Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2004/71 Talimat sayılı dosyasında 20.02.2004 günü ihtiyaten, 22.02.2006’da fiilen haczedilen ... isimli yatın davacıya ait olduğunu, sonraki sicil ülkesi kabul ediyorsa evvelki sicilden terkinin gerekli olmadığını, dava konusu yatın da İngiliz gemi sicilinde borçlu adına kayıtlı iken 19.06.2001’de takip ve dava dışı Yunan şirketine satılarak Yunan gemi siciline kaydedildiğini, önceki sicilin terkini gerekli olmadığı için İngiliz gemi sicilindeki tescilin de silinmediğini, üçüncü kişinin ikinci malikten iyi niyetli olarak 19.03.2003’de satın aldığı yatın adını Jüpiter olarak değiştirip 04.04.2003’de adına tescil ettirdiğini, takip borçlusunun İngiliz gemi sicilindeki kaydın devam etmesinden yararlanarak 03.10.2002’de alacaklı ile ipotek sözleşmesi imzaladığını, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sırasında Türk karasularında görülen yatın menkul hükmünde kabul edilerek haczedildiğini, takibin devamı kararı ile ilgili tebligatın usulsüz olduğunu belirterek...

    DAVA KONUSU : Ticaret sicil müdürlüğünün işlemine itiraz- Fon Kurulu kararının KARAR : Taraflar arasındaki ticaret sicil memurluğu kararına itiraz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    Davacının vergi kaydının sosyal güvenlik destek primi kesintisine ilişkin 1479 sayılı Kanun'un Ek. 20.maddesinin yürürlüğe girdiği tarih olan 01.10.1999 tarihinden sonra 16.12.1999 tarihinde sona erdiği, Ticaret ve Sanayi odası kaydının 04.02.2002 tarihine kadar, Ticaret Sicili Memurluğu kaydının ise 31.10.2007 tarihine kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. 1479 sayılı Kanun'un 24. maddesi gereğince zorunlu Bağ-Kur sigortalılık statüsünün oluşması için Esnaf Odası ve Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğu kaydının bulunması yeterlidir. Bu nedenle 1479 sayılı Kanun'un Ek. 20.maddesinin yürürlük tarihi olan 01.10.1999 tarihinden sonraki dönemde oda ve sicil kaydının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının araştırılması gerekirken, soyut tanık beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      Memurluğu vekili, müvekkilinin gerek Kanun'un gerekse de yönetmeliğin kendisine verdiği görev ve yetkiye istinaden terkin işlemini yaptığını, açılan davada hasım olarak gösterilemeyeceklerini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı ... Kooperatifi'nin hatalı ve eksik şekilde sicilden terkin edilerek kayıtlardan düşürüldüğü, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ipoteğin fekki davasının açılması sebebiyle yeniden ihyasının gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile .... Konut Yapı Kooperatifi'nin ihyasına karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, ticaret sicilinden terkin edilen kooperatifin ihyası istemine ilişkindir. Bu tür davalar, ihyası istenilen kooperatifin tasfiye kurulu üyeleri ile kooperatifin kayıtlı olduğu ticaret sicil memurluğu aleyhine açılır....

        Sicil Memurluğu vekili ile diğer davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, davacı tarafından dava dışı anonim şirkete karşı tazminat davası açıldığı ve bu davanın derdest olduğu, şirket tüzel kişiliğinin ancak tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması halinde sona ereceği, davacı tarafından dava dışı anonim şirkete karşı şirketin terkininden önce gerçekleşen bir olaya dayalı olarak açılmış bulunan tazminat davasının varlığı karşısında tasfiyenin gerçek anlamda tamamlandığından bahsedilemeyeceği, her ne kadar ticaret sicil memurluğu davalı olarak gösterilmemişse de şirket ihyası davalarında anılan kurumun mecburi dava arkadaşı olması nedeniyle dava dilekçesinin bu kuruma tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlandığı, ancak bu tür davaların, ihyası istenilen şirketin ortaklarına karşı açılamayacağı gerekçesiyle asıl davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleşen davanın kabulüne, ......

          'nin ticaret sicil kaydının terkin edilip edilmediği usûlünce araştırılarak belirlenmeli; bu belirleme yapıldıktan sonra terkin edildiğinin anlaşılması halinde, anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek noksan tahkikat ve inceleme ile hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı ile davalılardan Kurum, ... İnşaat Turizm Gıda ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.'ni temsilen Ortakları ..., ..., ..., ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır....

            Mahkemece, davanın kabulüne karar verildiğine göre davalı Ticaret Sicil Memurluğu yararına vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Sanığa isnat edilen suç, İİK’nun 331.maddesinde, “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlendiği dikkate alındığında, oğlu ...’nun sigortacılık faaliyetine başladığı 26.4.2004 tarihinden önce sanığın sigorta acentalığı faaliyetinde bulunup bulunmadığı ilgili ticaret sicili memurluğu ile Vergi Müdürlüğünden sorularak faaliyette bulunduğunun saptanması halinde bu işyerini devredip devretmediği vergi müdürlüğü, ticaret sicil memurluğu ile ilgili sigorta şirketinden de sorulmak...

                Borçlu taraf adına usulüne uygun borca itiraz yapılmadığını, dosyaya mübrez belgelerden de anlaşılacağı üzere borca itiraz edildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığını, dosyadaki beyanların da yetkili olmayan kişilerce yapıldığı, beyanların borca itiraz niteliğinde olmadığı, kaldı ki Geminin satışı yönünde karar alınırken bu itirazların dikkate alınıp reddedildiği ve hükmün de Borçlu Gemi yönünden kesinleştiğinin, borca itiraz bulunmadığı ve alacağın bu yönüyle de kesinleşmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Mevcut iddianın niteliğine ve dosya içeriği göz önünde bulundurularak HMK.m.30'da düzenlenen usul ekonomisi ilkesi ile takdiren HMK.m.320/1 maddesi gereğince duruşmalı inceleme yapılmıştır. Takip dosyası getirtilip incelenmiştir. Takip İstanbul 12. İcra Müdürlüğü'nün 2017/39617 Esas sayılı takip dosyasından 11/12/2017 tarihinde ilamsız takip olarak başlatılmıştır....

                Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden bildirilen ... ilindeki adresine gerekçeli karar tekrar Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir. Dosyada, dava dilekçesi ekinde yer alan ... Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ait 30/01/2012 tarihli Ticaret Sicil Memurluğu yazısında, davacı şirketin adresinin, Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca bahsekonu tebligatların yapıldığı “... nolu Belediye İşhanı Kat:2 No:128 İskenderun/... adresinden “... -... adresine taşındığı belirtilmiş olup, mahkemece davacı şirketin ... Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden son ikamet adresinin araştırılarak Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca gerekçeli karar ve davalılar vekili temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile temyiz süresi beklenildikten sonra dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu