilen genel kredi sözleşmesini/kefalet sözleşmesini değiştiren ve tadil sözleşmesi niteliği bulunmadığını, her bir kredi sözleşmesi için verilen kefaletlerin, diğer kredi sözleşmesi için verilen kefaletlerden...
bağlantı kurulmak suretiyle davalı kefilin kefalet sorumluluğunun bulunduğu bildirildiği gibi davalının kefalet sıfatıyla imzasının bulunmadığı 10/04/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ile kefalet imzasının bulunduğu 17/11/2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin 43. maddesinde bu sözleşmenin bir önceki genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz eki ve parçası olduğu hükmü gözetilerek davalının kefalet imzasının bulunmadığı 30/03/2004 tarihli ve 10/04/2013 tarihli genel kredi sözleşmelerinden sonra kronolojik bağ kurularak olarak açılıp kullandırıldığı belirlenen kredi alacaklarından da sorumluluğu bulunduğuna dair görüş Dairemizce benimsenmemiştir....
Davalı T4 ancak kefaletinin bulunduğu 20/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun bulunması halinde kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olacaktır. Kefaletin asıl borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olması sadece kefalet imzasının bulunduğu sözleşme için geçerlidir. Bir başka anlatımla, kefil imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu değildir. Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibarıyla 3 ayrı genel kredi sözleşmesi nedeniyle toplam 368.409,05 TL alacağının bulunduğu, alacağın toplam 124.199,65 TL'lik kısmının ise davalı T4 kefalet imzasının bulunduğu 20/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacı vekili 01/07/2010 tarihli celsede bilirkişi raporuna bir diyeceği olmadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ... ancak kefaletinin bulunduğu 20/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun bulunması halinde kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olacaktır. Kefaletin asıl borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olması sadece kefalet imzasının bulunduğu sözleşme için geçerlidir. Bir başka anlatımla, kefil imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu değildir. Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibarıyla 3 ayrı genel kredi sözleşmesi nedeniyle toplam 368.409,05 TL alacağının bulunduğu, alacağın toplam 124.199,65 TL'lik kısmının ise davalı ...'ın kefalet imzasının bulunduğu 20/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacı vekili 01/07/2010 tarihli celsede bilirkişi raporuna bir diyeceği olmadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE : Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı bankadan 4 adet genel kredi sözleşmeleri ile kredi çekildiğini, toplam kredi tutarının 140.000,00. TL olduğunu, toplu olarak ödemeler yapıldığını, buna rağmen yapılan ödemelerin kredi borcundan düşmediğini, ... 4. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas ve ... 8. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, ... 8. İcra Müdürlüğü'nün ......
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ...Bankası A.Ş. ile davalı asıl borçlu ...arasında 30/06/2014 tarihinde 100.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, davalı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesi kapsamında kendisine tahsis edilen nakdi kredilerini kullandığı, ancak kredi borcunu sözleşmede gösterilen şekilde geri ödeyememesi üzerine ...Bankası A.Ş.' nin ... 7....